Mali'de 'beyaz derili' katliamı ve göç dramı

Mali'de 'beyaz derili' katliamı ve göç dramı

"Bayaz derili' Tuareg halkının ırkçı infazlara maruz kaldığı Mali'deki savaş ve etnik çatışmalardan kaçan 74 bin kişi Moritanya çölünün ortasında, susuz bir şekilde mahsur kalmış durumda. Sınır Tanımayan Doktorlar örgütü (MSF), Mbera kampındaki çocuk ölümler konusunda alarm verirken, gönderilen insani yardımın yetersiz olduğunu bildirdi. 

Mali savaşı Ocak 2012'de Tuareg isyanının ülkenin kuzeyini ele geçirmesi ve ardından da İslamcı grupların hakimiyetine geçmesi gerekçe gösterilerek başlatıldı.  Fransız ordusu aceleyle 11 Şubat günü Mali Devleti'ne destek vermek için operasyona katıldı. Bu işgal operasyonu sürerken, Mali ordusu toplu infazlar ve katliamlar gerçekleştirdi. Tuareg halkına yönelik ırkçı infazlar, yağmalamalar, yaşam olanaklarının ortadan kaldırılması ve evlerinin talan edilmesi karşısında Fransız devleti Mali Ordusu ile işbirliğini sürdürüyor. 

BM'ye göre, bu kirli savaşın bir sonucu olarak 270 bini aşkın kişi Mali içerisinde göçe maruz kalırken, 170 bin kişi de başta Burkina Faso, Moritanya ve Nijer olmak üzere komşu ülkelere sığındı. Moritanya ile olan sınırda çok sayıda köy kısmen veya tamamen terk edilmiş durumda.

Sıcaklığın gölgede 50 dereceye ulaştığı Moritanya çölündeki Mbera mülteci kampında 74 bin kişi çöl orasında sıkışmış durumda. MSF yayınladığı raporda, durumun son derece kötü olduğunu belirterek, bu mültecilerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için tamamen dış yardıma ihtiyaç duyduğunu kaydetti.

MSF yetkililerinden Marie-Christine Ferir, Mbera kampında açlık yaşanmadığını zira genel anlamda ihtiyaçları karşılamada iyileşme yaşandığını ve yeterli düzeyde gıda bulunduğunu söyledi.  

Ancak kampta ciddi bir su sıkıntısı yaşanıyor. Mülteciler, içme, mutfak ve hijyen için 20 litre su gerektiği hallerde günde ortalama 11 litre su alabiliyorlar.  

KAMPTA HER GÜN 24 ÇOCUK ÖLÜYOR

Ferir, çocukların kötü beslenme durumuna düşmemesi için süt ve mikro-gıda gibi zengin besinlere ihtiyaç duyduğunu belirtti.  Çocuklar Ocak ayında kampa ilk geldiklerinde genel olarak iyi beslenirken, ancak kısa sürede kötü beslenme semptomları ortaya çıktı.  Marie-Christine Ferir, "Bu çocukların yaşamını tehlikeye atıyor" dedi. 

Çocuklar arasındaki ölüm oranları da fırladı.  Ferir'e göre çocuk ölümleri mevcut durumda acil eşiğin üzerinde yer alıyor. Günde her 10 bin kişi için iki olan çocuk ölümü sınırı, 3.2'ye yükseldi. Bu da her gün kampta ortalama 23 ila 24 çocuğun öldüğü anlamına geliyor.

BEYAZ DERİLİLERE YÖNELİK KATLİAMLAR

1990'lı yıllardaki Tuareg isyanı sonrasında olduğu gibi mevcut savaşta da ırkçılık açık bir şekilde kendisini ortaya koydu. Bu etnik çatışma çoğunluktaki "Siyah derili" nüfus ile "beyaz derili" olarak sınıflandırılan Tuaregler ve Araplar arasında yaşanıyor. Mali ordusu, "beyaz derili" Tuareg halkına karşı ırkçı temelli toplu infazlara yöneldi. İslamcılar da "beyaz derili" olduğundan bu ırkçılığın kurbanı oluyorlar.  

MSF'ye göre kampta bulunan "beyaz derililer"in yüzde 45'i,  yerel nüfus ve Mali ordusunun saldırılarına maruz kalmamak için tedbir amaçlı Mali'den kaçtılar. Mbera kampında bulunanların çoğunluğu Tuareg'lerden oluşuyor. Aralarında çok sayıda Arap da var. Mali ordusunun geri alınan bölgelerde halkı işkenceden geçirme ve infaz etmekten çekinmediği Batı medyası tarafından da aktarılıyor.  Ferir, Mali'deki bu krizden nasıl çıkılacağını bilmediğini söylüyor. 

SOYKIRIM EYLEMLERİ

Öte yandan Berberi internet sitesi Tamazgha.fr, "Mali Devleti'nin barbarlığı" ve başta Fransa olmak üzere  uluslararası toplumun "suç ortaklığına" tepki amaçlı bir kampanya başlattı. Tuareg'lerin ülkesi Azawad'da katliamlara son verilmesinin istendiği kampanya metninde, özellikle Fransız makamlarına, "sorumluluklarına sahip çıkması", "tavrını netleştirmesi" ve "Mali makamlarını katliamlarına son vermeye zorlamak için harekete geçmesi" çağrısı yapılıyor. 

Kampanya metninde şöyle deniliyor: Savaşın başlamasından bir yıl sonra, Awazar dramatik bir kaderi yaşıyor. Azawad'ın bağımsızlığına karşı olan, başta Fransa olmak üzere uluslararası toplum, bölgede terörizmin gelişmesine fırsat verdiler. Özellikle Cezayir tarafından beslenen bu durum, Fransa'ya terörizmi püskürtmek bahanesiyle askeri müdahale olanağı sağladı. Herkes biliyor ki, operasyonun gerçek amacı Mali ordusunun Azawad'a geri gelmesini sağlamaktır.  Fransız ordusu tarafından Azawad'ın bazı bölgelerine, özellikle Gao ve Tombouctou'ya yeniden yerleştirilen Mali makamları hızlı bir şekilde sivil topluma karşı ihlaller ve infazlara başvurdu.  Sadece bir kaç haftada, Mali ordusu ve milisleri tarafından yüzlerce kişi infaz edildi, çok sayıda kişi kaybedildi, yüzlerce vatandaşa ait mallar yağmalandı. Burada yaşananlar, uluslararası toplumun Mali makamlarının yapmasına izin verdiği gerçek bir soykırım eylemleridir."  Kampanyayı Kürt gündemini Fransızca yansıtan "ActuKurde.fr" internet haber sitesi de destekliyor.