PKK: Her yerde 1 Mayıs bayrağı daha da yükseltilmeli

PKK Yürütme Komitesi: Demokratik, Ekolojik, Kadın Özgürlükçü Toplum paradigmasıyla kapitalist sisteme ve saldırılarına karşı direnilerek özgürlük, farklılıklara dayalı eşitlik ve demokrasi mücadelesini geliştirmek görevdir.

1 Mayıs İşçi Bayramı'na ilişkin yazılı bir açıklama yapan PKK Yürütme Komitesi şunları belirtti: “İşçi sınıfı şahsında tüm emekçilerin, ezilen halkların ve kadınların birlik, dayanışma ve mücadele günü olan yeni bir 1 Mayıs’ı yaşıyoruz. Halk ve Hareket olarak Türkiye ve Ortadoğu emekçileri, sosyalistleri ve demokrasi güçleri ile birlikte faşist-sömürgeci-soykırımcı zihniyet ve siyasete karşı yürüttüğümüz özgürlük ve demokrasi mücadelesi ile bu 1 Mayıs’ı karşılıyoruz. Dünyanın dört bir yanındaki emekçiler, gençler ve kadınlar da bu yılki 1 Mayıs’ı, küresel sermaye güçlerinin emekçilere ve tüm ezilenlere yönelik büyük tehdit ve saldırısına karşı daha güçlü mücadele zemini olarak karşılamaya hazırlanıyor. Bu temelde özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelesi yürüten işçi ve emekçilerin, tüm ezilenlerin, kadın ve gençlerin 1 Mayıs’ını kutluyor, her türlü sömürüye ve baskıya karşı geliştirdikleri mücadelelerinde üstün başarılar diliyoruz.

ŞEHİTLER ÇİZGİSİNDE VERİLEN MÜCADELE GÜNÜMÜZDE ÇOK DAHA BÜYÜYEREK SÜRÜYOR

Başta halkımız olmak üzere tüm halklar ve ezilenler 1 Mayıs’larda büyük özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürütmüş, bu mücadele içinde değerli şehitler vermiştir. Bu kahraman şehitler çizgisinde verilen mücadele günümüzde çok daha büyüyerek sürüyor ve yeni şehitler verilmeye devam ediliyor. Bu temelde başlangıcı oluşturan Chicago şehitleri, 1 Mayıs 1977 Taksim şehitleri ve şehit gerilla komutanımız Ramazan Kaplan yoldaş şahsında tüm 1 Mayıs şehitlerini saygı ve minnetle anıyor, amaçlarını başarma ve anılarını yaşatma sözümüzü yineliyoruz.

Küresel kapitalist hegemonik güçlerle, başını AKP-MHP faşist sömürgeciliğinin çektiği bölgesel ulus-devlet diktatörlüklerinin 3. Dünya Savaşı ile başta Kürdistan halkı olmak üzere tüm Ortadoğu halklarına ve emekçilerine yönelik geliştirdikleri baskı, sömürü ve katliamlarla birlikte, aynı sistemin korona virüs adıyla tüm dünya emekçilerine, ezilen halklarına yönelik tehdit ve saldırısı yürüyen savaşı ve mücadeleyi yeni bir aşamaya taşırmış bulunuyor. 3. Dünya Savaşıyla Ortadoğu’dan başlayarak Yeni Dünya Düzenini yaratmak isteyen emperyalist sistem, Kürt halkının, kadınların, emekçilerin, halkların ve tüm ezilenlerin direnişiyle bu amacına ulaşmaktan öte tam bir çürüme ve çözülüş aşamasına gelmiştir.

Kapitalist sistemin ve ulus-devlet faşizminin korona virüse dayanarak Kürt ve dünya kadınlarının 2020 yılını Dünya Kadın Yılı, 21. Yüzyılı Kadın Yüzyılı yapmaya yönelik büyük özgürlük yürüyüşünü ve mücadelesini kırmaya, teslim alarak ömrünü uzatmaya yönelik tüm kadınlara, emekçilere ve ezilenlere saldırısını bu nedenle doğru anlayarak, bu saldırıya karşı devrimci-demokratik mücadeleyi 1 Mayıs’la birlikte daha etkili, yaratıcı ve sonuç alıcı tarzda yürütmek öncelikli görev oluyor.

