KCK: Faşizm HDP çizgisinde kendi ölümünü görmektedir

KCK: Soykırımcı faşist Türk devleti sadece Türkiye’de ve Bakurê Kürdistan’da değil, tüm Ortadoğu’da halkımıza ve demokrasi güçlerine saldırmaktadır. Halklarımız tarihin en barbar ve faşist iktidarı ile karşı karşıyadır.

HDP’ye yönelik gerçekleştiren siyasi darbeye ilişkin açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “HDP’nin direniş geleneği mevcut HDP yapılanması ve gerçeğinden öte bitmeyecek bir birikime ve kaynağa sahiptir. Bu nedenle ne kadar saldırılırsa saldırılsın HDP siyasi çizgisi ve direniş geleneği ayakta kalmakta, faşizme karşı direnişi kesintisiz sürdürmektedir” dedi.

Yazılı bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, şunları belirtti: “Soykırımcı sömürgeci faşist Türk devleti HDP’ye yönelik saldırısına bir yenisini ekledi. HDP’nin siyasi çizgisini en önde temsil edenlerden olan Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın milletvekilliklerini düşürerek tutukladı. Faşist AKP-MHP iktidarı bu saldırılarını sürdürecektir. Faşist diktatörlüğünü kalıcılaştırmak ve Kürtleri soykırıma uğratmak istediği için bu saldırılarını sürdürmektedir. Bu saldırılar soykırımcı faşist devlete ve onun iktidarına karşı yürütülen direnişin büyüklüğünü göstermektedir. Kuşkusuz bu direnişi sadece HDP göstermiyor. Ancak önemli bir direniş odağı olduğu açıktır. Yoksa bu kadar saldırının hedefinde olmazdı.

Bu saldırının en temel nedeni HDP’nin Türkiye’deki demokrasi ve özgürlük mücadelesinin önemli bir dinamiği olmasıdır. HDP gerçek bir demokratik güç olarak Kürt halkının özgür ve demokratik yaşamına sahip çıktığı için ağır saldırılara maruz kalmaktadır. Başta Kürt sorunu olmak üzere tüm ezilen, haksızlığa uğrayan toplumsal kesimlerin özgürlüğü için mücadele ettiğinden bu devlete karşı gerçek bir demokrasi mücadelesi veren güç konumundadır. Kürt halkının özgür ve demokratik yaşam mücadelesini Türkiye halklarıyla buluşturduğu için bu kadar saldırıyla karşılaşmaktadır.

FAŞİST DİKTATÖRLÜK ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL OLARAK HDP’Yİ GÖRÜYOR

Kürt halkı, tüm farklı etnik ve toplumsal kesimler, kadınlar, gençler ve emekçiler üzerinde faşist diktatörlük uygulayan bu devlet varlığını demokrasi güçlerinin ve halkların parçalanmışlığına bağlamıştır. Bu açıdan tüm demokrasi ve özgürlük güçlerini bu faşist iktidara karşı birleştirmek istediği için, HDP ve bu çizginin en büyük sahiplenicisi olan Kürtler düşman görülmekte ve saldırıya uğramaktadır. Tüm halklar, topluluklar, emekçiler, kadınlar ve gençler üzerinde zulüm uygulayan bu faşizm HDP çizgisinde kendi ölümünü görmektedir. Faşist diktatörlüğü ve Kürtler üzerinde yürüttüğü soykırım politikası önünde en büyük engel olarak gördüğü için HDP’ye yönelik görülmedik faşist bir saldırı yürütmektedir.

Ancak soykırımcı faşist diktatörlük büyük bir yanılgı içerisindedir. Çünkü HDP’nin direniş geleneği mevcut HDP yapılanması ve gerçeğinden öte bitmeyecek bir birikime ve kaynağa sahiptir. Bu nedenle ne kadar saldırılırsa saldırılsın HDP siyasi çizgisi ve direniş geleneği ayakta kalmakta, faşizme karşı direnişi kesintisiz sürdürmektedir. HDP Kürdistan’daki büyük halk direnişine, bu temelde gerçekleşen ulusal demokratik devrime ve Türkiye halklarının tarih boyu biriktirdiği devrimci demokratik birikime ve mücadeleye dayanmaktadır. Kürt halkı ve Türkiye halkları var oldukça bu mücadele de var olacaktır.

