Devletin cinayet silahı, ÝHA

Devletin cinayet silahı, ÝHA

Gezegenin bir yerinde, adına kokpit denilen küçük bir konteynır içerisinde, önündeki ekranlara bakan bir kişi, klavyenin tuşuna basıyor ve binlerce kilometre ötede insanlar ölüyor. Varlıkları erkekleri, kadınları ve çocukları terörize ediyor, psikolojik bir travmalara yol açıyor.

Amerikan insansız hava aracı Predator, başta Afganistan ve Pakistan olmak üzere dünyanın birçok yerinde katliamlar gerçekleştiriyor. Öldürülenler arasında yüzlerce sivil var. Son olarak, 6 Ocak tarihinde Pakistan’ın kuzey batısında, Afganistan sınırı dolaylarında Amerikan insansız hava araçlarının füzelerinin en az 12 Talibanı öldürdüðü bildirildi. 3 Ocak günü de Pakistan’ın yine kuzey batısında Amerikan insansız uçakları tarafından düzenlenen saldırıda aralarında Güney Veziristan askeri şeflerinden Mola Nazır’ın da olduðu 10 kişi öldü.

“BÝR ÇOCUK MU ÖLDÜRDÜK? HAYIR, BÝR KÖPEKTÝ!”

Ýnsanların ölümüne binlerce kilometre ötede bulunan ve “insansız hava aracının beyni” olarak adlandırılan merkezler karar veriyor. Bu konuda geçtiðimiz günlerde Alman Der Spiegel dergisinde yayınlanan bir haber, insansız uçakların nasıl cinayet işlediðini gözler önüne seriyordu.

Brandon Bryant, beş yıldan fazla bir süre bir karavan büyüklüðünde, penceresiz, 17 derece sıcaklıktaki bir konteynır içerisinde çalıştı. Kapısı güvenlik gerekçesiyle kilitliydi. Brandon ve meslektaşlarının önünde 14 ekran vardı. Ellerinin altında ise dört klavye. Brandon’un Yeni Meksika’daki bu konteynır içerisinde bir tuşa basması ile birlikte gezegenin diðer bir ucunda hayatlar sönüyordu.

ABD Hava Kuvvetleri’nde, insansız hava araçlarının beyni olarak görülen bu konteynıra “kokpit” deniliyor. Ancak bu konteynırın pilotu uçmuyor, sadece kumanda ediyor.

Brandon, bulunduðu yerden 10 bin kilometreyi aşkın bir mesafede bulunan Afgan semalarındaki Predatorun bir keresinde tespit ettiði hedefi iyi hatırlıyor. Emir geldiðinde Brandon sol eliyle bir tuşa basıyor ve yanında oturan pilot bir joystick yardımıyla füzeyi ateşliyor. Ýnsansız hava aracı Hellfire tipi füzeyi atıyor. Hedefe ulaşması sadece 16 saniyelik bir zaman alıyor. Üç saniye kaldıðında bir evin köşesinde bir çocuk beliriyor. Vurma anında Brandon’un sanal dünyası ile Baglan ve Mazar-ı Şerif arasındaki bir köydeki gerçek dünya çarpışıyor. Patlama oluyor, binanın duvarları yıkılıyor ve çocuk kayboluyor.

Brandon, “Bir çocuðu mu öldürdük” diye soruyor yanında oturmuş meslektaşına. “Sanıyorum ki bir çocuktu” diye cevap veriyor pilot. Ekranda açılmış mesaj sayfasında “Bir çocuk muydu?” diye sormaya devam ediyorlar. Ýşte tam o sırada nerede olduklarını bilmedikleri ordunun bir komuta merkezinde, tanımadıkları bir kişi müdahale ediyor: “Hayır, o bir köpekti.”

Görüntüyü başa sarıyorlar. Ýki bacaðı üzerinde bir köpek mi olur? Modern savaş böyle yürütülüyor. Dünyanın farklı yerlerindeki yüksek teknolojiye sahip küçük birliklerde gizli, kontrolü, uzaktan kumandalı bir savaş yürütülüyor. Bunu en çok teşvik eden de Barack Obama oldu.

