Amnesty 2014 raporu: Çatışmalar en çok sivilleri vurdu

Uluslararası Af Örgütü tarafından yayınlanan 2014 İnsan Hakları Raporu’na göre, dünya genelindeki çatışmalardan en çok siviller zarar gördü. Amnesty raporunda işkence, insan kaçırma ve tecavüz gibi eylemlerin fazlalığına dikkat çekildi.

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) tarafından yayınlanan 2014 İnsan Hakları Raporu’na göre, dünya genelindeki çatışmalardan en çok siviller  zarar gördü. Amnesty raporunda işkence, insan kaçırma ve tecavüz gibi eylemlerin fazlalığına dikkat çekilirken, on milyonlarca kişinin çatışmalar nedeniyle topraklarından ayrı yaşamak zorunda kaldığı vurgulandı.

Suriye’deki iç savaşa yer verilen raporda, Esad rejimi ile DAİŞ çetelerinin yaptığı sivil katliamlarına yer verildi. Buna göre, Esad rejimine bağlı birlikler tarafından ‘hedef gözetilerek’ birçok yerleşim birimi ve hastane toplar, kimyasal silahlar ve kazan bombalarıyla bombalandı. Savaş nedeniyle birçok sivil aktivistin ‘anti terör mahkemelerinde’ yargılandığının belirtildiği rapora göre, gözaltındaki veya tutuklu kişilere yönelik işkenceler de devam etti.

AI raporunda, terör çetesi DAİŞ’in yaptığı katliamlar da hatırlatıldı. Rapora göre, Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş nedeniyle şimdiye kadar 7,6 milyon ülke içindeki başka bölgelere göç ederken, 4 milyonu aşkın kişi de ülke dışında mülteci konumuna düştü.

Amnesty, Ukrayna ordusu ile bağımsızlık yanlısı Rus gruplar arasındaki çatışmalara da önemli yer ayırırken, Kırım ve doğudaki Rus bölgesinde insan kaçırma ile tutuklulara yönelik kötü muamele ve işkenceler de devam ediyordu. Raporda, Ukraynalı kimi milis grupların yaptığı saldırılar da hatırlatıldı. 2014 yılında 1 milyon kişinin yerlerinden edildiği iç savaşta en az 4 bin kişi yaşamını yitirdi.

Filistin ise, raporda sivil ölümlerinin binlerle ifade edildiği bir başka ülke olarak yer aldı. Raporda yer alan bilgilere göre, Gazze saldırılarında yaşamını yitiren 2 bin kişiden en az bin 500 kadarı sivillerden oluşurken, İsrail ise savaş suçu işlemekle suçlandı. Amnesty raporunda, Gazze’de yönetimde olan Hamas’ın da İsrail topraklarına yönelik hedef gözetmeden yapılan saldırılara dikkat çekildi.

Raporda yer alan bir başka kriz bölgesi ise Nijerya oldu. Burada Boko Haram terör örgütü tarafından gerçekleştirilen saldırılar esnasında binlerce sivil kaybı yaşanırken, yüzlerce çocuk çeteler tarafından kaçırıldı.

Amnesty raporunda, Nijerya ordusunun da Boko Haram üyesi olduğundan şüphelenilen kişileri öldürdüğü ve toplu halde gömdüğüne dair videolar olduğuna vurgu yapıldı. 

Orta Afrika Cumhuriyeti’nde de Müslüman ve Hıristiyanlar arasındaki çatışmalar nedeniyle en az 5 bin kişi yaşamını yitirirken, bu kişilerin büyük çoğunluğu sivillerden oluşuyordu. Amnesty raporuna göre, çatışmalar ensasında işkence, tecavüz ve toplu öldürme eylemlerinin yaşandığı da kaydedildi.

2011 yılında bağımsızlığını kazanan Güney Sudan da, 2014 yılı boyunca iç savaşın yaşandığı başka bir Afrika ülkesi oldu. Ülkede önde gelen iki halk olan Dikra ve Nuer’ler arasındaki çatışmalarda yaşamını yitirenlerin sayısı on binlerle ifade ediliyor. Amnesty raporunda çatışmalardan dolayı 2 milyon kişinin yerinden olduğu belirtilirken, çatışmanın taraflarının karşılıklı olarak insanlığa karşı suçlar ile savaş suçu işledikleri ifade edildi.

Amnesty’nin polis ve resmi kurumlar tarafından işlenen suçlara ilişkin en ciddi örneği ise Meksika oldu. Meksika’da 2006 yılından bu yana kaybolan kişilerin sayısının 22 bine ulaştığı dile getirilirken, Eylül ayında 43 öğrencinin polis tarafından gözaltına alındıktan sonra kaybolmalarına vurgu yapıldı. Öğrencilerin polis tarafından Guereros Unidas adlı çeteye teslim edildiği ve sonrasında çete üyelerince katledildikleri kesinlik kazanmıştı. Meksika polisi raporda, çetelerle yaptığı işbirliği nedeniyle ciddi eleştirilere tabi tutuldu.

2014 yılında çatışmaların ve şiddetin büyük artış gösterdiğinin hatırlatıldığı raporda, geleceğe ilişkin iyimser olunduğu kaydedildi. Amnesty raporunda, Aralık ayında kabul edilen ve uluslararası silah ticaretini düzenleyen antlaşmanın ‘silahların yanlış ellere geçmesini’ önleyebileceği tespiti yapıldı.