Sol Parti: İsveç, Kürtlere yaptıkları hukuksuzlukları üstlenmeli
İsveç Sol Parti, Olof Palme cinayetinden sonra Kürtleri hedef gösteren İsveç'in yaptığı hukuksuzluk ve haksızlıkları üstlenmeye ve Kürtlerden özür dilemeye çağırdı.
İsveç Sol Parti, Olof Palme cinayetinden sonra Kürtleri hedef gösteren İsveç'in yaptığı hukuksuzluk ve haksızlıkları üstlenmeye ve Kürtlerden özür dilemeye çağırdı.
İsveç Sol Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Håkan Svenneling, Kasım ve Aralık aylarında parlamentoya verdiği soru önergelerinde İsveç ve Türk devletlerinin Kürtlere yönelik baskı ve saldırılarını parlamentonun gündemine getirmişti.
Svenneling, İsveç'in haksız yere ve hiç bir delil olmadan Olof Palme'yi öldürmekle suçladığı Kürtlerden özür dilemesini talep etmiş ve daha sonra verdiği bir başka önergede İmralı'da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin kaldırılması için İsveç'in girişimde bulunmasını istemişti.
Geçtiğimiz günlerde Svenneling'in sorularını yanıtlayan İsveç Adalet Bakanı Mikael Damberg, Palme cinayetine karışmakla suçlanan ve zarar gören Kürtlerin Hükümet Müfettişliği ve Adalet Ombudsmanına başvurarak tazminat talebinde bulunabileceklerini söyledi.
Svenneling'le Adalet Bakanı'nın önergesine verdiği yanıtı, İsveç'in Türkiye politikası ve Türkiye'deki son gelişmeler hakkında ne düşündüğü sorularını yönelttik.
Svenneling, Palme cinayetinden sonra Kürtleri suçlayan İsveç'in bir devlet olarak sorumluluklarını üstlenmemesini çok üzücü olarak değerlendirdi.
Svenneling, Kürtleri Palme'yi öldürmekle suçlayan dönemin Stockhom Emniyet Müdürü Hans Holmer'in çok geniş yetkileri olan bir devlet görevlisi olduğunu hatırlattı.
Svenneling, Bakanın önergesine verdiği cevaptaki tek olumlu yanın, zarar gören Kürtlerin Adalet Ombudsmanı ve Hükümet Adalet Müfettişine başvurabileceklerini belirtmesi olduğunu sözlerine ekledi.
Sol Parti, Palme cinayeti nedeniyle baskıya uğrayan ve zarar gören tüm Kürtlere Adalet Ombudsmanı ve Hükümet Müfettişine başvurmaları ve tazminat talebinde bulunmaları önerisinde bulundu.
İMRALI'YA UYGULANAN TECRİT SONA ERMELİ
Öcalan ve İmralı Adası'nda tutulan tutsaklara yönelik tecridin amacının Öcalan ve diğer tutsakların dış dünyayla olan ilişkilerini mümkün olduğunca engellemek olduğunu söyleyen Svenneling, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi'nin (CPT) raporunun Türk devletinin bununla yetinmediğini ve adada kalan 4 tutsak arasındaki ilişkileri de önemli ölçüde sınırlandığını gösterdiğini hatırlattı.
Svenneling, Almanya'da Sol Parti'nin (Die Linke) CPT'nin Türkiye raporunu parlamentonun gündemine getirmesinden sonra Alman Hükümeti'nin Türkiye'den tutsaklara yönelik her türlü işkence ve insanlık dışı muameleye son verilmesini ve avukat ve ailelerin tutsaklarla görüşmelerinin sağlanmasını talep ettiğini belirtti.
Svenneling, Sol Parti'nin parlamentoya verdiği önergede İsveç'in tıpkı Almanya gibi İmralı'ya uygulanan tecridin kaldırılması için girişimde bulunmasını istediğine vurgu yaptı.
HÜKÜMET ROJAVA'DAKİ DAİŞ'LILARIN SORUMLULUĞUNU ÜSTLENMELİ
Svenneling, 10 Aralık günü de Rojava'da Suriye Demokratik Güçleri elinde bulunan İsveç vatandaşı DAİŞ'lıların daha fazla radikalleşmelerini engellemek için İsveç Hükümeti'nden girişimde bulunmasını istedi.
Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Ebdi'nin İsveç Devlet Radyosu'nda yaptığı açıklamaların DAİŞ tutuklularının topluma kazandırılması için yardım talebinde bulunduğunu hatırlatan Svenneling, “DAİŞ'a karşı mücadelede herkesin sorumluluğu var İsveç de kendine düşen sorumluluğu üstlenmeli. Kuzey Suriye'deki özerk yönetime destek olmalı ve suçluların yargı karşısına çıkarılmasına yardımcı olmalı” dedi.
Suriye'de bulunan DAİŞ'lıların özerk yönetimin oluşturacağı mahkemeler, İsveç'e geri dönenlerin İsveç mahkemeleri tarafından yargılanmaları gerektiğini söyleyen Svenneling, Mazlum Ebdi'nin DAİŞ'ıların daha da radikalleşmesini engellenmesi için 16 adet kamp kuracaklarını açıkladığını ifade etti. Svenneling, İsveç ve Avrupa ülkelerinin Rojava'ya verecekleri desteğin önemine dikkat çekti.
HDP VE MUHALEFETE YÖNELİK TUTUKLAMALAR SON BULMALI
AKP ve Erdoğan'ın muhalefeti susturmak için HDP'ye yönelik kapsamlı saldırı ve tutuklamaları sürdürdüğünü hatırlatan Svenneling, “Türk devleti mümkün olduğu kadar çok HDP üyelerini tutuklamak ve cezaevlerine koymak istiyor. Dış dünya buna karşı çıkmalı ve HDP'ye yönelik saldırılara karşı çıkmalı” dedi.
Svenneling, arandıkları için Türkiye'yi terk etmek zorunda kalan ve iltica talebinde bulunan HDP'lilere İsveç Göçmen Bürosu'nun ülkede kalma başvurularını reddetmesine tepki gösterdi.
Svenneling, son olarak İsveç Hükümetinin ilticacıların haklarını güvence altına alan uluslararası yasalara saygı göstermesi gerektiğine vurgu yaptı.