Suudi-İran rekabetinde yeni cephe: Lübnan

Hizbullah hiç olmadığı kadar Lübnan'da ipleri elinde bulunduruyor. Bu hem siyasi hem askeri açıdan bir realiteyi ifade ediyor. Suudi Arabistan ve İran arasındaki rekabetin yeni perdesi de böylece Lübnan'da açıldı.

Suriye ve Yemen'den sonra Lübnan fitili de ateşlendi. Lübnan Başbakanı Saad Hariri, sürpriz bir şekilde Suudi Arabistan ziyareti sırasında 4 Kasım günü istifasını açıkladı.

Hariri, suikasta uğramaktan endişe ettiğini söylüyordu. Başbakan özellikle İran rejiminin Lübnan'da hakimiyet kurmaya çalışmasına tepki gösteriyordu.

Babası Refik Hariri de Şubat 2005'te Beyrut'ta bombalı bir saldırı sonucu ölmüştü. Lübnan, uzun ve kanlı bir siyasi cinayetler tarihinin adıydı.

Hariri'nin istifası, Suudi Arabistan'da onlarca önemli ismin yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alınmasına denk geldi. Tüm bölge yeniden hareketlendi. Bu kez yeni çatışmanın fitili Lübnan'da ateşlendi.

Hizbullah hiç olmadığı kadar Lübnan'da ipleri elinde bulunduruyor. Bu hem siyasi hem askeri açıdan bir realiteyi ifade ediyor. Suudi Arabistan ve İran arasındaki rekabetin yeni perdesi de böylece Lübnan'da açıldı.

Suudi Arabistan, İran ile ilişkilerinden dolayı önce Katar'ı karantinaya almıştı. Yine İran tehdidi gerekçesiyle, Yemen'de Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap Koalisyonu Şii Husilere sınır tanımayan bir savaş açtı.

Bundan yaklaşık bir ay önce, Ortadoğu üzerine düşünce ve siyasi araştırma merkezi Carnegie Middle East Program'da bir analiz yer almıştı.

Araştırmacı Joseph Bahout, "Suudi Arabistan ve İran arasındaki kapışma yakında Lübnan'a da sıçrayacak" diyordu.

Özellikle Suriye savaşında ibrenin Beşar El Esad, İran ve Hizbullah lehine dönmesi ardından siyasi gözlemciler Suudi Arabistan'ın Lübnan cephesini yeniden aktifleştirmesini bekliyordu.

Hariri'nin istifası, Suudi Arabistan'ın bu tehdidini hayat geçirmesi olarak yorumlanıyor. Hafta sonu Yemen'den Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a Husiler tarafından bir füze fırlatılmasından sonra İran ve Suudiler arasındaki rekabet daha da kızıştı.

Suudiler bu saldırıyı "savaş ilanı" olarak değerlendirdi. İranlı yetkililer "sorumsuzca ve provokatör" diyerek karşılık verdi.

Yemen'de, Lübnan'da ve başka yerlerde yeni çatışmaların fitili ateşlendi. Suudi Arabistan'ın yeni Kralı da bu ateşi söndürmeye niyetli görünmüyor.