İsviçre’de Şubat 2014’de kabul edilen ve AB ülkelerinden gelen çalışanların sayısının sınırlandırılmasını zorunlu kılan referandumun uygulanması için tanınan yasal süre daralıyor. AB’nin tüm itirazlarına ve İsviçre için ekonomik sıkıntılara rağmen ülke yönetimi referandumu uygulamakta kararlı.

Yabancı düşmanı politikalarıyla bilinen İsviçre Halk Partisi (SVP)’nin örgütlediği ‘Toplu Göçün Önlenmesi’ adlı referandum 9 Şubat 2014’de kabul edilmişti. Referandum sonrasında İsviçre’nin en geç 2017 yılına kadar Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden gelecek çalışanlar için yıllık kota belirlemesi gerekiyor.

Kota uygulamasına ilişkin İsviçre hükümeti ve parlamentosu, AB Komisyonu’nun da razı gelebileceği bir formül üzerinde çalışırken, aşırı sağcı SVP üst sınırın 40 bin olması gerektiğinde diretiyor.

Konuya ilişkin açıklama yapan İsviçre Cumhurbaşkanı Simonetta Sommaruga, AB Komisyonu’yla herhangi bir uzlaşma sağlanamaması halinde İsviçre hükümetinin tek yanlı olarak kotayı belirleyeceğini söyledi. Sommaruga, buna ilişkin kanun tasarısının Mart ayına kadar Parlamento’ya sunulacağını belirtirken, AB Komisyonu’nun tutumuna rağmen kotada ‘kararlı’ olduklarını vurguladı.

Şubat 2014’de kabul edilen referandum nedeniyle AB vatandaşlarının 2017 yılından itibaren İsviçre’de yaşamak için oturum izni almaları gerekecek. Bu durum AB ile İsviçre arasındaki serbest dolaşım ve oturum antlaşmalarına aykırı iken, AB Komisyonu var olan antlaşmaların gözden geçirilmesine karşı çıkıyor.

8 milyonluk İsviçre nüfusunun dörtte birini yabancılar oluştururken, her yıl çoğunluğu AB ülkelerinden on binlerce göç de alıyor. Ayrıca Fransa, Almanya, İtalya ve Avusturya gibi komşu ülkelerin sınır bölgelerinde yaşayan 300 bine yakın kişi de günlük olarak İsviçre’ye çalışmak amacıyla giriş yapıyor. Bunların 160 bine yakınını Fransızlar oluşturuyor.

AB ile çalışanların serbest dolaşım hakkını tanıyan anlaşmanın imzalandığı 2007'den bu yana İsviçreliler, istihdam pazarında 500 milyon AB vatandaşıyla aynı haklara sahip. Bu karar, 2000'de yapılan bir referandum ile  alınmıştı.

Koalisyon ortağı sağcı SVP ise, bunun ‘büyük bir hata’ olduğunu ve uygulamanın kaldırılmasını istiyordu. Göçmen sayısının sınırlandırılmasını savunanlar, serbest dolaşımın konut, sağlık, eğitim ve ulaşım hizmetlerini olumsuz etkilediğini, yabancıların maaş ve ücretleri aşağı çektiğini savunuyor.