30 Mart 1972 Kızıldere katliamına ilişkin yazılı bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı şunları belirtti:

“30 Mart 1972 tarihinde Mahir Çayan ve 9 arkadaşı Tokat’ın Niksar ilçesinin Kızıldere köyünde 12 Mart faşist darbesinin özel savaş güçleri ile girdikleri çatışmada şehit düştüler. Türkiye halklarının bu değerli evlatlarını minnetle ve saygıyla anıyor, onların özlemlerini Demokratik Türkiye, Özgür Kürdistan’da gerçekleştireceğimiz sözünü veriyoruz.

Mahir Çayan ve arkadaşları iki THKO’lu militan ile birlikte Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı idamdan kurtarmak için 3 İngiliz’i kaçırmışlardı. 3 İngiliz karşılığında 3 devrimciyi düşmanın elinden kurtarmak istiyorlardı. Ancak Türk devletinin faşist güçleri hem devrimcileri hem de İngilizleri katletmişlerdir.

Mahir Çayan ve arkadaşları, Deniz Gezmiş ve arkadaşları, İbrahim Kaypakkaya ve arkadaşları Türkiye’yi emperyalizmin hegemonyasından kurtarıp Demokratik Türkiye’yi yaratmak istiyorlardı. Demokratik Türkiye’de Kürdistan da özgür olacaktı. Bu nedenle de Kürt sorunu ve Kürtlerin özgürleşmesini Türkiye’nin temel sorunlarından biri  olarak görüyorlardı. Kürtlerin yiğit evlatları da bu devrimcilerin kurduğu örgütler içerisinde yer almışlardır. Hüseyin İnan, Hüseyin Cevahir ve Ali Haydar Yıldız gibi birçok Kürt genci bu nedenle bu örgütler içerisinde mücadele ederken şehit düştüler.

Önder Apo, Mahir Çayan’ın İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yaptığı bir konuşmada Kürt sorunuyla ilgili yaptığı değerlendirmelerden etkilenmiş ve THKP-C sempatizanı olmuştur. Mahir Çayan ve arkadaşları Kızıldere’de şehit düştüklerinde Türk devletini protesto etmek için öğrencisi olduğu Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde boykotun önderliğini yapmıştır. Bu nedenle yakalanmış ve 7 ay Mamak Askeri Cezaevi’nde kalmıştır. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan, Rêber Apo’nun bulunduğu bölümden götürülmüş ve idam edilmişlerdir. Önder Apo cezaevinden çıktıktan sonra THKP-C sempatizanlarının yoğun olduğu Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde gençleri örgütlemiş; Ankara devrimci gençliğinin örgütlenmesinde ve ADYÖD’de öncülük yapmıştır. Mahir Çayan ve arkadaşlarının, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının şahadetlerine bağlılığın bir gereği olarak böyle bir yanıt olmuştur.

Mahir Çayan ve arkadaşları Türkiye’de önemli bir devrimci, demokrasi birikimi bırakmıştır. Şimdi bu gelenek Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nde devrimci ittifak temelinde yaşatılmaktadır. Demokratik siyasal alanda da bu şehitlerin özlemleri ortak mücadele temelinde verilmektedir. Onların mücadeleleri ve ödediği bedeller boşa gitmemiştir. Demokratik Türkiye, Özgür Kürdistan mücadelesinde yaşatılmaktadır.

Onların anıları önünde bir daha saygı ile eğiliyor, onların özlemi olan halkların kardeşliği temelinde Demokratik Türkiye ve Özgür Kürdistan mücadelesini yükseltme sözünü bir kez daha yineliyoruz.”