Newroz'a katılanlar: Bu süreçte sokakta direnmeliyiz

İstanbul’daki Newroz kutlamasına katılanlar, “HDP için, partimiz için sokaklarda olmalı, direnmeliyiz. Son zamanların en büyük direnişini göstermemiz lazım" dedi.

İstanbul Newrozu'nu Yenikapı miting alanında kutlandı. Kutlamada ön plana çıkan konu başlıkları Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit, İstanbul Sözleşmesi ve direniş oldu. Ezberleri bozmayan görüntülere şahit olunan alanları dolduran Kürtlerin oy verdikleri partinin kapatılmak istenmesine karşı duydukları öfke de attıkları sloganlara yansıdı. Halk kadınıyla çocuğuyla, yaşlısıyla genciyle programın sonuna dek miting alanını terk etmedi.

ANF’ye konuşan HDPliler, AKP-MHP iktidarının bu saldırısının iradelerine yönelik olduğunu, nefret içerdiğini belirtirken, esas olanın da direnmek olduğunu belirtti.

ÇETELEŞMİŞ DEVLET'

“Türkiye artık çeteleşmiş bir devlet haline geldi” diyen Ahmet Çavur, “Partimize dönük bu saldırılar yeni değil, bu yüzden de topyekûn olarak halk direnişi gerekiyor. Biz gençler de bu direnişin öncüleri olmalıyız. Adres sokaksa eğer sokakta olmalıyız. Türkiye siyaseti HDP’dir. HDP olmazsa eğer bu ülkede siyaset yürütemiyorlar. Bütün siyasetlerini Kürt düşmanlığı, HDP karşıtlığı üzerinden yürütüyorlar. Gündeme baktığımızda da görüyoruz” dedi.

‘BU KİRLİ SİYASETE DUR DEMEK İÇİN BURADAYIM’

HDP’nin kapatılmasının Türkiye’deki siyasetin de bitmesi anlamını taşıdığını kaydeden Behiye Tunç da şöyle konuştu:

“Milyonlarca insanın iradesi söz konusu. Bugün yapılmak istenen sadece bir partiyi kapatmak değil, Kürtlerin iradelerini görmemek demektir. Bizler tabela partisi değiliz. Kapatılmak istenen, Kürtlerin oy verdiği ilk parti değil. Biz diğer partiler nasıl ki kapatılmak istendi ve kapatıldı biz yine de irademizi ortaya koyduk. Kürtlerin aktif siyaset yapmaları istenmiyor. Newroz alanlarına dolan binlerce insanın da ortak şiarı budur. Ben bir kürt kadını olarak irademe karşı yapılan bu saldırıya ‘hayır’ diyorum. Sadece ulusal bir bayramı kutlamak için değil aynı zamanda yapılmak istenen bu kirli siyasete de dur demek için buradayım. Bizlerin de oy verdiğimiz insanları yalnız bırakmamız, sokaklarda, alanlarda olarak irademize sahip çıkmamız gerektiğine inanıyorum. Gün bugündür, gün direnmenin günüdür."

'ALANLAR, SOKAKLAR BİZİMDİR'

Mehmet Yavuz ise, oy verdiği HDP’nin sonuna kadar arkasında olduğunu söyledi. “Direne direne kazanacağız demek sadece bir slogan değildir” diyen Yavuz, şunları söyledi:
“Bu bizlerim yaşam biçimidir. Bu alanlarda söylenen her söz, çekilen her halayın bir tarihi geçmişi var. Gençler olarak da bunun bilincinde olarak alanları dolduruyoruz. Tarihe baktığımızda da Kürt partileri her seferinde Kürt düşmanlığından, Kürtlerin siyaset yapmamaları için kapatıldı. Bugün de tarih onlar için tekerrür ediyor ama unuttukları bir şey var, o da Kürtler eskiden çok daha dirençli. Barışa ve özgürlüğe çok daha aç. Bu inanç bizi zafere götürecektir. Ben gençlere de seslenmek istiyorum: Alanlar, sokaklar bizimdir. İrademize yapılmak istenen bu saldırıya karşı hep beraber dur diyelim. Bizi birlik zafere götürecektir. Biz bu iktidarın kölesi değiliz, olmayacağız da. Bir kişi bile kalsak bu böyle olacaktır."

‘KÜRT ANNELERİ OLARAK SÜRECİ İYİ ÖRGÜTLEMELİYİZ’

Torunlarıyla miting alanına gelen Emine Yaşar, şöyle dedi:
"HDP hakları bir araya getiren bir yerde durduğu için HDP’yi kapatmayı istiyorlar. 7’den 70’ye Kürtler ayaktadır. Başkaldırıyoruz. Benim 6 yaşında bir torunum var zafer işaretinin Kürtler için ne anlama geldiğinin farkında. Bu devlet de bizim nerede olduğumuzun farkında. Kürtler eski Kürtler değil. Partimiz kapatılırsa yine kurulan bir partiye oy veririz. Mesele bu değil. Mesele bizlerin iradesine yapılan saldırıdır. Biz Kürt anneleri olarak da bu süreci iyi örgütlemeliyiz. Halk sokaklarda olmalı. Bu süreci iyi değerlendirmeli ve HDP için partimiz için sokaklarda olalım. Biz bilinçli seçmenleriz. Onlar bizlerden korkuyorlar. İki anne bir araya gelsek tanklarıyla, toplarıyla üzerimize geliyorlar. Bundan ötürü de partimize saldırıyorlar."

‘BU ALANLARDA ÇOCUKLUĞUMUZ GEÇTİ, İNANCIMIZ BİTMEDİ’

Ayşegül İnan, şunları dile getirdi:
"Köyleri boşaltılmış, talan edilmiş ve İstanbul’a göç etmek zorunda kalmış on binlerce Kürt bugün bu alanlarda tek bir ağızdan direnişi haykırıyor. Ulusal bayramımız öncelikle kutlu olsun. Zindanlarda direnen, dağlarda özgürlük mücadelesi yürüten halkımızın on yıllardır yürüttüğü bu haklı mücadele ayaktadır. Bu alanlarda çocukluğumuz geçti, inancımız bitmedi. Kürt düşmanlığı üzerinden siyasetlerini yürütenlerin hedefindeyiz. Hedefte olan bizleriz, Kürtlerdir. Emekçinin, kadının, halkın sesine duyulan nefrettir bugün hükümetin dili. Kirli siyasetlerine karşı da son zamanların en büyük direnişini göstermemiz, buna karşı inancımızı korumamız gerekiyor. Tecridin etkileridir bunlar. En çok buna vurgu yapılmalıdır. İmralı’daki tecridin sonucudur."