Suruç Katliamı Davası: Bu mahkeme katliamcıların sözcüsü!

Suruç Katliamı Davası'nın duruşmasındaki konuşmalarda, Türk yargısının katliamcıların sözcülüğünü yaptığı belirtildi.

Suruç Katliamı'na ilişkin açılan davanın 20’nci duruşması Urfa'daki 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi Hilvan Cezaevi Kampüsü’ndeki salonda görüldü.
Duruşmaya katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri, yaralananlar, avukatları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı Bünyamin Şeker, Urfa Barosu Başkanı Mehmet Velat İzol, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş genel Başkanı Şahin Tümüklü'nün yanı sıra Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyeleri katıldı.
DAİŞ’in bombalı saldırısı sonucu 103 kişinin yaşamını yitirdiği Ankara Katliamı’nın da sanığı olan, dava dosyasının tek tutuklu ve bugüne dek mahkeme salonuna getirilmeyen Yakup Şahin, duruşmaya tutuklu bulunduğu Urfa'daki T Tipi Kapalı Cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.                                                               


AVUKATLARDAN KATİLLERİ KORUYAN YARGIYA TEPKİ
Av. Serdil İzol, dosyanın içerisine dosyayla ilgisi olmayan belgelerin konulduğunu söyledi. 6 yıldır duruşmanın devam ettiğini hatırlatan İzol, geçen sürede sadece 3 kişinin dinlenildiğini belirterek gerçek sorumluların yargılanmasını talep etti.
Av. Sezin Uçar, El Aggal hakkında bir yargılamanın yapıldığını ve bugün bundan haberdar olduklarını söyledi. El Aggal’ın yargılandığı dosyanın Suruç Katliamı davasına eklenmesi gerektiğini belirten Uçar, El Aggal ve Yakup Şahin’in mahkemede dinlenmesini talep etti.
Suruç Katliamı dava dosyasında sadece 3 kişinin yargılandığını söyleyen Uçar, “Fakat elimizde sadece bir tane sanık var. O da sürekli SEGBİS üzerinden davaya katılıyor. Sanki bu katliamı sadece Yakup Şahin gerçekleştirmiş gibi bir algı var. Daha araştırmalar yapılmadan, olay aydınlatılmadan mütalaa açıklandı. Ankara ve Suruç katliamları birbiri ile bağlantılı. Suruç Katliamı Ankara Katliamı'na ışık tutmalıdır. Çünkü Suruç Katliamı daha önce oldu" diye belirtti.
Ebu Zeynep’in DAİŞ yapılanması içerisinde "önemli bir kişi" olduğunun altını çizen Uçar, Türkiye’de yakalanan DAİŞ çetelerinin hep onun ismini verdiklerini hatırlatarak, “Taleplerimize karşı duyarsız kalmamalısınız. Ankara Gar katliamında neler oldu, bütün evrakları incelemek istiyoruz. Ebu Zeynep'in gerçek kimliğinin belirlenmesi noktasında girişimde bulunulmasını istiyoruz. Bu şekilde dosyaya eklenecek bilirkişi raporları eksik olacak. Yine kamera kayıtları eksik. Suruç’ta nelerin yaşandığını ve kamera görüntülerinin tamamının dosyaya konulmasını talep ediyoruz” diye belirtti.
Avukat Sevda Çelik Bingöl de "Sivil insanların öldüğü bir olay sadece Yakup Şahin üzerinden süremez. Bu noktada karar çıkması vicdanları rahatlamayacak. Bu noktada bir karar çıkması doğru olmaz. Sürecin uzaması değil ama eksiksiz bir yargılama yapılması noktasında süre talep ediyoruz" diye konuştu.                                                                                                                  


