Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Konferansı’na (COP21) başkanlık eden Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, Aralık ayında kabul edilen iklim antlaşmasının pratiğe geçirilmesi için henüz yapılacak ‘çok işin’ olduğunu söyledi. Fabius, 2016 yılının bu antlaşmanın hayata geçirilmesi için gerekli olan ve devletlerin uygulamalarını şeffaf hale getirecek mekanizmanların belirlenmesine adanacağını kaydetti.

Fabius, “Tüm dünyayı kapsayan küresel ısınmaya karşı bu antlaşma, ‘bugüne kadar umabileceğimiz’ en üst seviyedeki antlaşmaydı. Ve bu başarıyı pratiğe dönüştürmek gerekir, uyumamak gerekir” diye konuştu.

Laurent Fabius, iklim antlaşmasının Kasım ayında Fas’ta yapılacak 22’inci iklim konferansı COP22 öncesinde BM üyesi ülkelerce imzalanması, onaylanması ve bazı noktalara netlik kazandırılması gerektiğini hatırlattı. BM üyesi ülkelerin küresel ısınmaya karşı atacakları adımların daha şeffaf bir biçimde denetiminin sağlanması gerektiğine dikkat çeken Fabius, özellikle sera etkili gazların salınıma karşı alınacak önlemlerin şeffaflığının önemine değindi.

30 Kasım-12 Aralık 2015 tarihleri arasında Fransa’nın başkenti Paris’te toplanan COP21 adlı zirvenin bir sonraki oturumu ise Kasım ayında Fas’ın Marakeş kentinde toplanacak. Ancak zirve öncesinde BM İklim Değişikliği Sekreterliği’nde Mayıs ayında bir toplantı da yapılacak.

Yine Aralık ayında kabul edilen iklim antlaşmasının imza töreni Nisan ayında BM’nin New York’taki merkezinde yapılacak. Antlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için ise, sera etkili gazların en az yüzde 55’ini salan BM üyesi 55 ülkenin onaylaması gerekiyor.

Küresel ısınmayı önlemeye yönelik iklim antlaşması, küresel ısınmanın sanayi devrimi öncesindeki döneme oranla en fazla 2 derece ile sınırlandırılmasını öngörüyor. Antlaşmada, bu ısınmanın 2 derecenin de altında tutulması ibaresi yer alırken, bugüne kadar 187 ülke alınacak önlemlere dair programlarını BM’ye iletmiş durumda. Ancak tüm vaatlerin yerine getirilmesi halinde dahi küresel ısınmanın 3 dereceyi bulacağı tahmin ediiyor.

Bu da, Aralık ayındaki antlaşmanın iklimsel felaketleri önleyecek düzeyde olmadığını gösteriyor. Antlaşma ayrıca, 2018 yılında bir bilanço çıkarılmasını ve ülkelerin angajmanlarını 2023 yılında yeniden revize etmesini öngörüyor.