İHD Eşbaşkanı’ndan hükümete çağrı

İHD Eşbaşkanı Hüseyin Küçükbalaban, devleti ve hükümeti mevcut politikadan vazgeçmeye, toplumsal barışa hizmet edecek politikalara dönmeye davet etti.

ABDULLAH ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜK

Kürt meselesinin çözümünde önemli bir aktör olan Abdullah Öcalan’ın dört yıldan fazladır avukatları ve ailesiyle görüştürülmediğini hatırlatan İHD Eşbaşkanı Hüseyin Küçükbalaban, görüşme sağlanmasının toplumsal barışa hizmet edecek politikalara dönmenin ilk adımı olacağını söyledi. 

AİHM, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bulmuştu. Aradan geçen 10 yıla rağmen ihlal kararına ilişkin herhangi bir adım atılmadı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 17-29 Eylül arasındaki oturumları sırasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ihlal kararına ilişkin görüşecek. Öcalan ve İmralı’daki üç tutsaktan haber alamama hali de 42. ayına girdi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı Hüseyin Küçükbalaban, konuyla ilgili ANF’ye konuştu. 

TÜRK HÜKÜMETİ BİLGİ BİLE PAYLAŞMADI

AİHM’in "Gurban kararı"nın 10 yıl önce verilmiş ve 10 yıldır Bakanlar Komitesi önünde incelemede olan bir karar olduğunu, en son Aralık 2021’deki oturumda dosyayı incelediğini hatırlatan Küçükbalaban, “Komite, Türkiye’nin, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının belirli bir asgari süreden sonra gözden geçirilmesine imkan tanıyacak ve müebbet hapis cezasına çarptırılan kişinin penolojik gerekçelerle serbest bırakılmasını sağlayacak bir mekanizmanın güvence altına alınması için yasal veya diğer yeterli tedbirlerin alınması; bu durumdaki kişilerin sayısı hakkında Eylül 2022 sonuna kadar bilgi vermesi gerektiğini saptadı. Geçen bu süre içinde Türkiye tarafından herhangi bir yasal düzenleme yapma çabasına girilmediği gibi Komite ile bilgi de paylaşılmadı” dedi. 

TÜRK HÜKÜMETİNİN GÜÇLÜ LOBİSİ

Eylül’deki oturumda da dava grubuna ilişkin benzer kararların çıkacağını düşündüğünü kaydeden Küçükbalaban, “Çünkü Türkiye önceki kararların hiçbirini yerine getirmedi. Dava grubu kapsamında da gönderilen Eylem Planları, birbirini tekrar ediyor. Bu oturumda Kavala ve Demirtaş davaları da incelenecek. Kavala davası kapsamında hâlihazırda Türkiye aleyhine işleyen bir ihlal prosedürü var. Komite, Kavala kararını uygulaması için Türkiye’ye baskı yapıyor, öncelikleri bu kararı uygulatmak. Hakkında ihlal prosedürü uygulanan iki Avrupa Konseyi ülkesi var; Azerbaycan ve Türkiye. Türkiye hakkında uygulanan prosedür, zaman olarak Ilgar Mammadov/Azerbaycan kararı için geçen süreyi aşmış durumda. Komite’nin, Kavala kararı uygulanana kadar Gurban gibi önemli dosyalarda daha önceki tavsiyelerini tekrar edeceğini düşünüyoruz. Tabii bunda Türkiye’nin mahkeme içindeki lobisinin güçlü olmasının da payı var. Örneğin CPT bu sene Türkiye’ye yaptığı ziyarette İmralı Hapishanesi’ni ziyaret etmedi” şeklinde konuştu. 

YENİ BİR SÜRECE İHTİYAÇ VAR

Türk hükümetinin, Komite’nin Aralık 2021’deki yasal düzenleme istemine, Eylem Planlarında tekrarla “bir müebbet hapis mahkumunun kronik hastalığı, sakatlığı veya yaşlılığı durumunda, Cumhurbaşkanı’nın derhal veya ertelenmiş tahliyesine karar verebilecek olmasının” karşılık geldiğini öne sürdüğünü kaydeden Küçükbalaban, şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanı’nın af yetkisini nasıl kullandığına ilişkin örneklere bakıldığında bu durumun Gurban grubu için geçerli bir yasal düzenleme olamayacağı görülebilir. Türkiye Meclisi’nde farklı milletvekilleri tarafından konuya ilişkin yasa değişikliği içeren kanun tekliflerinin yalnızca Adalet Komisyonu’na gönderilmesiyle yetinildi. İstisnasız hiçbiri Meclisi Genel Kurulu gündeminde yer almadı. Konuya ilişkin yürütülmek istenen yasama çalışmaları sistematik bir biçimde sonuçsuz bırakılmakta, ihlalin giderilmesi için gerekli yasa değişikliklerine dair girişimler ısrarlı bir şekilde engellenmektedir. Gurban grubu kararlarının uygulanması için Türkiye’de yeniden bir barış sürecine ve siyasi iradeye ihtiyaç var.” 
 
ÇÖZÜM KONUSUNDA KRİTİK BİR AKTÖR
 
Abdullah Öcalan’ın hükümlülük koşullarıyla ilgili haklarının ihlal edilmesi bir yana, aynı zamanda Kürt meselesinin çözümü konusunda da kritik bir aktör konumunda olduğuna dikkat çeken Küçükbalaban, şunları söyledi: “Bu kritik rolün önemini devlet de bilmektedir. İHD olarak kurulduğumuz günden beri barışı ve barış hakkını savunmaya devam ediyoruz. Kürt meselesinin de barışçıl politikalarla çözülmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Kürt meselesinin çözümünde kritik bir aktör olan Abdullah Öcalan’nın dört yılı aşkın bir süredir ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmemesini bir insan hakları sorunu olarak gördüğümüz kadar, barışçıl politikalardan uzaklaşılması olarak da görüyor ve değerlendiriyoruz. Dernek olarak defalarca Adalet Bakanlığına İmralı’yı ziyaret talebimizi iletmemize rağmen geri dönüş yapılmamıştır. Devleti ve hükümeti bir an önce bu politikadan vazgeçmeye ve toplumsal barışa hizmet edecek politikalara dönmeye davet ediyoruz. Bunun ilk adımı olarak da devleti ve Adalet Bakanlığını, Abdullah Öcalan’nın ailesi ve avukatlarıyla görüşme yapmasını sağlamaya çağırıyoruz.”