ÖHD’den Marmara Cezaevleri Covid-19 raporu

Marmara bölgesindeki cezaevlerindeki koronavirüs (Covid-19) salgınına ilişkin rapor hazırlayan ÖHD, infaz düzenlemesinde siyasi tutukluların kapsam dışı bırakılmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu belirtti.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şube Hapishane Komisyonu, elde ettiği bilgiler ışığında “Marmara Hapishaneleri Güncel Covid-19 Salgın Raporu” yayınladı.

Mart ve Nisan ayları içerisinde Marmara Bölgesi’ndeki hapishanelerde bakanlığın ve idarelerin virüs salgınına karşı aldığı önlemleri gözlemlemek amacıyla gerçekleştirilen ziyaretler ile tutuklu ve hükümlü aileleri ile yapılan görüşmeler neticesinde hazırlanan raporda cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve sorunlara dikkat çekildi.

Raporda, infaz yasa düzenlemesinde siyasi tutukluların kapsam dışı bırakılması uygulamasına derhal son verilerek, yaşam hakkı için tüm tutukluların tahliye edilmesi gerektiği vurgulandı.

Virüsün Türkiye’de çok hızlı yayıldığı ve bu artışa bağlı olarak her gün farklı önlemler alınmaya çalışıldığının gözlemlendiği ifade edilen raporda, hapishanelerle ilgili kaygıların devam ettiği aktarıldı. İnfaz düzenlemesinde siyasi tutukluların kapsam dışı bırakılmasının kaygıları arttırdığı belirtilen raporda, “Oysa siyasi mahpuslar açısından fazlasıyla kalabalık olan Türkiye hapishaneleri, koronavirüs salgınının yayılmasını engellemek için gerekli sosyal mesafenin uygulanmasını imkansız kılmaktadır” denildi.

ÖHD, hapishanelerde hasta tutukluların varlığı da göz önünde bulundurulduğunda siyasi tutukluların kapsam dışı bırakılmasının Anayasa’nın 10. Maddesi’nde yer alan ‘kanun önünde eşitlik’ maddesine açıkça aykırı olduğuna dikkat çekerek, söz konusu düzenlemelerin 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanununun 2. Maddesinde infazın temel ilkesi olarak düzenlenen ayrımcılık yasağı ile işkence ve kötü muamele yasağını da ihlal etmekte olduğunu belirtti.

Adalet Bakanlığı’nın, 5 açık hapishanede toplam 17 tutuklunun koronavirüs testinin pozitif çıktığı, bunlardan 3’ünün hayatını kaybettiği, birinin yoğun bakımda olduğu ve kalan 13 kişinin tedavilerinin devam ettiği, 79 infaz koruma memurunun da testinin pozitif çıktığı açıklamasını hatırlatan ÖHD, “Her ne kadar Bakanlık tarafından yapılan açıklamada salgının kapalı hapishanelerde görülmediği açıklanmışsa da Tarsus T Tipi Kapalı Hapishanesinde tutuklu bulunan Mardin Mazıdağ Belediye Eş Başkanı Nalan Özaydın koronavirüs testi pozitif çıktığı için tahliye edilmiştir. Yine Bafra Hapishanesinde tutuklu bulunan M.Y.’nin coronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiği açıklanmıştır. Şakran Kadın Hapishanesi’nde 2 mahpusun karantina koğuşunda kaldığı, hapishaneye gelen doktorların ve bazı infaz koruma memurlarının koronavirüs testinin pozitif çıktığı öğrenilmiştir. Türkiye genelinde birçok kapalı hapishanede mahpusların koronavirüs belirtileri gösterdiği, ancak bunlara yönelik hiçbir önlem alınmadığı bilinmektedir” diye aktardı.

Raporda; Silivri Cezaevi, Silivri 5 No’lu L Tipi Cezaevi, Metris R Tipi ve Metris 1 No’lu T Tipi Cezaevleri, Kandıra 1 No’lu ve 2 No’lu F Tipi Cezaevleri, Kandıra 2 No’lu F Tipi Cezaevi, Gebze Kadın Cezaevi, Bolu Cezaevi, Tekirdağ 1 ve 2 No’lu F Tipi Cezaevleri, Tekirdağ 2 No’lu T Tipi, Edirne Cezaevi, Maltepe 2 No’lu L Tipi Cezaevi, Bakırköy Kadın Cezaevi, Bandırma 2 No’lu T Tipi ve Ümraniye Cezaevlerinde yaşanan sorunlar ayrıntılı olarak yer aldı.

Raporun sonuç bölümünde ise, görüş yasağının tutukluları salgından korumadığı gibi tecrit koşullarını yarattığı, bunun da ailelerin endişelerini arttırdığı belirtildi. ÖHD, devamla şu tespitleri yaptı: “Uzun süre dış dünya ile teması kesilmiş olan mahpusların zayıf bağışıklık sistemleri ise mahpusları virüslere daha açık hale getirmektedir. Bu nedenle mahpusların virüs yayılırken hapishanelerde tutulmaları sağlık ve yaşam hakkının ihlali noktasında geri dönülemez zararlar vereceği endişesi oldukça fazladır. Temizlik ve hijyen malzemelerinin yeteri kadar temin edilememesi, bazı hapishanelerde yaşanan su sıkıntısı ve özellikle tedavisi devam eden hasta mahpusların tedavi süreçlerinin durdurulması, ziyaretlerin askıya alınması, avukat görüşlerinin kısıtlanması ve bazı hapishanelerde mektupların verilmemesi/gönderilmemesi mahpus ailelerinin ve kamuoyunun endişelerini arttırmaktadır. Dolayısıyla alınmış olan bu tedbirler amaca uygun tedbirler değildir.”

Tutsakların infaz yasasında kapsam dışı bırakılması uygulamasına bir an önce son verilmesi gerektiği vurgulanan raporda, “Bu noktada hiçbir ayrım yapılmaksızın Anayasada yer alan temel haklardan olan eşitlik maddesinin uygulanması ve tüm mahpusların sağlık ve yaşam hakkı teminat altına alınarak, hapishanelerden tahliyeleri gerekmekte ve bu tedbirlerin aciliyetinin gereği yerine getirilmelidir” denildi.