Fransa Le Pen'i seçmemek için sandık başına gidiyor

Fransa’da seçmenler 15 yıl aradan sonra yine istediği aday yerine ‘seçilmesini istemediği adayın kaybetmesi’ için sandık başına gidiyor.

23 Nisan’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda yüzde 24 oy alan Emmanuel Macron ile yüzde 21,3 oyla ikinci olan aşırı sağcı Marine Le Pen arasındaki ikinci tur seçimleri için oy kullanma işlemleri dünden itibaren başladı.

Deniz aşırı bölgelerde saat farkından dolayı erken başlayan oy kullanma işlemleri, çok sayıda Fransız vatandaşının yaşadığı ABD ve Kanada gibi ülkelerde de dünden itibaren başlamıştı.

47 milyona yakın seçmenin oy kullanacağı seçimlere katılımın yüzde 78 olan illk turdakinden az olacağı tahmin edilirken, katılımın düşük olmasının Marine Le Pen’in oy oranının arttıracağı belirtiliyor.

Son yapılan anketler, işverenler ve finans dünyasının desteğini alan ancak ‘sosyal edinimleri de koruyacağı’ vaadinde bulunan Emmanuel Macron’un yüzde 59 ile 64 arasında oy alacağını gösteriyor.

15 YIL ARADAN SONRA YİNE ‘KÖTÜNÜN ÖNÜNÜ KESMEK’ İÇİN OY KULLANILACAK

Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılımın düşük olacağı tahminlerine ise, seçmenin önemli bir kısmının aşırı sağcı Marine Le Pen’in kazanmasını engellemek amacıyla oy kullanmak zorunda kalması gerçeği yol açıyor. Son olarak 2002 yılındaki seçimlerde Marine Le Pen’in babası Jean-Marie Le Pen’in seçilmesini engellemek amacıyla ‘Cumhuriyetçi Cephe’ adıyla çağrılar yapılmş ve merkez sağ siyasetçi Jacques Chirac, yüzde 82 gibi tarihi bir oranla ikinci kez cumhurbaşkanlığına seçilmişti.

Ancak son yıllarda özellikle DAİŞ ve El Kaide gibi çetelerin saldırıları ve terörizm tehdidinin gündemde olması, ekonomik durgunluk ve işsizliğin aşılamaması nedeniyle aşırı sağın söylemleri günlük yaşamda daha fazla yer edinmişti. Fransa’nın İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki tüm hükümetlerinde var olan merkez sağ ve sol partilerde var olan aşınma nedeniyle de halkta aşırı sağcılara karşı dahi ‘kötü de olsa denenmeli’ anlayışının yerleşmeye başladığı görülüyor.

Klasik iktidar partilerinin adaylarının ilk turda elenmeleri ve Emmanuel Macron’un da ‘sistemin temsilcisi’ olarak lanse edilmesi çabalarının da aşırı sağcıların oylarını önemli oranda arttırmasına imkan sağlayacağı tahmin ediliyor.

2002 yılında oluşan Cumhuriyetçi Cephe ruhunun bu seçimlerde oluşmamasında, seçmenin artık istediği adayı seçmek yerine ‘istemediği adayı engellemek için oy kullanma’ zorunluluğundan bıkmış olması da etkili oldu.

Bugünkü oylamada ayrıca Cuma günü Macron’un seçim kampanyası ekibine ait binlerce belgenin sızdırılmasının seçmende nasıl bir etki yarattığı görülmüş olacak.