HEP’ten bu yana demokratik siyasal güçlere ağır saldırılar yürütülmüştür. Bu siyasal geleneğin binlerce yöneticisi, üyesi katledilmiş, on binlercesi zindanlara atılmıştır. Milletvekili, belediye eşbaşkanları, il ve ilçe yöneticileri dahil bugün de binlerce üyesi, taraftarı zindanlarda tutulmaktadır. Her gün onlarcası tutuklanmaktadır. Ancak bu siyasi geleneğe geri adım attıramamışlardır. Dışarda olduğu gibi zindanda da kutsal direnişlerine devam etmektedirler. Bu direnişi sürdürenlere bin selam olsun. Onlar Diyarbakır 5 No’lu zindan direniş geleneğinin sürdürücüsüdürler; onlar Kürt halkının onurlu evlatlarıdırlar. Bu onurlu direniş mutlaka başarıya ulaşacak, Kürdistan özgürleşecek, Türkiye ve Ortadoğu demokratikleştirilecektir.

TÜM TOPLUMSAL KESİMLER MÜCADELE İÇİNE GİRMELİ

Türkiye’de demokrasi ve özgürlük güçlerini ezmek ve Kürtleri soykırıma uğratmak isteyen faşist bir iktidar bulunmaktadır. Bu faşist iktidar dünyadaki tüm faşist iktidarların ve soykırımcı güçlerin tüm yöntemlerini uygulamaktadır. Bu açıdan bu iktidara karşı sadece legal alanda mücadele vermek yetmez. Türkiye’de ne demokrasi ne de demokrasinin kırıntısı bulunmaktadır. Kuşkusuz demokratik siyasal alan da mücadelesini kararlılıkla yürütmelidir. Ancak mücadeleyi sadece bu alana bırakarak soykırımcı faşist devlete karşı başarılı bir mücadele yürütülemez. Tüm toplumsal kesimlerin mücadele içine girmesi, her sokağı ve mahalleyi direniş alanı haline getirmesi gerekmektedir.

Faşist soykırımcı sömürgeci devletin en temel amacı Kürtleri soykırıma uğratmak ve Kürdün kökünü kazımaktır. Bu yüz yıllık politikadır. Bu açıdan Kürt halkı var olmak için dün olduğu gibi bugün de yarın da direnecektir. Çünkü direnmeden var olamaz. Bu nedenle ‘Direnmek Yaşamaktır’ ifadesi Kürt halkının yaşam ve mücadele felsefesi olmuştur. Bu yaşam ve mücadele felsefesiyle soykırımcı sömürgeciliğe karşı direnecektir. Ancak faşist iktidarlara karşı mücadelede başarılı olmak ittifaklarla mümkündür. Bu açıdan hem Kürdistan’da hem de Türkiye’de faşizme karşı ittifaklar kurmak ve mücadeleyi bu temelde yükseltmek önemlidir. Özgürlük ve demokrasi mücadelesini başarıya ulaştırmak isteyenlerin izleyeceği yol bu olmalıdır.

Başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye halkları bilmelidir ki, HDP’nin siyasi çizgisi Kürt halkını da ve Türkiye halklarını da özgür ve demokratik yaşama kavuşturacak çizgidir. Ancak bu siyasi çizgi mücadeleyle başarıya ulaştırılabilir. Bunun için de sadece legal, yasal ve demokratik siyasal mücadele yöntemleriyle yetinilmemeli; bu mücadele tüm araç ve yöntemlerle geliştirilmeli ve sürdürülmelidir. Bu konuda gerilla ve HBDH milisleri mücadelelerini büyük bir kararlılıkla ve kesintisiz biçimde sürdürmektedirler. Bu mücadele ruhu ve kararlılığıyla Kürdistan ve Türkiye’nin her yeri eylem ve mücadele alanı haline getirilmelidir. Soykırımcı faşist diktatörlük halklarımızın iradesini kırmak istiyorsa o zaman daha büyük bir irade ve kararlılıkla bu faşizmin karşısına çıkmalı ve onu korktuğu tarihin çöp sepetine atmalıyız.

Soykırımcı faşist Türk devleti sadece Türkiye’de ve Bakurê Kürdistan’da değil, tüm Ortadoğu’da halkımıza ve demokrasi güçlerine saldırmaktadır. Halklarımız tarihin en barbar ve faşist iktidarı ile karşı karşıyadır. Faşist ve soykırımcı iktidarlara karşı mücadele de en geniş ittifaklar ve her türlü mücadele araçlarıyla sürdürülür. Halk ayağa kalktığında, öz savunma gücüyle faşizmin karşısında durduğunda hiçbir faşist güç karşısında dayanamaz. Bu temelde tüm halkımızı ve halklarımızı ayağa kalkarak faşizme karşı mücadeleyi yükseltmeye, Özgür Kürdistan, Demokratik Türkiye ve Demokratik Ortadoğu’yu yaratmaya çağırıyoruz.”