'SORUMLU DEVLET GÜÇLERİDİR'
Urfa Baro Başkanı Mehmet Velat İzol da savcının acil bir şekilde karar vererek katliamın üstünü kapatmaya çalıştığını vurguladı, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun o süreci hatırlatan beyanlarına değinerek, "Tanık olarak dinlemesi gerekir. Neden dinlenmesi için bir karar çıkmıyor" diye sordu.
“Sanık olması gereken Abdullah Ömer Aslan niye sanık değil?” diye soran önceki dönem Urfa Baro Başkanı Abdulah Öncel ise “Bunların esas sorumlusu ‘bir ay içinde Emevi Cami'nde namaz kılacağız’ diyenlerdir. Esas sorumlular İŞİD’lilerin ellerini kolunu sallayarak Suriye’ye gitmesini sağlayan güvenlik güçleridir" dedi.
Amed ve İzmir barolarından gözlemci avukatlar da söz alarak dosyadaki eksiklikleri hatırlattı.
Avukatların taleplerine ilişkin konuşan mahkeme heyeti, bütün talepleri reddetti.
İddia makamı da bir önceki duruşmada sunduğu mütalaasını tekrarladı.
Suruç yaralısı Koray Türkay, Suruç’a Kobane’deki çocuklara umut olmak için geldiklerini ifade ederek, “Suruç saldırısı ortaya koyduğumuz dayanışma iradesine yönelik bir saldırıydı. Bu mahkemeler özgürleştiğinde bu dava yeniden görülecek. Bundan her şeyi reddeden kişiler de etkilenecek. Bu çok uzun da sürmeyecek. Sizler de çok iyi biliyorsunuz ki bu siyasi bir dava. Bu davanın gerçek sorumluları en üstten başlayarak ortaya çıkmaya başladı. Bu iktidar gittiğinde Ahmet Davutoğlu’nun konuşmayacağını mı düşünüyorsunuz? Bütün talepleri reddetmek adaletsizliğin kendisidir” şeklinde konuştu.
Suruç Katliamı'nda yaşamını yitiren Cemil Yıldız’ın eşi Sultan Yıldız da mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.                                                                    


'KATLİAMCILARIN SÖZCÜLERİSİNİZ!'
ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, "Sizden bir talebim yok. En ufak talepleri bile reddediyorsunuz. Çok doğru yapıyorsunuz. Çünkü siz bu katliamı yapanların sözcülerisiniz. Aslında siz katliamı gerçekleştirenlerin gerçek muhataplarısınız. Ahmet Davutoğlu’nu çok rahat bir şekilde getirebilirsiniz buraya. Ama getiremezsiniz. Biz var olduğumuz sürece bu katliamların hesabını soracak birileri olacak" diye kaydetti.
Ardından söz alan Suruç yaralıları ve yakınları, davanın peşini bırakmayacaklarını ve gerekirse reddi hakim talebinde bulunacaklarını dile getirdi.                                                                                                                   

 'MAHKEME GERÇEĞİ ENGELLİYOR'
Av. Ruken Gülağaca, “Bütün taleplerimizi reddettiniz. En başından beri bir gerçeğe ulaşmaya çalıştığımızı söylüyoruz. Biz elimizden geleni yaparken, siz bize engel oluyorsunuz. En başından beri etkili bir soruşturma yapılsaydı, 3 ay sonra Ankara Gar Katliamı olmazdı" dedi.
Gülağaca, devamında mahkeme heyetinin bağımsız olmadığı nedeniyle reddi hakim talebinde bulundu. Mahkeme heyeti şimdiye kadar reddi hakem talebinin olmadığını, karar aşamasında duruşma olduğunu öne sürerek, talebi reddetti.
Avukat Serdil İzol ve Sevda Çelik Özbingöl de aynı nedenlerle reddi hakim talebinde bulundu. Ancak mahkeme heyeti tekrardan talepleri reddetti. Taleplerinin reddedilmesine tepki gösteren Avukat Sezin Uçar, duruşmanın ertelenmesi talebinde bulundu. Talepler yine aynı gerekçeyle reddedildi. Ardından söz alan 15 avukat, reddi hakim talebinin ortak talepleri olduğunu belirterek, talebi yeniledi. Mahkeme heyeti tekrardan yapılan talepleri reddetti.
SEGBİS ile bağlanan davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin, beyanlarının bundan sonra yapılacak duruşmalar için de geçerli olduğunu belirterek, “Bana ‘bu olay ile ilgili beyanda bulunmazsan üstüne kalacak’ demelerinden kaynaklı beyanda bulundum. Beni tongaya düşürdüler" iddiasında bulundu.
Yapılan itirazların ardından mahkeme heyeti, müzakere için duruşmaya ara verdi. Ara kararı açıklayan mahkeme, reddi hakim talebinin reddine, Yakup Şahin’in tutukluluğunun devamına, duruşmanın karar için 22 Ekim’e ertelenmesine karar verdi.