Yıllardır belirsizliği koruyan YPG/ QSD güçlerinin DAİŞ çetelerine yönelik operasyonlarda sağ yakaladığı Alman vatandaşı DAİŞ üyesi çeteler ile ailelerinin durumuna ilişkin ilk somut adım 20 Aralık günü atıldı. Almanya ve Finlandiya’dan oluşan bir heyet Rojava Kürdistan’ın Qamişlo ziyaret ederek Demokratik Suriye Özerk Meclisi Yönetimi ile bir araya gelerek ortak protokol imzalamıştı.
Protokol çerçevesinde Roj ve Hol kamplarında Suriye Demokratik Güçleri (QSD) tarafından tutulan 3 kadın ve 12 çocuk Almanya’ya, 2 kadın ve 6 çocuk ise Finlandiya’ya teslim edildi. Güney Kürdistan’a üzerinden ülkelerine Almanya ile Finlandiya’ya götürülen DAİŞ’lilerden sadece bir kadın Frankfurt havalimanında gözaltına alındı.
ANF Almanca servisinin haberine göre Leonora Messing isimli kadın, Almanya’da devam eden bir Ezidî kadın ile iki çocuğunun katledilmesine yardımcı olduğu suçlamasıyla hakkında açılan dava nedeniyle tutuklandı.
Ayrıca Merve Aydın ve Yasemin A. isimli iki DAİŞ’li ise ifadeleri alındıktan sonra bırakıldı. Her iki kadın hakkında da soruşturmanın sürdüğü öğrenilirken, getirilen çocuklar Gençlik Dairesi yetkilileri tarafından teslim alındı.
MAAS ÖZERK YÖNETİMİN ADINI ANMADI
Konuya ilişkin açıklama yapan Dışişleri Bakanı Heiko Maas ise Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin adını anmaktan kaçınması dikkat çekti.
DAİŞ’lilerin teslimatının detaylı bir ön çalışmanın sonucunda gayret gösterilerek gerçekleştirildiğini belirten Maas şöyle koşutu: “Suriye’nin kuzeyinde zaten karışık olan bir durum var, üstelik durum koranavirüsü yüzünden daha da zorlaştı. Orada temasta olduğumuz kişilerin yeteri kadar sorunu var. Bu yüzden bölgedeki kaynaklara ve aracı olan Finlandiyalı dostlarımıza teşekkür ediyorum.”
Aynı şekilde Alman Dışişleri Bakanlığı da DAİŞ’lilerin getirilmesine ilişkin yaptığı açıklamada Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin ismini vermeden “Operasyon yerel güçlerin desteğiyle gerçekleşti” bilgisini verdi.
Alman hükümet cephesinden böyle açıklamalar gelmesine rağmen, DAİŞ’illerin teslimatı için bizzat Almanya’nın Hewlêr Başkonsolos Yardımcısı Sven Krauspe ile özerk yönetim arasında protokolün imzalandığı ortaya çıktı.
ALMANYA İLE DAİŞ’LİLERİN YARGILANMASI GÖRÜŞÜLDÜ
ANHA haber ajansının dün servis ettiği habere göre söz konusu protokol geçtiğimiz Perşembe günü Qamişlo’da Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin binasında imzalandı.
Krauspe’nin yanı sıra heyette Almanya Göç İşleri Müdürü ve Almanya Dış Konsolosluklar Yardım Bölümü Başkanı ile Finlandiya Dışişleri Bakanlığı BM Özel Temsilcisi Jussi Tanner ve Finlandiya Dışişleri Konsolosluk Yardımcısı Ante Bonkonen de yer aldı.
İki heyetin görüşmesinde Türk devletinin saldırıları, Kuzey ve Doğu Suriye’deki son siyasi gelişmeleri, MSD’nin en son gerçekleştirdiği kongre, Özerk Yönetim’in Cenevre ve Anayasa Komitesine katılmasının elzemliği konularının gündeme alındığı öğrenildi.
