Av. Yusuf: STK'ler üzerine düşeni yerine getirmeli

Koronavirüs salgınından dolayı tutsakların tehlike altında olduğunu söyleyen Av. Yusuf Çakas, "Siyasi partiler, barolar, sivil toplum kuruluşları ve muhalif çevreler tutsaklar için elini taşın altına koymalıdır" dedi.

Türkiye cezaevlerinde bulunan tutsakların yaşamı, Covid-19 pandemisinden sonra iki kez tehlikeye girdi. Öncesinde de oldukça sağlıksız ortamlar olan ve bundan kaynaklı çeşitli hastalıklara yakalanan tutsaklar, Covid-19 salgını ile içerisinde bulundukları kötü koşulların sonuçlarını daha ağır bir şekilde yaşıyor. Yaklaşık 200 ağır hasta tutsağın durumu ise ciddiyetini koruyor. Türk hukuk sisteminde ceza infaz rejiminin uygulanış tarzı ve son infaz yasası ile bu rejimin gayri hukuki yanlarını Av. Yusuf Çakas ANF'ye değerlendirdi.

Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) yöneticilerinden olan Av. Çakas, aynı zamanda pandemi sürecinde siyasi tutsaklarla görüşmek için gittiği cezaevlerinden edindiği izlenimleri de aktardı.

Kürdistan ve Türkiye'deki cezaevlerinde yaklaşık 10 bin siyasi tutsağın olduğunu belirten Av. Çakas, bu sayının tek başına sayı olarak ele alınmaması ve bunların kimlerden oluştuğunu, neden hapishanede bulunduklarını izah etmek gerektiğini kaydetti. Av. Çakas, söz konusu binlerce tutsağın büyük bir kısmının üniversite yıllarında Newroz, 1 Mayıs, 8 Mart ve Halepçe Katliamı gibi etkinliklere katılım sağladıkları gerekçesiyle yıllara varan cezalara çarptırıldıklarını söyledi.

10 BİN SİYASİ TUTSAK

Her şeyden önce Avrupa Birliği (AB) Uyum Yasaları çerçevesinde yılladır Türkiye'de tartışılan 'Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) masaya yatırılması gerektiğini söyleyen Av. Çakas, şöyle devam etti: "Hangi faaliyetin terör, hangisinin siyasi faaliyet olduğunu öncelikle netleştirmek gerekiyor. 10 bin kişilik siyasi tutsağın durumunu da o zaman anlamış olacağız. O yüzden TMY'nin bir an önce değiştirilmesi gerekiyor.

Bir öğrencinin Newroz veya 8 Mart etkinliklerine katılması 'örgüt üyeliği' gibi bir sonuç doğuruyorsa bu yasada ciddi bir sıkıntı olduğu anlamına geliyor. Aslında 10 bin kişilik sayıya, demokratik taleplerini dile getiren birçok kişi dahildir. Yine bu 10 bin kişi sabit kalmıyor. İçlerinden tahliye olanlar ve onların yerlerini dolduranlar oluyor. Çünkü dışarıda yargılanıp ceza alanlar var."

Ağır hasta tutsakların durumuna da değinen Av. Çakas, "Hastalık olma halini ayrı değerlendirmek gerekiyor. Çünkü cezaevlerinde genel itibariyle sağlıklı olamama hali söz konusudur. Düşünün ki 10 kişilik koğuşlarda 20 kişi kalıyorsunuz, havalandırma, yemek ve sıcak su yetersizdir. Dolayısıyla durum böyle olunca psikolojik ve fizyolojik iyi olmama hali kaçınılmaz oluyor. Ancak biz hasta tutsak değerlendirmesini biraz farklı yapıyoruz.

Kendi ihtiyaçlarını gideremeyen 200 civarında ağır hasta tutsak var. Bu 200 ağır hasta tutsak gündelik hiçbir şeye uyum sağlayamayan ve tekli koğuşlarda olanlar. Bu 200 tutsağın bir an önce tahliye edilmesi gerekmektedir" diye konuştu.

SAVCILIKLAR: CEZAEVLERİNDE POZİTİF VAKALAR VAR

Geçtiğimiz haftalarda AKP ve MHP'nin oylarıyla Meclis'ten geçen infaz yasası ile ilgili de konuşan Av. Çakas, söz konusu yasanın 2 yıldan fazladır gündemde olduğunu hatırlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bugüne kadar tartışılmasına rağmen çıkarılmamıştı. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) Covid-19 virüsünü pandemi olarak ilan etmesinden sonra, infaz yasasına dair düzenlemeler hızlı bir şekilde yapılmaya başlandı.

Tüm hukukçular, tutuklu ve hükümlü aileleri bu yasanın temel gerekçesinin pandemi olduğunu biliyor. Bu çerçevede yorumladığımızda eğer bu yasa, tüm tutuklu ve hükümlülere adil, eşit ve ayrımcı olmayan bir şekilde çıkmıyorsa burada bir sıkıntı vardır. Tutsak ailelerinden yasanın kimleri etkileyeceği noktasında yoğun sorular alıyoruz. Bu yasa eğer pandemi gerekçesi ile çıktıysa, o zaman şu an salgının görüldüğü cezaevleri gündeme alınmalıdır. AYM, değerlendirmesini yaparken bu noktayı göz önüne almalıdır.