ERKEK EGEMENLİKLİ ZİHNİYET DÜNYADA YAŞAMI TEHDİT EDİYOR

Bugün başta Ortadoğu olmak üzere dünyada yaşanan tüm savaş ve yıkımların, katliam ve kıyımların, açlık ve yoksulluğun, işsizliğin, ekonomik kriz ve bunalımların, hastalık ve salgınların, doğamızın ve üzerinde yaşayan tüm canlıların büyük bir tehdit altında oluşunun tek sebebi erkek egemen iktidarcı-devletçi kapitalist modernite sistemidir.

Bu nedenle her gün yirmi binden fazla insan açlıktan, bir bu kadarı kapitalist sistemin yol açtığı hastalık ve salgınlardan, yüzlerce insan da savaşlardan dolayı ölüyor, binlercesi de sakat kalıyor. Yüzbinlerce, milyonlarca insan yerini-yurdunu terk etmeye zorlanıyor, mülteci adı altında köleliğe mahkûm ediliyor. Milyonlarca emekçi açlık sınırında yaşıyor. Binlerce kadın ve çocuk erkek egemen zihniyet tarafından katlediliyor, taciz ve tecavüze maruz kalıyor. Milyonlarca genç işsizliğe mahkûm edilerek umutları ve hayalleri katledilerek köleleştirilmek isteniyor. Her türlü doğa ve kültür katliamıyla cennet dünyamız cehenneme çevrilerek yaşanamaz hale getiriliyor. Özcesi toplum kırımı, kadın kırımı, halklar ve kültürel kırımla doğamızın yağmalanarak talan edilmesi kapitalist emperyalist sistemin azami kar için geliştirdiği günlük rutin uygulamaları oluyor.

Koronavirüsün zengin ve fakiri ayırt etmediği, bununla birlikte insanlığın büyük bir ekonomik krizi yaşayacağı yönündeki söylem ve politikalarla küresel tekelcilik, toplumu ve direniş güçlerini uyutup, eylemsiz ve mücadelesiz kılıp teslim alarak, azami kâr önünde engel olan tüm yüklerden kurtulmaya çalışıyor. Egemen güçler, tüm topluma ölümü gösterip sıtmaya razı etmek istiyor. Bu nedenle, Demokratik, Ekolojik, Kadın Özgürlükçü Toplum paradigmasıyla kapitalist sisteme ve saldırılarına karşı direnilerek özgürlük, farklılıklara dayalı eşitlik ve demokrasi mücadelesini geliştirmek, yeni ve özgür yaşamla dünyamızı yeniden inşa etmek mümkün olduğu kadar ekmek ve sudan daha öncelikli görevdir.

YARIM ASIRLIK DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ 1 MAYIS İLE DAHA DA BÜYÜMELİ

Liberalizmle faşizmin bir madalyonun ayrı yüzleri olarak aynı zihniyet ve siyaseti ifade ettiği gerçeği, günümüzdeki bu saldırı ile birlikte çok daha iyi açığa çıkmış bulunmaktadır. Türkiye ise bu gerçeğin en fazla tahkim edilmiş kalesi durumundadır. Ezilen halklara, toplumlara ve emekçilere yönelik bu saldırıyı en sinsi özel savaş savaş yöntemleriyle büyük fırsata dönüştürmek isteyenlerin başında hiç kuşkusuz AKP-MHP sömürgeci-soykırımcı-faşist iktidarı gelmektedir. AKP-MHP faşizmi, Bakur’a, Rojava’ya, Güney Kürdistan’a, Maxmur ve Şengal’e, Medya Savunma Alanlarına, Libya ve Suriye’ye yönelik eğittiği çeteleri ve Kürt işbirlikçiliğiyle ittifak halindeki saldırılarıyla Kürdistan halkının özgürlük mücadelesiyle Türkiye ve Ortadoğu devrimci-demokratik hareketini tasfiye etmeye ve bu şekilde ömrünü uzatmaya çalışıyor. Dolayısıyla, Sinan, Mahir, Deniz, İbrahim’le başlayıp Önder Apo, Haki Karer ve Kemal Pir’lerle devam eden yarım asırlık demokrasi ve özgürlük mücadelesini bu 1 Mayıs’la birlikte daha da büyüterek geliştirmek ve AKP-MHP faşizmini tarihin çöp sepetine atmak, Kürdistan ve Türkiye için olduğu kadar Ortadoğu ve tüm insanlığın özgürlük ve demokratik devriminin gelişmesinde büyük rol oynayacaktır.