Görüşmelere ilişkin Özerk Yönetim Dışişleri Dairesi Eş Başkanı Danya Remedan ve Dışişleri Büro Üyesi İbrahim Selac şu bilgileri verdiler: “Bölgedeki insani durumu yanı sıra Türk devletinin insanlık dışı uygulamalarını değerlendirdik. Türk devletinin bir milyondan fazla insanın su ihtiyacını karşılayan Elok istasyonunu kapatmasını ve DAİŞ’li çetelerin yargılanmasını da ele aldık.”
Ayrıca Almanya Göç İşleri Müdürü de görüşmenin ardından ANHA’ya şu değerlendirmelerde bulundu: “Biz insani ihtiyaçlar için Özerk Yönetim ile bir araya geldik. Almanya’nın insani konularda yapacağı yardımları tartıştık. En büyük dayanışma uluslararası ölçekte insani örgütlerinin yardımıdır.”
QSD’NİN ELİNDEKİ ALMAN VATANDAŞLARI
Almanya Avrupa ülkeleri içinde DAİŞ’in en fazla eleman devşirdiği ülkelerinden başında geliyordu. Almanya İçişleri Bakanlığı'nın verilerine göre DAİŞ çetelerine katılmak için Almanya'dan 1.050 kişi katıldı, ancak bu sayının çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Çete üyelerinin üçte biri Almanya’ya geri dönerken, en az 220 kişinin de Irak ve Suriye'de öldürüldüğü tespit edildi.
Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 200’den fazla Alman vatandaşının YPG/QSD’nin elinde bulunuyor. Bunlardan en 90’nın yetişkin erkek olduğu ve savaş suçu işlediği belirtiliyor. DAİŞ çetelerine yönelik operasyonlarda sağ yakalanan Almanların durumunu Berlin yönetimi uzun bir süre görmezlikten geldi. 2019 yılının Şubat ayında ABD Başkanı Donald Trump’ın Almanya’nın adını anarak “Vatandaşlarınızı alıp yargılayın” çağrısına rağmen de Almanya DAİŞ’e katılıp insanlık suçu işleyen vatandaşlarına ilgisiz kalmıştı.
Bunun üzerine çete üyelerinin yakın akrabaları Almanya’daki mahkemelere başvurarak çocuklarının getirilmesini talep etmişlerdi. Angela Merkel’in başbakanlığındaki Federal Alman Hükümeti ise terör saldırıları endişesiyle yetişkin DAİŞ’lilerin ülke getirilmesine ısrarla karşı çıkmıştı.
YILLARCA ÖZERK YÖNETİM İLE TEMASTAN KAÇINDILAR
Uluslararası yasalar gereği Almanya başka bir ülkenin cezaevinde tutulan vatandaşlarını ziyaret edip, onlarla ilgilenip hukuki ihtiyaçlarını giderebilir. Irak ve Güney Kürdistan’daki cezaevlerinde tutulan DAİŞ çete üyesi Alman vatandaşları “konsolosluk desteği” denilen bu ayrıcalıktan yararlanırken, Berlin yönetimi sırf Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi ile resmi temas kurmamak için YPG/QSD’nin elindeki kendi vatandaşlarının bu haklardan yararlanmasının önüne geçmişti.
2800’den fazla DAİŞ’li YPG’e bağlı özel birliklerin Suriye’nin kuzeyinde yaptığı operasyonlarda yakalanmıştı. Bunlardan 800’ün fazlası çoğu batılı ülkeler olmak üzere 46 değişik devletin vatandaşları. Şimdiye kadar sadece aralarında Fransa, Danimarka, Endonezya, Rusya, Fas ve Sudan’ın bulunduğu birçok ülke YPG’nin sağ yakaladığı vatandaşlarını Kuzey ve Doğu Suriye Yönetimi’nden istemişti.