İsrail’in başkenti Tel Aviv ve diğer kentlerde cumartesi akşamı 27’nci kez büyük gösteriler düzenlendi.

Organizatörlere göre başkentte 180 bin kişi alanlara çıktı. Önceki haftalara göre katılımın daha yüksek olduğu görülüyor.

Mart ayı sonunda reformu yasalaştırma girişimlerine “mola" verildiği açıklamasından sonra muhalefetle müzakereler başarısız oldu. Sağcı hükümet tepkilere rağmen pazartesi günü projeyi parlamentoya taşıyarak yeniden harekete geçecek.

Tasarı, yargının hükümet kararlarının "makullüğü" konusunda karar verme olasılığını ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Bu hüküm özellikle bakanların atanmasını etkiler. Ocak ayında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Yüksek Mahkeme'nin müdahalesinin ardından vergi kaçakçılığından hüküm giyen hükümetin iki numaralı ismi Arie Dery'yi görevden almak zorunda kaldı.

Proje, özü itibariyle yargı organının başka hiçbir yasa kapsamına girmeyen hükümet kararlarını eleştirmesini engellemeyi amaçlıyor.  

YAZAR HARARİ: BİZ ÖFKELENENİNCE NELER OLACAĞINI GÖRÜRLER

Tel Aviv’deki protesto eylemi sırasında konuşan tarihçi ve deneme yazarı Yuval Noah Harari, "Netanyahu hükümetinin ülkemize ve İsrail rüyasına yaptıkları karşısında hareket etmeliyiz. Netanyahu hükümeti durmazsa, biz öfkelenince neler olacağını önümüzdeki günlerde öğrenecek" dedi.

Aralık sonunda aşırı sağ partilerin ve aşırı Ortodoks Yahudi oluşumların desteğiyle kurulan Başbakan Binyamin Netanyahu hükümeti, seçilmiş yetkililerin hakimler üzerindeki gücünü artırmayı amaçlayan bir adalet reformunu geçirmeye çalışıyor.

Hükümet, daha iyi bir güç dengesi sağlamak için reformun gerekli olduğuna inanıyor, ancak muhalifler bunu İsrail demokrasisine ve kurumsal güvencelerine karşı bir tehdit olarak görüyor.

Yargı reformu projesine karşı gösteriler, İsrail tarihinin en büyük protesto hareketlerinden biri olarak kabul ediliyor. Ocak ayından bu yana her cumartesi akşamı eylemler yapılıyor. Organizatörler salı günü de ulusal düzeyde eylemlerde bulunmaya çağırdı.