Alman istihbaratı Kürt kurumlarını hedef gösterdi

2017 yılı raporunu açıklayan Almanya'nın iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı, bir yandan başta MİT olmak üzere AKP rejiminin faaliyetlerine dikkat çekti, diğer yandan da Almanya’da resmi olarak çalışan Kürt kurumlarını hedef gösterdi.

Almanya'nın iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın 2017 yılı raporu başkent Berlin'de düzenlenen basın toplantısında kamuoyuna açıklandı. Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans-Georg Maassen ve İçişleri Bakanı Horst Seehefer’in katıldığı raporda Almanya'da takip altında olan kurum ve organizasyonlara ilişkin bilgiler yer aldı.

Her yıl açıklanan rapor bu yıl 359 sayfadan oluştu. Kürtler ve PKK'ye yaklaşık 30 sayfa ayrılan raporda PKK için "Almanya'da faaliyette olan radikal yabancı örgütler içinde en güçlüsü" ifadesi kullanıldı. PKK'nin diğer yıllara göre gücünü koruduğu belirtilen raporda Almanya'da PKK'nin "üye, taraftar sayısı" sayısı 14.500 bin olarak açıklandı. Geçtiğimiz yıl bu rakamın 14 bin olduğu öne sürülmüştü.

Ayrıca diğer yıllardan farklı olarak Almanya Kürt Demokratik Toplum Merkezi (NAV-DEM), Kürt tutsakların hakları için mücadele eden Azadi gibi Kürt kurumları ayrıntılı olarak hedef gösterildi ve kriminilaze edildi.

PKK ve Türk devleti arasında barış görüşmelerinin yeniden başlama ihtimalinin olmadığına dikkat çekilen raporda 16 Nisan 2017 günü Türkiye’de gerçekleşen anayasa değişikliğine ilişkin yapılan oylamada “hayır” çıkması için Avrupa’da düzenlenen kampanyaların da PKK taraftarları tarafından organize edildiği öne sürdü. Ayrıca “Hayır” platformlarına Erdoğan karşıtı herkesin katılmasının hedeflendiği belirtildi.

Almanya’da yaşayan Kürdistanlıların gerçekleştirdiği etkinlik ve festivallere ilişkin bilgilerin verildiği raporda PKK’nin organize ettiği iddia edilen gösterilerde ana konunun Öcalan’ın durumu ve Türk devletinin Kürt bölgesindeki saldırıları olduğunu dikkat çekildi.

Aralarında PYD, YPG ve YPJ’nin de bulunduğu birçok sembolü yasaklayan 2 Mart 2017 günü İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgeye arka çıkan Anayasa Koruma Örgütü, 4 Kasım 2017 günü Düsseldorf’ta gerçekleşen gösteride polisin Kürtlere saldırmasının da doğru bir karar olduğunu iddia etti. Söz konusu gösteride birçok yasaklı bayrak ile Öcalan’ın posterine el konulduğu hatırlatan istihbarat, bir gösterici hakkında da tutuklama kararının çıkartıldığını aktardı.

Ayrıca Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için 9 Ekim-12 Kasım 2017 tarihleri arasında gerçekleşen otobüs turunun Hannover ve Dortmund duraklarında polisin gerçekleştirdiği saldırılara arka çıkan istihbarat, önce göstericilerin polislere saldırdığını öne sürdü.

İstihbarata göre Kürt gençleri internet ortamında PKK’nin mücadelesini takip ediyor, örgütleniyor. Gençlerin özellikle DAİŞ çetelerine karşı verilen mücadelen etkilendiğini ve PKK saflarına katıldığı belirtilen istihbarat raporunda Kürt gençlerinin izin alarak gerçekleştirdiği gösteri ve etkinlikler de kriminalize edildi.

PKK’nin Almanya’da 2016 yılından daha fazla bağış topladığını iddia eden istihbarat, toplanan paraların Suriye’nin kuzeyi ile Irak’ın kuzeyinde DAİŞ ile mücadele eden Kürt güçlerine gönderildiğini belirtti.

Alman istihbaratına göre bağışlardaki artışın nedeni Türk devletinin Kürt bölgelerinde yürüttüğü askeri operasyonlar. Raporda bu konuda şu ifadeler kullanıldı: “Türk ordusunun saldırıları Kürt toplumu içerisindeki dayanışma duygusunu büyüttü.”

KÜRT KURUMLARINA KARŞI TÜRK DEVLETİNİN DİLİ!

Almanya’da resmi olarak faaliyet gösteren Kürt kurumlarının da hedef seçildiği istihbarat raporunda Türk devletinin dili kullanılması dikkat çekti. PKK’nin çok yönlü şekilde medya araçlarını kullandığını öne süren istihbarat, Almanya’da yaşayan Kürtlerin etkilenmesi de hedeflenen amaçlardan birisi olduğunu iddia etti.

