Erdoğan canı istediği gibi konuşuyor. Karşısında soru soran ve çelişkilerini ortaya koyan gazeteci nasıl olsa yok. Basını kendisi için dikensiz gül bahçesi haline getirmiş. Bakın gazetecilere neler söylemiş: “İran'la ilgili olarak Rusya, İran ve Suriye üçlü bir mekanizma olarak birlikte çalışıyor, diğer tarafta Amerika, İngiltere ve Almanya'dan oluşan koalisyon güçleri var. Koalisyon güçleri PKK terör örgütünün uzantısı olan YPG terör örgütünü destekliyor ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne en büyük tehdit olan bu duruma karşı Rusya, İran ve Suriye'nin daha etkin bir şekilde harekete geçmesi gerekiyor.”  Yine “Suriye çok acı çekti ve iç savaşın başından bu yana Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duyduğumuzu söyledik. Suriye'nin egemenliğini korumak için tüm diplomatik yolları kullandık’’ diyor.

Türkiye’de özgün söylemler var. Onlardan birisini kullanmak herhalde bu anlatılanlara ters düşmez: ‘’Buyurun buradan yakın!’’ Anlaşılan Erdoğan insanları hafızasız sanıyor. Ya da Hitler gibi bütün söylediklerine kerametler yüklüyor. Dünya kendilerine göre dönüyor veya öyle sanıyorlar. Suriye’yi bölecek ve Kürtleri desteklediğini söylediği koalisyonda kendisinin de olduğunu unutuyor! Bizim bildiğimiz Türkiye de DAİŞ’e karşı kurulan koalisyona katılmıştı. Şimdi düzenlenen toplantılara da katılmaya devam ediyor. Ama koalisyon onun meşrebine göre davranmadığı için onu terörü destekliyor diye suçluyor. Terör dediği de dünyada kendisinden başka hiç kimsenin terör demediği YPG’dir.

Erdoğan DAİŞ’in yönünü Kobané’ye çevirmeyi başarmıştı. Ve onlara çok güvenmişti. Halkına müjde vermek için ‘’Kobané düştü, düşüyor’’ demişti. Ama DAİŞ’i kurtaramadı! Düşen ve baş aşağı giden DAİŞ oldu. Şimdi de tıpkı DAİŞ gibi Rusya, İran ve Suriye’nin yönünü Kürtlere çevirmek istiyor.

Aslında Erdoğan ciddi bir itirafta da bulunuyor. Gerçekten de DAİŞ’e karşı koalisyona katılmadı. Katıldığını söylemeleri Suriye işgali için bir manevraydı. Asıl derdi Kürtlerin önünü kesmek ve bir statüye sahip olmalarını engellemekti. Bu amacına da büyük oranda ulaştı. Suriye’ye askeri güçlerini soktu, Bab ve Cerablus gibi yerleri işgal etti. Bununla Kobané ve Efrin’in birleşmesini önledi. ‘’Bir hançer gibi Kürt bölgelerinin birleşmemesi için araya girdik’’ diye amaçlarını itiraf ettiler.

Erdoğan uğraştı, tavizler verdi ve Rusya’yla anlaşarak Efrin’e saldırıp işgal etti. Aynı şekilde Trump’la anlaşarak Gıré Spi ve Serékaniyé’yi işgal etti. Demagoji yapıp ABD YPG’yi, terör örgütünü destekliyor deyip duruyor. ABD YPG’yi destekleseydi hava sahasını kendisine açıp işgale kapıyı açmazdı. Tersine ABD iki şehri işgal etmesi için Erdoğan’ı destekledi. Bu olaylar asırlar önce olmadı. Hafızalarda çok yeni.

Erdoğan çok pişkin birisi. Aslında bu faşistlerin genel karakteridir. “Suriye çok çekti ve Türkiye hep Suriye’nin toprak bütünlüğünü savundu” diyor. Ne demezler! İhvancılarla, DAİŞ, El Nusra gibi güçlerle ittifak yapıp Suriye’yi bu kanlı girdaba çeken güçlerin başında Erdoğan geliyor. Ne çabuk unuttu! Gidip Şam’da Emevi camisinde fetih namazı kılacaktı! Suriye halkına bu büyük acıları ve yıkımı yaşatanların başında Erdoğan vardı. Şimdi sütten çıkmış ak kaşık gibi maşallah!

Suriye’nin egemenliğini hep savunuyormuş! Ne demezler. Suriye’nin egemenliğini savunduğu için ÖSO sonra da SMO’yu kurdu. Bu örgütlerde on binlerce İhvancı’yı, DAİŞ ve El Nusra artıklarını, ipini koparanları silahlandırıp eğiten Erdoğan değilmiş gibi konuşuyor. Suriye devletinin resmi ordusuna karşı Suriye toprakları içinde ayrıca Suriye Milli Ordusunu kuran kim? Sadece ordu değil bir de Suriye Geçici Hükümeti kuruldu. Acaba bunları Erdoğan dışında birileri mi kurdu? Öyle ya sormak gerekir. Çünkü Erdoğan bir masum gibi konuşuyor!

Dün nasıl ki, Suriye’yi kanlı bir girdaba çekti ve topraklarını işgal ettiyse bugün de Erdoğan aynısını yapmak istiyor. Sadece hedefi biraz küçülmüş. O zaman Suriye’nin egemenliğini ortadan kaldırıp İnhvancıları iktidara getirmek ve onlar üzerinden egemenliğini kurmak istiyordu. Buna gücü yetmedi. Bunu başaramadı. Geriye elinde kala kala yine iflah olmaz Kürt düşmanlığı kaldı. Tek başına saldırıp Kürtleri temizlemek de o kadar kolay değil. Ayrıca bölge kaynıyor. Konjonktür hızla değişiyor. Bu defa Rusya, İran ve Suriye’yle anlaşıp Kürtleri ortadan kaldırmak istiyor. Özerk yönetim ve demokrasi gibi özgürlükçü bir modelin bölgede ortaya çıkmasından da çok korktukları açık.

Kaynak: Ronahi Gazetesi