Başaran: Biz emekçilerin adayıyız

Emek Partisi'nin Kocaeli'nde desteklediği bağımsız aday Reyhan Başaran, emekçilerden yana bir perspektif ortaya koyacaklarını belirterek, "Gelin birlikte bir çözüm bulalım, birlikte üretelim" dedi.

Emek Partisi seçimlere giremiyor ama Kocaeli’de Reyhan Başaran’ı bağımsız aday olarak destekliyor. Başaran, 1978 Karabük doğumlu ama aslen Trabzonlu. Anadolu Üniversitesi Yerel Yönetimler bölümü mezunu ve 2 çocuk annesi. Aynı zamanda uzun yıllardır hizmet sektöründe büro emekçisi olarak çalışıyor. Başaran, Emek Partisi ile yaklaşık 5 yıl önce tanıştığını ve Ekim 2017’den bu yana da partinin İzmit İlçe Başkanı olarak görev aldığını belirtti.

"Partimiz YSK eliyle seçimlere anti-demokratik bir şekilde sokulmayınca başvurular öncesi başkanlık görevimden istifa ettim ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesine bağımsız aday oldum" diyen Başaran siyasette daha çok kadın alanında çalışmalarda bulunduğunu belirterek, "İzmit başta olmak üzere, Kocaeli’nin emekçi mahallelerinde ev toplantıları, okullarda alanında uzman kişilerin katılımıyla seminerler ve buluşmalar düzenledik, kadınlarla her zaman yan yana geldik. Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği ile birlikte çok sayıda buluşmaya katıldık, kadınların sorunlarını, sıkıntılarını çözmek adına adımlar atmaya çalıştık" diye konuştu. Başaran ile Kocaeli bağımsız adaylığını konuştuk.

Kocaeli büyük bir sanayi bölgesi, hatta bir işçi kenti. Burada nasıl bir yerel yönetim anlayışı planlıyorsunuz? Kocaeli’nin özgün ve yerel dinamikleri bu belediyecilik anlayışına imkan sunacak mıdır?

Sanayinin yoğunluğu işçi nüfusunu arttırsa da, diğer taraftan doğasını, suyunu, havasını kirleten bir konumda. Kanser oranının ülke ortalamasının üzerinde olduğu bir şehirde işçiler bir yandan da iş cinayetlerine kurban ediliyor. Havasının, suyunun, doğasının temiz olduğu bir şehir yaratacağız. İş yerlerinde, fabrikalarda, inşaatlarda, yollarda emekçiler ölmesin diye üzerimize düşenleri kat be kat arttırarak, sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Biz ‘Emekçilerin adayıyız’ derken bu söylemin altını boş çıkarmayacağımızı da ifade etmeliyim.

Bu kenti, bu kentin emekçileriyle yöneteceğiz. Kurduğumuz Halk Meclislerinde her fabrikadan, her mahalleden, her kurumdan, meslek odalarından ve sendikalardan temsilcilerin seçildiği ve onların belirlediği sorunların çözümü için adımların atıldığı bir anlayışa sahip olacağız. Biz işi, işin ehli ile yapacağız. ‘Adamcılık’ yapmayacağız, bir kent nasıl daha iyi yönetilirse öyle yöneteceğiz, çünkü Kocaeli halkı bunu hak ediyor. Yollar, köprüler, battı-çıktılar değil; gerçekten emekçilerin ihtiyaçları neler ise onu yapacağız. Kaldırımları söküp yapmakla uğraşmayacağız, vatandaşa dokunan, onların taleplerini göz ardı etmeyen işlerle zaman harcayacağız.

Kocaeli’nin yerel dinamikleri de böyle bir yerel yönetim anlayışını istiyor. Ama düzen öyle bir hale gelmiş ki, sanki ‘Belediyecilik böyle yapılır, bunun dışında yapılamaz’ diye bir anlayış var. Ama bu anlayışı mevcut yerel yöneticiler ve iktidar ortaya koyuyor ve koltuklarının devamı için sürdürüyor. Bunu kabul etmiyoruz. Belediyenin kapısına gelene üstten bakan, vatandaşı sadece seçimden seçime hatırlayan bir anlayışta olmayacağız. Tam tersi, ‘Gel hadi, birlikte bir çözüm bulalım, birlikte üretelim’ diyeceğiz. İmkanı da biz yaratacağız, hep birlikte.

