New York metrosunda başlatılan Ýslamofobi kampanyasına Müslüman toplumu Chicago ve San Franscisco otobüslerinde yanıt verdi. “Cihad” kavramı etrafındaki bu savaş afişlerle yürütülüyor.

Cihad kavramı etrafında yürütülen iletişim savaşı, son günlerde ABD’deki otobüsler üzerinde dikkat çekiyor. Ýlk olarak, muhafazakar bir lobi olan Amerikan Özgürlüðünü Savunma Ýnisiyatifi (American Freedom Defense Initiative) bu savaşı başlattı. Ýnisiyatif, mahkemenin kararıyla bir çok kentteki toplu taşıma araçlarında Ýslamofobi (Ýslam korkusu) kampanyası yürüttü.

ÝSLAMOFOBÝ KAMPANYASI

Bu çerçevede San Francisco otobüsleri ve New York’taki 10 kadar metro istasyonuna “Uygar insan ile vahşi insan arasındaki tüm savaşlarda, uygar insanı destekleyin. Ýsrail’e destek olun. Cihadı yenin” yazılı afişler asıldı.

Ancak kısa sürede sıradan vatandaşlar veya Institute for Middle East Understanding gibi organizasyonların inisiyatifinde afişlerin üzerine grafitiler yapılmaya başlandı.

Daha sonra Müslüman topluluðu karşı ataða geçti. Aralık ortasında, ABD’deki Müslüman topluluðun lobi örgütlerinden biri olan Council on American-Islamic Relations (CAIR) Chicago şubesi, «MyJihad» isimli bir kampanya başlattı.

Bununla spritüel, hoşgörülü ve açık bir cihad mesajı verilmek istenirken, ilk olarak Chicaco otobüsleri üzerinde afişler yer aldı. Bu hafta içinde ise San Francisco’da benzer bir afiş kampanyası otobüsler üzerinde yürütülüyor.

CIHAD KUTSAL SAVAŞ MI SPRÝTÜEL BÝR MÜCADELE MÝ?

Fransız Liberation gazetesine göre CAIR Chicago Müdürü Ahmed Rehab, kampanyanın amacının “Cihadın Müslümanların çoðunluðu tarafından uygulanan ve anlaşılan gerçek anlamını paylaşmak” olduðunu söylüyor. Rehab, cihadın “Müslüman inancının daha iyi bir şey içine ayaða kalkarak mücadele etmesini içeren kurucu prensi” olduðunu ifade ediyor. Rehab’a göre cihad kavramı “aşırı Müslümanların eylemleri” ve “Ýslamofobların doktrinleştirme teşebbüsleri sonucu deforme” oldu.

Genellikle “kutsal savaş” ya da “haklı savaş” olarak tanımlanan cihad kavramı, tarih içerisinde bir çok anlama büründürüldü. Anlaşılma biçimi ve uygulanışı, bunu kullananlara ve amaçlarına göre deðişiyor.

Ancak Fransa Ulusal Bilimsel Araştırmalar Merkezi (CNRS) araştırma müdürü ve Ýslam uzmanı Pascal Buresi, cihad kelimesinin köken olarak “çaba” anlamına geldiðini belirtiyor. Bu anlamda, cihadın kendi inancını güçlendirmede kişisel bir spritüel çaba anlamına gelebileceðini ifade eden Buresi, “8. ve 9. yüzyıl Müslüman dünyasında cihad, hukuki bir kategori haline geldi. Cihad, komşu Hristiyanlara karşı legal, onay verilmiş bir savaştı. Daha sonra, Haçlı Seferleri’nin ortaya çıkmasıyla cihada çaðırma gerçek bir propaganda enstrümanı haline geldi” diyor.

Bu çaðrışım sömürgecilikle birlikte ve ardından da 70’li yılların sonunda, Müslüman Kardeşler’den çıkan Mısır Ýslamcı Cihad’ın ortaya çıkışı ile güçlü bir şekilde geri döndü. Müslüman Kardeşler 1981’de Mısır Devlet Başkanı’nı öldürmüştü. Sosyal Bilimler Yüksek Araştırmalar Okulu (EHESS) araştırmacısı ve Arap Dünyası Enstitüsü dergisi olan Qandara’nın yazı işleri müdürü François Zabbal, bu durum için “temel bir kayma” diyor.

YENÝ BÝR TANIM ÇÖZÜM OLACAK MI?

Cihad kavramının sözlükte zalime karşı mücadelenin yerine geçtiðini belirten Zabbal, “Bir anda, Ýslam’da bir ‘iç cihad’ var oldu” diyerek bunun kendi içindeki “inançsızlıða karşı” yöneldiðine işaret etti.

Zabbal, bu aðır anlam dokusunun bugün aşırı gruplarda olduðu gibi geniş şekilde yorumlandıðını söylüyor.

Ýslamofoblar “cihad eşittir şiddet” şeklinde bir ortaklaştırmaya götürürken, buna karşı çok sayıda Müslüman örgütün barışçıl ve ruhsal anlamda cihadı hatırlatması bir “saðırlar diyalogu” olmaktan öteye geçecek mi?

Liberation’a konuşan Pascal Buresi, bu kelime etrafında dönmenin faydasız olduðunu düşünüyor. Zabbal’a göre bu tarihsel derinliði hesaba katmamanın gerçekliði inkar etmek olduðunu ifade ediyor. Zabbal, “Bu kampanyanın başlatılması girişimi övülmeye deðer ama olay şu ki, cihad kavramı ister katılalım ister katılmayalım yoðun bir şekilde kutsal savaş lehinde duruyor. Spritüel Ýslam yalnız deðildir. Buna inandırmayı istemenin, tek ve tartışılmaz bir anlam dayatmayı istemenin aşırılıða karşı muadeleye yardım edeceðinden emin deðilim” diyor.