Mart 2010’daÝsveç Parlamentosu 1. Dünya Savaşı sırasında Ermeni, Süryani-Asuri ve diðer Hristiyan azınlıklara soykırım yapıldıðını karalaştırdı. Parlamento, ayrıca Hükümete konuyu Avrupa Birliði ve Birleşmiş Milletler’in gündemine getirmesi görevini verdi. Ancak aradan 2,5 yıl geçmesine raðmen Hükümet, Parlamento’nun aldıðı kararı yaşama geçirecek her hangi bir adım atmadı. Hükümetin Parlamentonun iradesini hiçe sayan tutumuna soykırımının kabul edilmesinde rol oynayan muhalefet partileri ile Ermeni, Asuri-Süryani örgütleri tepki gösteriyor.

Ýsveç Devlet Radyosu (sr) önceki gün, Parlamentonun aldıðı karara raðmen soykırımı tanımamakta ve gereðini yapmamakta ısrar eden Hükümetin tutumunu sorgulayan bir program yayınladı. Programda Ýsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt ile Dışişleri Bakanı Carl Bildt’in Parlamentoda oylamanın yapılmasının ardından kararı eleştirmelerine, söz konusu kararın Ýsveç-Türkiye ilişkilerini sıkıntıya sokacaðı yolundaki söylemlerine dikkat çekildi.

Hristiyan Demokratlar’ın karşı çıkmasına raðmen partisinin aldıðı karara uymayarak soykırımın kabul edilmesi için oy kullanan Annelie Enochson Hükümetin tutumunu “tamamıyla kabul edilmez” olarak deðerlendirerek Ýsveç Parlamentosunun aldıðı karardan sonra başka ülkelerin Ermeni soykırımını kabul ettiðini ve Ýsveç Hükümetinin de aynı şeyi yapması gerektiðini söyledi.

Sosyal Demokrat Ýşçi Partisi Dış Politika Sözcüsü Urban Ahlin demokratik bir ülkede parlamentonun aldıðı bir kararı Hükümetin uygulamak zorunda olduðunu hatırlatarak Hükümete halkın seçtiði parlamenterlerini iradesine saygı göstermesini istedi.

Sol Parti Dış Politika Sözcüsü Hans Linde Hükümetin alınan karardan hoşnut olmadıðını anlayabildiðini ama parlamentonun aldıðı karara Hükümet ve Ýsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt’in uymamasının tuhaf bir tutum olduðu yorumunda bulundu.

Ýsveç Anayasası dış politikayı belirleme yetkisini Hükümete tanıyor. Eleştirilere raðmen Dış Ýşleri Bakanı Carl Bildt tarihte olanlar hakkında politikacıları deðil tarihçileri karar vermesi gerektiðini ve böylesi bir kararın iki ülke arasındaki uzlaşma sürecini k olumsuz etkileyeceðini savunarak Hükümetin bu konudaki düşüncesinde bir deðişiklik olmadıðını söylüyor.

Bildt’in bu açıklamasına tepki gösteren Urban Ahlin Hükümetin tutumunun halkın seçimleriyle oluşan Parlamentoya hakaret niteliðini taşıdıðını, Hükümetin görevinin parlamentonun aldıðı kararlara uymak ve gereðini yapmak olduðunu ifade ediyor.

11 Mart 2010 tarihinde Parlamentoda yapılan oylamada soykırım kararı bir farkla kabul edilmişti. O sıralar soykırımın kabul edilmesine karşı oy kullanan Hristiyan Demokrat Parti daha sonra 1915 yılında Ermeni ve Asurilere soykırım yapıldıðını kabul etmişti. Irkçı ve yabancı düşmanı “Ýsveç Demokratları” da soykırımın kabul edilmesi yönünde görüş belirttiler.

Bundan dolayı eðer soykırım yeniden parlamento gündemine gelirse çok büyük bir oy farkıyla parlamentodan geçebilir. Ama soykırımın kabul edilmesi için oy kullanan partiler buna gerek olmadıðını ve alınan kararların Hükümet tarafından yürürlüðe konması gerektiðini söylüyorlar.

Asurilerin yoðun olarak yaşadıkları Södertälje Ýlçesi Belediye Meclis Başkan Yardımcısı Sait Yıldız ve Ermeni Federasyonu Genel Sekreteri Vahagn Avedian Hükümetin parlamento kararını yaşama geçirmemesini eleştiriyor ve önümüzdeki seçimlerden sonra kurulacak yeni hükümetin soykırımı kararını yaşama geçirmesini diliyorlar.