Nasıl ki Türkiye, kapitalist modernite sisteminin en fazla tahkim edilmiş kalesi ise, İmralı işkence ve tecrit sistemi de Türkiye’nin en fazla tahkim edilmiş kalesidir. İmralı’da Önder Apo’ya yönelik geliştirilen tecrit ve işkence sistemi, korona virüse dayanarak tüm kadınlara, emekçilere, halklara, ezilenlere dayatılan tecrit ve işkence sistemine dönüşmüştür. Tüm toplumu eve hapsederek, Kürdistan ve Türkiye’yi bir hapishaneye çevirerek yaşamın her alanında egemenliklerini yeniden üretmeye ve bu şekilde ömürlerini uzatmaya çalışıyorlar. Yaşadıkları korkuyu tüm topluma yaymak için her türlü yola başvuruyorlar. Fakat korkunun ecele faydasının olmadığını egemen güçler bilmese de halkımız ve emekçiler, ezilenler çok iyi biliyor.

TÜRKİYE, ORTADOĞU VE DÜNYANIN DEMOKRATİKLEŞMESİ HEDEFİMİZİ GERÇEKLEŞTİREBİLİRİZ

Önder Apo’nun İmralı işkence ve tecrit sistemine karşı 22 yıldır büyük bir özgürlük iradesi ve bilinciyle geliştirdiği muazzam direnişini doğru anlayıp, bu direnişe doğru tarzda katılarak günümüzde koronavirüse dayalı tüm topluma dayatılan işkence, tecrit ve teslim alma faşist zihniyet ve siyasetini parçalayıp Kürdistan’ın özgürlüğü, Türkiye, Ortadoğu ve dünyanın demokratikleşmesi hedefimizi gerçekleştirebiliriz.

Gerilla güçlerimiz bu amaç ve hedef doğrultusunda AKP-MHP faşizmine karşı kahramanca mücadele ederek büyük intikam alıyor, öldürücü darbeler vuruyor. Halkımız, Türkiye ve Ortadoğu demokrasi güçleriyle birlikte her türlü saldırıya karşı onurluca direnerek bu amaç ve hedef doğrultusunda kararlıca yürüyor. 1 Mayıs, bu intikam alma ve özgürlük yürüyüşünün zirveleşerek gelişeceği ve kesin sonuç alacağımız yeni mücadele sürecini ifade ediyor.

Bu temelde 1 Mayıs Şehitlerini bir kez daha saygıyla anıyor, başta Önder Apo olmak üzere tüm yoldaşların, yurtsever halkımızın ve dünya emekçilerinin 1 Mayısını coşkuyla kutluyoruz. Halkımızı ve tüm devrimci-demokratik güçleri bulundukları her yerde 1 Mayıs bayrağını daha da yükseltmeye, 1 Mayıs kutlamalarına aktif ve yaratıcı tarz ve yöntemlerle katılmaya, 1 Mayıs kutlamalarını tecrit, komplo ve tasfiyeye karşı yürüttüğümüz mücadele ile birleştirmeye, her alanı birlik, dayanışma ve mücadele alanı haline getirmeye çağırıyoruz!”