Şaziye Köse: İşçiler ölüm pahasına çalıştırılıyor

Koronavirüs salgınında işçilerin ölüm pahasına çalıştırıldığına dikkat çeken HDP Emek Komisyonundan sorumlu Eş Başkan yardımcısı Şaziye Köse, "Salgın sonrasında bizi ağır bir tablo bekliyor" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Emek Komisyonu'ndan sorumlu Eşbaşkan yardımcısı Şaziye Köse, 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı ve koronavirüs salgınına rağmen çalışmak zorunda kalan işçilere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin ve dünyanın içinde bulunduğu krizin nedeninin salgın olmadığını dile getiren Köse, "Ne dünyada ne de Türkiye’de yaşanan kriz salgın nedeniyle ortaya çıkmadı. Zaten ağır bir ekonomik kriz yaşanırken salgın bu krizi derinleştirdi.

Krizin derinleşmesindeki en büyük pay, işçilere, emekçilere, yoksul ve yoksunlara, kadınlara, göçmenlere düştü. İşçilerin Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele günü olan 1 Mayıs’ı; koronavirüs salgını eşliğinde, daha önceki yıllarda görülmemiş ölçüde bir saldırı dalgası altında karşılıyoruz. Bu 1 Mayıs’ta salgın, tüm dünyada ve Türkiye’de kapitalist krizin derinleşmesiyle birlikte keskinleşen bir sınıf mücadelesi olarak yaşanıyor" diye konuştu.

İŞÇİLER AÇLIKLA YÜZ YÜZE BIRAKILDI

İktidarın sermayeden yana olduğunu ifade eden Şaziye Köse, işçi ve emekçilerin açlıkla yüz yüze bırakıldıklarının altını çizdi. Salgını fırsata çeviren sermayenin iktidar desteğini arkasına alarak, işçilerin, emekçilerin haklarına, özgürlüklerine, hayatlarına el uzattığını kaydeden Köse devamla şunları belirtti: "Yasada ‘ücretsiz izin’ diye bir madde olmamasına rağmen bu süreçte pek çok işletme işçilere zorla ‘kendi isteğim ile ücretsiz izne ayrılıyorum’ dilekçeleri imzalatarak işçileri açlıkla yüz yüze bıraktı. İşe devam edip etmeyecekleri de belirsiz.

Kayıt dışı, günlük yevmiye ile çalışan, evlerde günlük çalışan kadınlar, küçük esnaf işçileri, kapanan işletme işçileri, göçmen işçiler, işsizliğin cenderesinde. İşsizlik oranları %30’lara dayandı. En son çıkarılan torba yasa yine sermaye lehine kararlar içeriyor. Sözüm ona işten atma yasaklandı ama; biz her gün İşçi Bulma Kurumu önüne yığılan işten atılan işçilerin feryatlarını izliyoruz.

PTT önlerinde E-devlet şifresi almak için yığılanları görüyoruz. 1166 lira ödenek verileceği söylendi. Fakat, bundan kim yararlanıyor belirsiz. Çünkü, şartlar var. İşsizlik fonundan yararlanma hakeza. İşsizlik Fonu’da sermayenin emrinde. Sermaye, işten atmaya devam ediyor. Çıkarılan yasayı kendi lehine çevirerek kısmi çalışma ödeneğine de başvurmayarak yükten kurtuluyor. Biz diyoruz ki, zorunlu olmayan iş yerlerinde üretime ara verilsin, işçiler ücretli izne çıkarılsın. Geliri olmayanlara 1166 lira yetmez en az 2500 lira verilsin. Hak kaybı yaşanmadan çalışma saatleri kısaltılsın, iş paylaştırılsın."

İŞÇİLER ÇALIŞIRKEN ÖLMEK İSTEMİYORUZ DİYE FERYAT EDİYOR

'Ekonomi Kalkan Paketi'nin topluma bir kalkan oluşturmadığını vurgulayan Köse, "Evet, bu paket bir kalkan oluşturdu. Ama kime kalkan? Tabi ki sermayeye. Çünkü; bu pakette sermaye kesimi hariç hiçbir toplum kesitine kalkan yok. Ama kolonya ve dua var. İktidar net bir tercih yaptı. İktidarın sınıfsal bir tutumla hareket ettiği, açık bir biçimde patronlardan yana tavır aldığı politikalar, paketler işçilerin, emekçilerin, yaşam haklarını tehdit ediyor.

Çarklar dönsün, işçiler alınan salgın tedbirlerinden azade olsun denildi. "Ya açlıktan ölün ya da çalışın salgından ölün" ikilemiyle yüz yüze bırakıldık. Her gün iş yerlerinde alınmayan tedbirler yüzünden işçiler koronavirüse yakalanıyor, hayatını kaybediyor. Yaşanan ve yaşanacak olan tüm acıların müsebbibi, emekçilerin, "çalışırken ölmek istemiyoruz" talebine karşı toplum sağlığını hiçe sayan sermaye destekçisi iktidarın ısrarı işçilerin ölümü pahasına "çarklar dönecek” ısrarıdır" şeklinde konuştu.

SALGIN SONRASI AĞIR BİR TABLO ORTAYA ÇIKACAK

Ekonomi kalkan paketine karşı, HDP Ekonomi Politik komisyonları olarak, koronavirüs salgınına karşı 15 maddelik bir “Ekonomik Güvence Yasa Teklifi” hazırladıklarını belirten HDP MYK üyesi Şaziye Köse, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Bu yasa teklifi, koronavirüs salgını süresince, vatandaşlarımızın işinin, aşının, temel ihtiyaçlarının güvence altına alınmasını ve adil bir ekonomik yaşam için önemli adımlar atılmasını teklif ediyordu. Görüşülmedi bile. Vazgeçecek değiliz. Teklifimizde ısrar etmeye devam edeceğiz.

Sorunlar şu anda bile çok açık. İşsizlik kuyrukları, ödenemeyen faturalar, krediler, kredi kartları, kiralar, açlıkla, yoksulluk ve yoksunlukla boğuşan milyonlar. Salgın sonrasında bizi ağır bir tablo bekliyor. Çalışma saatleri kısaltılacağına uzatılıyor, ücretler düşürülüyor. Rekabet ağırlaşıyor. Sokağa itilenler, çöplüklere sürülenler. Salgın sonrasında yeni işçileşme ve aynı zamanda işsizleşme dalgalarıyla yüz yüze kalacağız.

AKP ve saray rejimi, kendi eserleri olan bu krizi, ölüm korkusu, panik ve izolasyon ortamı üzerinden, sermaye birikim modelini sürdürmek ve tekçi rejimini tahkim etmek için bir fırsat olarak değerlendirmeye başladı ve topluma karşı siyasal bir karantinaya dönüştürdü. Olası sosyal patlamaları önlemek için, daha totaliter, baskıcı, bir gözetim toplumu inşası ile karşı karşıya kalabiliriz. Bu konuda; emek meslek örgütleri, siyasi partiler, STK’ler olarak dikkatli olmalıyız. Hemen şimdiden, salgın sonrasını beklemeden en geniş odağı oluşturmak için 1 Mayıs bir başlangıç olsun."