Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) kongresinde genel başkanlığa Federal Ekonomi Bakanlığı görevini de yürüten Sigmar Gabriel yeniden seçildi. Gabriel’e yüzde 74’de kalan delege desteği, 2017 genel seçimlerindeki adaylığı öncesinde ciddi moral bozukluğu yarattı.

Sigmar Gabriel, başkent Berlin’de düzenlenen 37’inci olağan kongrede yapılan seçimlerde tekrar genel başkanlığa seçilirken, aldığı oy oranındaki düşüş dikkat çekti. 2009 yılında ilk kez seçildiği kongrede delegelerin yüzde 94,2’sinin oyunu alan Gabriel, dünkü kongrede sadece yüzde 74’ünü alabildi.

Gabriel, 2011 yılında yüzde 91,6, 2013’te ise yüzde 83,6 delege desteğine sahip iken, dün Oskar Lafontaine’nin yüzde 62 aldığı 1995 kongresinden sonraki en düşük oy oranıyla yetindi.

2017 yılında yapılacak seçimlerde Başbakan Angela Merkel’in rakibi olmaya hazırlanan Sigmar Gabriel’in aldığı oy oranıyla partisinden beklediği desteği alamaması ciddi bir sorun olarak algılanıyor.

Büyük koalisyonda Ekonomi Bakanlığı da yapan Sigmar Gabriel, oylama sonrası yaptığı konuşmada, parti delegelerinin dörtte birinin 2017 seçimlerinde aday olmasını kabul etmediğini söyledi. Gabriel, parti delegelerinin taleplerine ‘özen göstermediğini’ de itiraf etti.

CDU ANKETLERDE KAYBEDERKEN SPD YERİNDE SAYIYOR

SPD kongresinde Gabriel’in aldığı sonuç üzerine yaşanan moral bozukluğu aslında partinin genel olarak seçmen desteğinin artmamış olmasıyla da bağlantılı. 2013 yılında yüzde 25,7 oy oranıyla yüzde 41,5 oy alan Hristiyan birlik partileri CDU-CSU’nun ciddi oranda gerisinde kalan SPD, son anketlerde halen yüzde 25’ler civarında.

Özellikle mülteci krizi nedeniyle CDU-CSU’nun anketlerdeki oy kaybının SPD yerine popülist sağ parti Almanya için Alternatif (AfD) lehine yaşandığı görülüyor. Anketler, muhalefetteki Sol Parti (Die Linke) ve Yeşiller’in (Grünen) 2013’e oranla 1 ila 2 puana kadar yükselişte olduğunu da gösteriyor.

SPD, Gerhard Schröder liderliğinde 1998-2005 yılları arasında Yeşiller ile iktidarda kalmış, ancak özellikle ekonomik reform politikalarında sağa kayması nedeniyle yüzde 40’lara yakın oy oranlarından 2009’da 23’e kadar gerilemişti.