İran ile Türkiye’nin 'altın' oyunu

İran ile Türkiye’nin 'altın' oyunu

Türkiye'de 17 Aralık'ta yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu Batı'nın İran'a uyguladığı ambargonun Türk hükümeti tarafından nasıl delindiğini gözler önüne serdi. Gaz karşılığında altın ticareti, Batı medyasında da gündem oldu.

Batı ülkelerinin İran’a uyguladığı ambargoyu kazanca dönüştürmek için şark oyunlarına başvuran Türkiye ile İran arasındaki enerji ve altın ticareti dünya basının da gündemini de meşgul etmişti.

Birleşmiş Milletler İran'ın nükleer programını, silah yapımını engellemek amacıyla 28 Haziran'da sunulan ve 1 Temmuz'da yürürlüğe konan yeni ambargolara göre İran bankacılık sektörüne ve ihraç edilebilecek petrole ciddi sınırlamalar getirildi.

17 Aralık'taki yolsuzluk ve rüşvet operasyonu Türkiye-İran hattındaki ticaretin boyutlarını da gözler önüne serdi.  Türkiye kendisine ekonomik zararlar veren ambargoyu aşmak için bir dizi tartışmalı yönteme başvurduğu ortaya çıktı.  2010'da Wikileaks belgelerinde de Erdoğan'ın çevresi ile İran'daki gaz endüstrisi arasındaki geniş ticari işbirliğine dikkat çekilmişti.

The Wall Street Journal, Bakanların da içine girdiği bir dizi yolsuzluğun parçası haline gelen Türkiye ile İran arasındaki ekonomik ilişkiyi sayfalarına taşıdı.

Gazete, 2009 hariç altında net ithalatçı olan Türkiye'nin, 2012 yılında İran'a doğalgaz karşılığı verilen altınların ihracat olarak kaydedilmesiyle bir anda altın ihracatçısı konumuna geçtiğini yazdı.

Temmuz'da İran bankalarına uygulanan ambargo devreye girerken Türkiye'nin İran'a altın ihracatı aynı ay 1,83 milyar dolarla rekor kırdı.

Ancak ABD'de Başkan Obama'nın 30 Temmuz 2012'de imzaladığı ve İran'la değerli metal ticaretini yasaklayan kararnamenin ardından, Türkiye'nin İran'a ithalatı bıçak gibi kesilerek TUİK'e göre Ağustos'ta 180 milyon dolara düştü. Buna karşın Birleşik Arap Emirlikleri'ne altın ticaretinin bir önceki aya göre 21,5 kat artarak 1,98 milyar dolara çıkması ise dikkatlerden kaçmadı.

Türkiye'nin, ABD'nin yaptırımlarına uymuş gibi görünmek için Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) İran'a altınları gönderdiği belirtiliyor. 2012'nin Ekim ayında  BAE'ye altın ticareti bir önceki ay 1,2 milyar dolarken bir anda 557 milyon dolara indi. Bu sefer de İsviçre'ye altın ihracatı neredeyse yokken 474 milyon dolara sıçradı.

Satın alınan doğalgaz ve petrol için yapılan altın ödemelerinin ihracat olarak yazılması da cari açık rakamlarında suni bir düzelmeye neden oldu. 2011'de Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB)'ye göre cari açığın milli gelire oranı yüzde 9,7 iken, 2012'de yüzde 6,1'e geriledi.

Kasım 2012'de Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ABD önderliğindeki Birleşmiş Milletler'in ambargolarını eleştirerek, "Yağ satarım, bal satarım altın da satarım" dedi.

2013'ün son ayında başlatılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda Bakan Çağlayan'ın oğlu Kaan Çağlar, yerel medyaya göre altın kaçakçılığı, kara para akalama ve rüşvet iddiası nedeniyle 21 Aralık'ta tutuklanarak Metris Cezaevi'ne gönderildi.

Oğlunun tutuklanmasından 4 gün sonra da Zafer Çağlayan görevinden istifa etti.