Günay: Tutsakların ölümünden AKP-MHP sorumlu olacak

HDP Sözcüsü Ebru Günay, tutsakların ölümünden iktidarın sorumlu olacağını belirterek, bu sürecin dayanışmayla aşılabileceğini söyledi.

Günay, Maxmûr'daki katliam ve ambargoya işaret ederek, Güney hükümetine sorumluluklarını hatırlattı.
Kürsel dayanışmanın önemine dikkat çeken Günay, AKP-MHP'nin salgınla mücadele stratejisi olmadığını kaydetti.
HDP Parti Sözcüsü Ebru Günay, gündemdeki konulara ilişkin HDP Amed İl Örgütü binasında basın açıklaması yaptı.

'KÜRESEL DAYANIŞMAYLA AŞABİLİRİZ'

Günay'ın açıklamalarının satır başları şöyle:
İnsanlık ailesinin bu zorlukların üstesinden geleceğini ve bu zorlu mücadelenin her anında halkımızın yanında olacağımızı belirtmek istiyoruz. Her ne kadar doğal bir afetle karşı karşıya olsak da esasında sorgulanması gereken şey, yaşanan sistemsel sorunlar. Bunları görmezden gelemeyiz. Ciddi sistemsel sorunlar var. Küresel bir salgını, küresel düzeyde küresel dayanışma ile aşabiliriz.
Antidemokratik iktidarlar salgına karşı halkların yanında olmak yerine iktidarlarını korumanın derdinde.

'AKP-MHP'NİN SALGINLA MÜCADELE STRATEJİSİ YOK'

Salgın bazı ülkelerde şu an denetim altına alınmış olsa da bir aşı veya ilaç bulunmadığı sürece insanlığı tehdit etmeye devam edecek. Bunun bilincinde olmalıyız. Bundan sonra da tedbirlerimizi alırken bu bilinçle hareket etmeliyiz. Gelinen aşamada AKP ve iktidar ortağının kesinlikle bir mücadele stratejisi yok.
İktidarın politikasızlığı sonucu Türkiye’de birçok insan yüksek risk altında, enfekte olmuş halde.
AKP iktidarı, bu zor zamanlarda bile Hazine’den halka vereceği bir kuruş bırakmadı. Bunu herkes görüyor. İktidar sözcülerinin söylediği söz var. 'Genel yasağın ekonomik maliyeti büyük olur' diyorlar. Aslında tam bir itiraf bu.

'YAPILMASI GEREKEN SAVAŞA DEĞİL SAĞLIĞA BÜTÇE AYIRMAK

İktidar için savaşa, ölüme ve sınır ötesine asker göndermek halkın sağlığından önce geliyor. Aslında yapılması gereken, esas olan savaş sanayine, sınır ötesine asker göndermeye, savunma sanayine değil halkın sağlığına bütçe ayırmak. İktidar şimdiye kadar açıkladığı paketlerde halkın gerçek durumuyla uzaktan yakından ilgili değildi.
Meclis, salgına karşı bir kriz koordinasyonu işlevi görerek çalışmasını yürütmeli.
İktidar Meclis'i kapatarak halkı Saray'ın politikasızlıklarına terk etti, Meclis çalışmaya devam etmeli.
AKP ve onun genel başkanı için temel öncelik halk değil kendi iktidarı ve istikbalidir.

'TUTSAKLARIN ÖLÜMÜNDEN AKP-MHP SORUMLU'

Salgın felaketine karşı mücadele etmekten ziyade bu salgından yararlanmanın fırsatçılığının bir diğer sonucu da Ceza İnfaz Yasası oldu. AKP ve MHP iktidarı 3 yıldır üzerinde çalıştığı aslında bir şekilde halkın haklı tepkisinden çekinerek, Meclis’e getirmekten çekindiği af yasasını yangından mal kaçırırcasına Meclis’e getirdi ve Meclis’ten çıkardı.
AKP-MHP oylarıyla kabul edilen bu af yasasıyla kimler mi çıktı? Mafya babaları, dolandırıcılar, sahtekarlar, gaspçılar, tacizciler, Alaattin Çakıcı ki o, ona verilen sözün sonucu olarak tahliye oldu. Yine yüzlerce insanı dolandıran Çiftlik Bank dolandırıcısı Mehmet Aydın, organize suç örgütü lideri Kürşat Yılmaz tahliye oldu. Bunlar serbest bırakılan isimler. Gazeteciler, öğrenciler, siyasetçiler ve AKP-MHP tekçi iktidarına sadece muhalefet ettikleri için onbinlerce siyasi tutsak, salgına ve ölüme mahkum edildi bu infaz yasasıyla. Ve cezaevleri hala ciddi risk altında. Altını çizerek söylüyorum, cezaevinde yaşanacak her ölümün sebebi Koronavirüs kesinlikle değildir. Yaşanacak her ölümün sebebi AKP ve MHP iktidarıdır.

MAXMÛR KATLİAMI VE AMBARGOSU

Maxmûr başta olmak üzere Kürt yerleşim yerlerine yönelik hava saldırıları bir an önce durdurulmalıdır. Burada tavrımızı bir kez daha belirtmek istiyoruz.
Savaştan en çok etkilenen Maxmûr Kampı bir yıldır da ambargo altındadır. Bu vesileyle Federal Kürdistan Hükümeti’ne de burdan seslenmek istiyorum: Maxmûr üzerindeki ambargo acilen kaldırılmalı ve saldırılara karşı gereken tedbirler bir an önce alınmalı, salgına karşı Maxmûr halkının ilaç ve gıda başta olmak üzere temel yaşamsal ihtiyaçları karşılanmalıdır. Bu sorunların çözümüne yardımcı olmak Federal Kürdistan Hükümeti’nin ulusal, insani ve ahlaki temel görevidir."