Peki, Kocaeli için kadın aday olma konusunda ne düşünüyorsunuz?

Kocaeli bilindiği gibi sanayi kenti, dolayısıyla işçi ve emekçilerin yoğun olarak yaşadığı sayılı illerden biri. Şehrin nüfusunun yarısını kadınlar oluştursa da yönetimde söz sahibi değiliz. Erkek yöneticilerin egemen olduğu bir şehir diyebiliriz Kocaeli için. Kocaeli aslında 1968 yılında gerçekleştirilen yerel seçimlerde Leyla Atakan’ın CHP’den seçilmesiyle şehrin ve Türkiye’nin seçilen ilk kadın belediye başkanı unvanını alıyor o zamanlar. Böyle bir örnek var şehirde ama sonrasında bu durum tam tersine dönmüş. Leyla Atakan da 3 yıl görev yapabilmiş, 1971 yılında trafik kazasında çalışma arkadaşlarıyla birlikte hayatını kaybetmiş.

Biz şimdi diyoruz ki, bu kenti yönetmeye talibiz. Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla, engellisiyle, işçisiyle, emeklisiyle… Her kesimin söz sahibi olduğu, görüşlerini ifade ettiği, önerilerde bulunduğu bir anlayışımız olacak. Şunu net olarak ifade edebilirim; bu kente kadın eli değmeli ve değecek. Kocaeli birçok şehrimiz gibi ‘beton şehir’ olmuş durumda; havası, suyu, denizi kirli ve dolayısıyla gri bir kent görünümü var. Bu görünümden çıkarmak için mücadele edeceğiz. Kocaeli bizlerle birlikte daha yaşanılabilir bir kent olacak, bunun için çalışacağız.

Emek Partisi olarak seçime YSK engeli ile giremiyorsunuz ama yine bu anlamda partinizin perspektifini yansıtıyorsunuz. Peki, diğer aday ya da partilerden farkınızı ortaya nasıl koyuyorsunuz?

Çok basit bir şekilde farkımızı ortaya koyuyoruz. Onlar sermaye partisi, biz işçi sınıfının partisiyiz. Aramızdaki fark bu kadar açık ve net. Onlar sermaye için rant, ihale sağlamak için çaba sarf ederken; biz rantçı ve ihaleci anlayışa karşı bir yönetim modeli sunuyoruz vatandaşlara. Bu yapılamaz değil, elbette ki yapılır. Ütopik şeyler söylemiyoruz, bunun örneklerini vatandaşlarımız yaşamadığı için belki hayalci bulabilir ama yapıldığını gördüğünde farkı o zaman kavrayacak. Demokrasi, periyodik takvime bağlanmış seçimlerde oy kullanmayla sınırlı değildir. Halkın doğrudan katılımı ve denetimine açık olmayan hiçbir sistemin demokratik olmayacağını söylüyoruz.

Bunca eşitsizliğin, suistimalin ve hukuksuzluğun gölgesi altında seçimlere gidiyor olsak da, seçimler ve hazırlık sürecini yönetimler anlayışımızı halka ulaştırmak, bunu anlatmak için sabah akşam sokaktayız. Yerel halkla birlikte sabah 07.00’da bir fabrika önünde ya da işçi durağında başlıyoruz güne. İlk elden emekçilere ulaşıyor, onlara günaydın diyoruz. Gün içinde çeşitli ziyaretlerimiz, pazar, kahve ve sokak ziyaretlerimiz oluyor. Kapıları çalıyoruz tek tek, akşamları evlere konuk oluyoruz emekçilere yerel yönetim anlayışımızı anlatıyor, onların görüşlerini alıyoruz. Bir diğer farkımız ise, biz emekçilere nasıl dokunuyorsak şimdi, öncesinde de dokunuyorduk, sonrasında da dokunacağız. Diğerleri gibi onları seçimden seçime hatırlamayacağız. Çünkü her zaman birlikte olacak, birlikte yöneteceğiz.