Kuzey Kore Savunma Bakanlığı’nın bir sözcüsüne göre ABD’nin “savaş düzeyinin ötesinde casusluk faaliyetlerini yoğunlaştırdığını” belirterek, temmuz ayında ABD’nin arka arkaya sekiz gün boyunca "kışkırtıcı" olarak tanımlanan birkaç uçuşa gönderme yaptı.

Sözcü, bir keşif uçağının da Japonya Denizi üzerinden Kuzey Kore hava sahasına "defalarca" girdiğini belirtti.

Sözcü, devlet haber ajansı KCNA tarafından yayınlanan açıklamasında, bu tür bir eylemin "ABD Hava Kuvvetlerine ait bir stratejik keşif uçağının Akdeniz'e düşmesi" gibi bir "kaza" riskine karşı uyarıda bulundu.

Kuzey Koreli yetkili, Pyongyang'ın Amerikan uçaklarını düşürdüğü önceki olaylara atıfta bulunurken, Washington'u casusluk faaliyetlerinin sonuçsuz kalmayacağı konusunda uyardı.

Kuzey Kore ayrıca, ABD’nin Güney Kore’de öngördüğü stratejik kaynakların konuşlandırılmasını kınayarak, bunu "en az gizlenmiş nükleer şantaj" olarak nitelendirdi. Açıklamada, bunun bölgesel ve küresel güvenlik için ciddi bir tehdit oluşturduğu ifade edildi.

Washington, Nisan ayında Seul ile imzaladığı bir deklarasyona uygun olarak, bir balistik füze denizaltısının onlarca yıl sonra Güney Kore'ye yanaşacağını belirtmişti ancak herhangi bir tarih vermemişti.

İki Kore arasındaki ilişkiler en düşük seviyede bulunuyor. Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Pyongyang'ın geçen yıl nükleer güç statüsünü "geri döndürülemez" olarak nitelendirmiş ve taktik nükleer silahlar da dahil olmak üzere silahlanmanın daha fazla geliştirileceği mesajını vermişti.

Seul ve Washington da Pyongyang'ın kendilerine karşı atom silahları kullanmaya karar vermesi halinde nükleer bir yanıt vererek, mevcut hükümetin "sonunu” getirecekleri tehdidinde bulunmuştu.

Bu yıl Kuzey Kore, yaptırımlara rağmen en güçlü kıtalararası balistik füzeleri de dahil olmak üzere bir dizi silahı test etti.