Son aylarda Suriye’deki etkinliğiyle gündemde olan Rusya’da petrol fiyatlarındaki ağır düşüşler nedeniyle ciddi bir bütçe krizi endişesi hakimken, Putin’in geçen yıl öngördüğü tahminlerin tutmadığı görülüyor. Ülkenin 1998 benzeri bir krizle karşı karşıya olduğunu savunan Maliye Bakanı ise, diğer bakanlıkların en az yüzde 10 tasarruf yapmasını öngören önlemlerde ısrar ediyor.

Haziran 2014’den bu yana ciddi oranda düşen petrol fiyatları nedeniyle Rusya’nın 1998 yılına benzer bir krizle karşı karşıya kalabileceği uyarıları yapılıyor. Ülkenin önde gelen gazeteleri, halen 27 dolar civarında olan Ural petrolünün varil fiyatının 20 dolara kadar düşmesine dair senaryoları tartışıyor.

BÜTÇEDE CİDDİ AÇIKLAR VE BORÇLANMA BEKLENİYOR

Büyük oranda petrol gelirlerine bağımlı olan Rus ekonomisinin yanı sıra devlet bütçesinin de bu düşüşten etkilenmesi bekleniyor. Uzmanlara göre, bütçenin açık vermemesi için petrol fiyatlarının varil başına ortalama 105 dolar civarında olması gerekiyor.

Bu yıl için yaklaşık 218 milyar dolar olarak belirlenen bütçe giderlerinin karşılanabilmesi için milli gelirin yüzde 3’ü civarında bir borçlanmaya ihtiyaç olacağı hesaplanıyor. Ancak bu hesaplama da petrolün varil fiyatının 42 dolar olacağı tahminine dayanıyor.

Rusya Merkez Bankası’na göre ise, petrol fiyatlarının yıl ortalamasının 35 dolar olması halinde ise ekonomik küçülme en az yüzde 3 oranında gerçekleşecek. Bu durumda, bütçe açığını kapatmak amacıyla milli gelirin yüzde 5’i kadar yeni borçlanmaya gidilmesi gerekecek.

ZİLUANOV YÜZDE 10 TASARRUF İSTİYOR

Gaidar Forum adlı siyaset ve ekonomi dünyasının katılımıyla düzenlenen konferansta konuşan Maliye Bakanı Anton Ziluanov, bütçe kesintilerinin hayata geçirilmemesi durumunda Boris Yeltsin döneminde yaşanan 1998-99 Krizi benzeri bir durumun yaşanacağı uyarısını yaptı.

Ziluanov, kabinede yer alan diğer bakanlardan bütçede yüzde 10 civarında bir tasarrufa gitmelerini istiyor.

Maliye Bakanı’nın dile getirdiği 1998 ekonomik krizi nedeniyle milyonlarca Rusya vatandaşı birikimlerini kaybetmiş ve devlet iflas noktasına gelmişti. Aynı dönemde enflasyon oranı yüzde 85’lere kadar çıkmış, Rusya’nın ekonomik açıdan toparlanması yılları almıştı.

2014 yılı sonunda baş gösteren ekonomik kriz nedeniyle Rus para birimi ruble ciddi değer kaybetmiş, enflasyon oranı ise yüzde 11’e yükselmişti. Gıda ürünlerinde yüzde 20’yi bulan fiyat artışları nedeniyle Rusya’daki yoksulların sayısı da artış gösterdi. 146 milyon nüfuslu ülkede yoksulların sayısı 2014’de 18,9 milyon iken, 2015’te 22 milyona yükseldi.

Rusya’nın 1998 yılına oranla daha avantajlı bir konumda olduğunu gösteren veriler de mevcut. O döneme oranla Rusya’nın kamu borçlarının az olmasının yanı sıra, 400 milyar doları aşkın döviz rezervi de artı puan olarak görülüyor. Ancak bu rezervlerin de kriz nedeniyle azalması bekleniyor.

Ülkede 2014 yılı sonunda baş gösteren ekonomik krize ilişkin Başkan Vladimir Putin ve ekibinin yaptığı tahminlerin de şimdilik tutmadığı anlaşılıyor. Putin, geçtiğimiz yılın başında petrol fiyatlarının varil başına 80 dolar civarında olacağını söylemişti.

HALKIN PUTİN’E GÜVENİ SARSILMADI

Rusya’daki tüm olumsuz ekonomik verilere rağmen yapılan araştırmalar, halkın önemli bir kısmının hem Putin’den memnun olduğunu hem de ekonomiden umutlu olduğunu gösteriyor. Anketlere göre, Rusya halkının sadece yüzde 8’i 2016 yılında ekonominin daha kötüye gideceğine inanırken, yarısından çoğu daha iyiye gideceğinden emin olduğunu beyan ediyor.