ÝNSANSIZ UÇAKLAR ALTINDAKÝ YAŞAM

Amerikalı uzman bir gruba göre, Talibanları kalesi olarak deðerlendirilen Pakistan’ın kuzey batısında bu insansız uçakların dinmeyen bombardımanları halkı terörize ediyor ve ters etki yaratıyor, zira ülkedeki anti-Amerikan duygunun artmasına yol açıyor. Eylül 2012’de Stanford LawSchool ve New York University School of Law üniversiteleri tarafından yayınlanan bir rapor, Amerikan yönetiminin yürüttüðü insansız uçak kampanyasının etkili olduðu, cerrahi operasyonlar gerçekleştirdiði ve ABD’nin güvenliðini güçlendirdiði vizyonunun hatalı olduðunu belirtiyordu.

“Ýnsansız uçakları altındaki yaşam” başlıklı raporda, Haziran 2004’den bu yana Pakistan’ın aşiretsel bölgelerinde düzenlenen saldırılarda hayatını kaybedenlerin çoðunun Ýslamcı savaşçılar olduðunu savunuyor. Ancak, bazı dönemler günlük olarak düzenlenen bu bombardımanların toplum üzerinde aðır psikolojik ve sosyal sonuçları olduðu vurgulanıyordu.

HALKI TERÖRÝZE EDÝYOR, TRAVMALARA YOL AÇIYOR

Raporda, “Ýnsansız uçakları kuzey batıdaki nüfus üzerinde günün 24 saati uçuş yapıyor, araçları, evleri ve uyarı yapmadan kamu alanlarını vuruyor. Varlıkları erkekleri, kadınları ve çocukları terörize ederek psikolojik bir travama yaratıyor. Bölge sakinlerinin, kendilerini koruyacak hiçbir olanaklarının olmadıðını bilerek her an bir ölümcül bombardımanla vurulacak gibi sürekli bir korku içerisinde yaşıyor” deniliyor.

Haziran 2004 ile Eylül 2012 arasında Amerikan insansız hava araçları sadece bu bölgede 2 bin 562 ile 3 bin 325 arasında kişiyi öldürdü. Bunlardan 474 ila 881’inin sivil olduðu belirtiliyor. Bu bilanço Londra merkezli bir araştırma ve inceleme merkezi olan “Bureau of Investigative Journalism” tarafından basında yer alan bilgilerden oluşturuldu. Gerçek rakamların ise çok daha yüksek olduðu sanılıyor.

KÜRESEL ASKERÝ STRATEJÝNÝN ÖNEMLÝ BÝR PARÇASI

Afganistan, Yemen, Somali, Filipinler veya Libya’daki operasyonlar da hesap edildiðinde bu suç makinesinin öldürdüðü insanların sayısının binleri bulduðu tahmin ediliyor. Bu konuda gerçek bir istatistik bulunmadı. ABD’de Barack Obama’nın başkanlıðı döneminde insansız hava araçlarının saldırıları arttı. Bu uçakları bugün küresel askeri stratejinin de temel seçeneklerinden birini oluşturuyor.

Libya’da önce kameralar önünde linç edilen sonra da infaz edilen Muammer Kaddafi’nin yerinin de Amerikan insansız hava aracı tarafından bulunduðu belirtiliyor. Kaddafi’nin bir Fransız ajan tarafından öldürüldüðü yönünde belge ve tanıklar da medyada yer almıştı. Fransızlar da insansız casus uçaklar üretmeyi planlıyor. Dassault Aviation, bir süre önce Neuron isimli 10 metre uzunluðunda 12.50 metre genişliðinde bir savaş uçaðının tanıtımını yapmıştı. Maksimum iki yıl içinde de Fransız ordusu bu silahlarla donatılmış olacak. Libya savaşı sırasında Fransız general Vincent Tesnière, Amerikan insansız uçaklarının “belirleyici” rolü üzerinde durarak “Eðer silahlı 30 ila 40 insansız uçak olsaydı, yapılması gereken yapılmış olacaktı” diyordu.

28 Aralık 2011’de Roboski’de 34 Kürdün katledildiði hava saldırısı öncesi Amerikan insansız hava aracı da bölgede bulunuyordu. Özellikle son yıllarda Türk devleti gerillanın faaliyetlerini izlemek ve yerlerini deşifre etmek için bu araçları kullanıyor. Sözkonusu uçaklar gerilla alanları üzerinde sık sık uçuşlar yapıyordu.