Almanya, Tanzanya'daki katliamlar için özür diledi
Almanya, Tanzanya'da 20. yüzyılda işlenen sömürgeci suçlar için resmi bir özür dileyerek, ülkenin karanlık tarihini hatırlama ve yüzleşme çabalarını sürdürdü.
Almanya, Tanzanya'da 20. yüzyılda işlenen sömürgeci suçlar için resmi bir özür dileyerek, ülkenin karanlık tarihini hatırlama ve yüzleşme çabalarını sürdürdü.
Alman Cumhurbaşkanı'nın Tanzanya ziyareti sırasında gerçekleşen tanıma, Birleşik Krallık Kralı III. Charles’ın da Kenya'da yaşanan sömürge suları kınamasıyla aynı döneme denk geldi.
Alman Devlet Başkanı Frank-Walter Steinmeier, 20. yüzyılın başında Tanzanya'nın Songea kentinde yaşanan Maji-Maji (Maï-Maï) katliamının kurbanları için özür diledi.
Frank-Walter Steinmeier, "Alman sömürge egemenliğinin kurbanları önünde başını eğdiğini" ifade ederek, Almanya'nın tarihsel sorumluluğunu kabul etti.
1905 ve 1907 yılları arasında gerçekleşen Maji-Maji ayaklanmasının ardından, tarihçilerin tahminlerine göre 200.000 ila 300.000 arasında Maji-Maji temsilcisi Alman sömürgeci birlikleri tarafından katledildi.
Steinmeier, Songea Mbano Şefi'nin torunlarıyla bir araya geldi ve onlara Almanya'da sergilenmek üzere götürülen kafataslarını bulmak için çaba harcayacaklarını söz verdi. Kemiklerin kimliğini tespit etmenin zorluğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı, “Onları Almanya'da bulmak için her türlü çabayı göstereceğimizin sözünü veriyorum. Ancak başarılı olacağımıza söz vermiyorum" dedi.
Alman Cumhurbaşkanı, Alman sömürge tarihini okullarda daha fazla vurgulamayı taahhüt ederek, ülkesinin karanlık geçmişiyle yüzleşme konusundaki kararlılığını dile getirdi.
Steinmeier, "Almanya'da Alman sömürge tarihi hakkında daha fazla bilgi sahibi olan herkes, bunun ne kadar büyük bir zulümle gerçekleştirildiğini görünce dehşete düşüyor olmalı" dedi.
Almanya, son yıllarda sömürge dönemine dair hatırlama ve yüzleşme çabalarını artırarak, özellikle Namibya'daki Herero ve Nama kabilelerinin kemiklerini iade etme sürecini başlatmıştı.
Frank-Walter Steinmeier, Almanya'nın bu tarihle yüzleşme sürecine devam etmesi gerektiğini vurguladı ve Tanzanya'da yaşananlarla ilgili hikayeleri Almanya'ya götürerek daha fazla insanın bunları öğrenmesini amaçladığını ifade etti.