Örneğin Konya, Şakran, Buca ve Silivri cezaevlerinde pozitif vakaların görüldüğüne dair Cumhuriyet Başsavcılık'larının açıklamaları oldu. Demek ki izolasyon çözüm üretmiyor. Yani siz mutlak izolasyonun tecride dönüşmesi durumunu gözardı etmemelisiniz. Halbuki çözüm bellidir; Bilim Kurulu'nun önerileri dikkate alınarak, dünya örneklerinde de olduğu gibi tutuklu ve hükümlülerin arasında ayrım gözetmeksizin cezalarının ertelenmesi veya ceza infaz rejiminde değişikliğe gidilmesi gerekiyor."

SİYASİ TUTSAKLAR FAYDALANAMIYORSA NEDEN YASA PANDEMİ SÜRECİNDE ÇIKTI?

Cezaevlerindeki siyasi tutsakların da infaz yasasına ilişkin değerlendirmelerini aktaran Av. Çakas, "Tutuklu ve hükümlülerin bu meseleye bakış açıları çok nettir. 'Biz bu yasadan faydalanacak mıyız? Faydalanmayacak isek yasa neden pandemi sürecinde çıktı?' diyorlar. Bizim karşılaştığımız temel soru budur. Kaldı ki bu insanlar suçlu olmadıklarını söylüyorlar. Çünkü siyasi faaliyet yürüttükleri veya demokratik eylemlere katıldıkları için tutuklanıyorlar.

O yüzden de tartışılması gereken ceza infaz rejimidir. Siyasi tutsaklar zaten kendilerini suçlu olarak görmüyorlar, adli suçlardan mahkum olanlar ise topluma dönüşümleri sağlanmadan tahliye ediliyorlar. Son infaz yasası kapsamında tahliye olanların çoğu suç işleyip tekrar cezaevlerine döndüler. Bu da infaz rejiminde var olan sıkıntıları bize gösteriyor" dedi.

MASKE, ELDİVEN, DEZENFEKTANA ULAŞAMIYORLAR

Koronavirüsü salgınından dolayı yaşamları tehdit altında olan siyasi tutsakların bulundukları kimi cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerle görüşmeler yapan Av. Çakas, edindiği izlenimleri şu sözlerle paylaştı: "Cezaevlerinden koronavirüsü salgını ile ilgili net bilgiler gelmez. Çünkü tutsaklar yakınlarının üzülmelerini istemezler. Tutsaklar dezenfektan ve temizlik malzemelerine ulaşamıyor. Maske ve eldiven sorunları var. Kendilerine yakın temasta bulunan personellerin ne düzeyde dezenfekte olduklarını bilmiyorlar. Yine yemek sorunu yaşıyorlar çünkü yemekler açık cezaevlerinde yapılıyordu. Açık cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler tahliye edilince yemek sorunu başladı.

Kimi cezaevlerinde yakın temasa dikkat edildiğini ama çoğunlukla hala aramaların ve benzeri yakın temas gerektiren uygulamaların yaşandığını da gördük. Ayrıca cezaevine kantin malzemeleri dış dünyadan geliyor. Yine gardiyan, hekim ve diğer personeller dışarıdan geliyor. Yine ağır hasta tutsakların yanı sıra yoğun diş ve baş ağrısı gibi çeşitli hastalıkları olan tutsaklar mevcut. Hastane sevkleri yapılmıyor. Yapılanların da hastaneden dönüşte 15 günlük karantina süreci başlıyor.

Genel olarak tutsakların sağlıklı bir şekilde tedavi edilemediklerini gözlemledik. Kaldı ki karantina sürecinin tecrit olmadığını anlamak gerekiyor. Karantinada olanların kitap, gazete, radyo ve televizyon gibi ihtiyaçları karşılanmalı. Bunların hiçbirinin karşılanmadığı karantina tecrittir. Genel olarak gözlemlediğimiz talepler bunları ama en temel talep ve gündem infaz yasa idi."

TOPLUMSAL ÇAĞRILAR YAPILMALI

Siyasi parti, barolar, sivil toplum kuruluşları ve muhalif çevrelerin siyasi tutsakların durumlarına ilişkin ellerini taşın altına koymaları gerektiğinin altını çizen Av. Çakas, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Biliyorsunuz ki AYM infaz yasasının şekil açısından değerlendirmesini yaptı. Esas açısından da değerlendirmesini yapacak. Bu süreçte hukuk örgütlerinin ve baroların bu yasa ile ilgili fikirlerini basın ile paylaşmaları gerekiyor.

Eğer bu yasanın eşit ve adil olmadığını düşünüyorlarsa toplumsal çağrılar yapmaları lazım. Kaldı ki infaz yasasının herkese eşit ölçüde uygulanması talebi toplumsal bir taleptir. Çünkü ÖHD, İHD ve MED TUHAD-FED gibi kurumlara bu konu ile ilgili ailelerden başvurular geliyor. Yani bu konuya, bir grup dernek yöneticisinin oturup oluşturdukları bir talebe dair toplumsal duyarlılık yaratma çabası olarak bakmamak gerekiyor.

Bu tamamen toplumdan gelen bir talep ve özellikle baroların bu konuda üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeleri gerekiyor. Yine bu talebin demokratik ve hukuki izahı yapılmalıdır. Dolayısıyla topluma cevap olma zorunluluğumuz olmalıdır. STK'lerin, sesi yükselmeyenlerin sesi olma misyonunu bir an önce yerine getirmelerini bekliyoruz."