Yeni Özgür Politika gazetesi için “PKK’nin günlük gazetesi”, ANF için ise “PKK’ye yakın haber ajansı” ifadelerini kullanan Alman istihbarat raporu, geçen yıllardan farklı olarak ilk kez ajansımızı ve muhabirlerimizi hedef gösteren şu ifadeleri kullandı:

“Merkezi Hollanda’da bulunan ANF organizasyonun bilgilendirme siyaseti çerçevesinde Türkiye, Irak, İran, Suriye ve Avrupa ülkelerinde kurduğu muhabir ağıyla faaliyet gösteriyor. Ajans günlük olarak Türkçe, Kürtçe, İngilizce, İspanyolca, Arapça ve Farsça yayın yapıyor.”

Alman istihbaratı raporunda son olarak 2017 yılında “PKK yöneticileri” oldukları iddiasıyla Kürt siyasetçilerine açılan davaların özetine yer verdi. Alman istihbaratı, Merkel’in başbakanlığındaki federal hükümet yetkilerinin aksine PKK için "terörist örgüt" kavramını kullanmaması dikkat çekti.

KÜRTLERİN YASAKLARA KARŞI TEPKİSİNİ ÇARPITTILAR!

PKK’nin kitlesini hızlı şekilde mobilize ettiği görüşü dile getirilen raporda devamla şu ifadeler yer aldı: “PKK daha önce olduğu gibi şimdi de Almanya’da faaliyet gösteren aşırı yabancı organizasyonlar içerisinde en fazla üye sayısı bulunan ve etkili olan örgüt.”

Türkiye’deki kritik gelişmelerin dolaylı olarak Almanya’nın iç güvenliğini de etkilediğine dikkat çeken Anayasa Koruma Teşkilatı, sembollerin yasaklanmasının Kürtlerde yarattığı tepki ve rahatsızlığı çarpıtmaya çalışarak şu iddiada bulundu: “Yasaklı sembollere karşı PKK’nin sergilediği provakatif tavır örgütün Avrupa’da barışçıl bir duruş sergileme niyetinin olmadığını gösteriyor. Benzer tavrın önümüzdeki süreçte başka durumlarda da yaşanması bekleniyor.”

PKK'nin Almanya'da yürüttüğü faaliyetlerin amaçları ise şu şekilde açıklandı: "Kitlesini iç savaş ve çatışma gibi Kürt bölgelerindeki gelişmelere karşı duyarlı kılmak. Türk hükümetinin PKK ve ona yakın kuruluşlara karşı yürüttüğü baskıları kitlesini harekete geçirmek ve PKK lideri Öcalan'ın sağlık ve esaret koşullarına karşı duyarlılığı artırmak. Ayrıca Türk devletinin Rojava bölgesinde kurulan Kürt otonomilerini ortadan kaldırmak için gerçekleştirdiği saldırılarının son bulmasını sağlamak."

PKK 1993 yılından itibaren Almanya'da yasaklı bir örgüt. Bu tarihten itibaren PKK adına bu ülkede hiçbir faaliyet yürütülmemesine rağmen Alman istihbaratı, Kürt kurum ve kuruluşlarının çalışmalarını bu raporla bir kez daha PKK'ye mal etti.

MİT TÜRKİYE’NİN TEMSİLCİLERİNİ KULLANIYOR

Bir önceki yıl olduğu gibi 2017 yılındaki raporda Türk istihbarat kurumu MİT’in Almanya’daki faaliyetlerinin sürdüğü belirtildi. Bizzat Erdoğan’ın denetimi altında olduğu belirtilen MİT’in gözetim altında tutulduğu bilgisini veren istihbarat, MİT’in Türk devletinin elçilik ve konsolosluk gibi resmi temsilcilikleri kullandığına dikkat çekti.

Raporda MİT elemanlarının elçilik veya konsolosluk görevlisi adı altında Almanya’da istihbarat faaliyetleri yürüttükleri dolaylı şekilde ima edildi. Ayrıca Türk devletinin diyanet kurumuna bağlı DİTİB camilerinin de aynı amaçla kullanıldığı bilgisi verildi.

Alman istihbaratı ilk kez AKP'nin Avrupa’daki lobi kuruluşu Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD)'nin varlığına dikkat çekildi. UETD’nin AKP tarafından Türk diasporasını etkilemek için kurulduğu belirtilen raporda, bu kuruluşun 16 Nisan referandumunda “evet” oyunun çıkması için “sert bir kampanya” yürüttüğü görüşü dile getirildi.

Anayasa Koruma Teşkilatı Başkanı Hans Georg Maassen’ın basın toplantısında yöneltilen sorulardan birisi de MİT’in faaliyetleri ve UETD’ye ilişkindi. Maassen konuya ilişkin bir soruya “UETD’yi izliyoruz” ifadesini kullanırken, MİT’in faaliyetlerinin kendilerini endişelendirdiğini söyledi. İstihbarat başkanı MİT’in Almanya’daki faaliyetlerinin son verilmesini isterken, diğer yandan “Özellikle radikal İslam, terörizm ve PKK konularında Türk istihbaratı ile işbirliğine ihtiyaç duyuyoruz” ifadesini kullandı.