Yıllarca yok saydılar şimdi acil ihtiyaç!

Sağlık Bakanlığı moleküler biyoloji mezunlarını sözleşmeli olarak laboratuvar için ararken uzun zaman iş bulamayan biyoloji mezunu Z.E, "Yıllarca yok saydınız yetmedi, evrimi müfredattan çıkardınız, şimdi ikisi de ihtiyaç ve gerçek oldu” diyor.

Türkiye’deki Sağlık Bakanlığı koronavirüs (Covid 19) ile mücadelesi kapsamında Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nı (TÜSEB) yetkilendirerek laboratuvarlar açması talimatını verdi. Bu kapsamda günlük test kapasitesinde artış planlayan Bakanlık, gerekli personel ihtiyacını karşılamak amacıyla da moleküler biyoloji uzmanları alacağını duyurdu. Bu çalışma kapsamında moleküler biyoloji ve genetik alanında 3 yıllık tecrübesi olan biyologlar TÜSEB’de eğitim gördükten sonra sahaya sunulacak.

Türkiye’de biyoloji, fizik ve kimya gibi temel bilimler için iş imkanları yok denecek kadar az. Bu bölümlerden mezun olanların çoğunluğu formasyon eğitimi alarak eskiden dershanelerde şimdiyse özel okullarda öğretmenlik yapıyor. Öte yandan 2013’te Tıbbi Laboratuvarlar Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle birlikte biyoloji mezunlarının yerine buralarda, laboratuvar teknisyenlerinin (meslek lisesi mezunu ya da lisans) çalışacağı açıkça belirtildi. Birçok biyoloji mezunu buna karşı çıksa da özel ya da kamudaki laboratuvarlar bu branşa kapatıldı. Şimdiyse salgınla birlikte biyoloji mezunları 3 aylık, sözleşmeli olarak alınmaya başladı. Yıllardır bu alanda iş arayanlar için sevindirici olsa da bu kısmi bir çözüm.

BÜTÜN ÇALIŞMA ALANLARIMIZI ALDILAR

Yaklaşık 10 yıl önce biyoloji bölümünden mezun olan Z. E. uzun yıllar dershanelerde güvencesiz çalıştırıldığını, laboratuvarda çalışmaya başladığında ise 2013’teki yasa yüzünden işsiz kaldığını ve bu durumun uzun yıllar devam ettiğini söylüyor. Şimdiki durum için ise şunları ifade ediyor: "İlk duyduğumda oldukça makul ve anlaşılabilir geldi. Hatta mantıklı bir plan çünkü bizim yıllardır iddia ettiğimiz ‘bu ülkenin biyologlara ihtiyacı var’ talebimizi de doğruluyor. Ama biraz durumu ve şartları düşününce oldukça büyük bir haksızlık gibi geliyor kulağa.

Son 10- 15 yıldır görmezden gelinirken birden ihtiyaç duyulur oldu. Neden şimdi ülkedeki biyologlara ihtiyaç oldu düşünmeliler. Sadece bu da değil, şartlar bu haldeyken bizden istenen sağlık personeline kalkan olmamız. Buna katılıyorum çünkü sağlık personeli düşerse bu kriz dönemi atlatılamaz. Ama bu kulağa diğer yandan oldukça da kötü geliyor. Yıllarca yok say, hastanelerde çalışma haklarını ellerinden al, çalışma alanlarını kısıtla öyle ki fen edebiyat fakülteleri biyoloji bölümlerini kapatma noktasına geldi. Tek gidilecek yol olan öğretmenlik için de ders saatlerini ikiye düşürülerek biyoloji öğretmenlerini ihtiyaç fazlası ilan ettiler."

ÇALIŞMA ŞARTLARININ GÜVENLİĞİ ŞÜPHELİ

Z. E.’ye bu koşullarda çalışılacak alanlardaki önlemlerin yeterli olup olmayacağı hakkında ne düşündüğünü soruyoruz. Zira çalışacak biyoloji mezunları da sağlıkçılar gibi risk grubuna giriyor: "Tabii ki de hayır şu anda kendi yaşadığım mahallede bile, bir sürü kağıt üzerinde oldukça mantıklı ve uyulması gereken koşulun sağlanmadığını görüyorum.

Çevremde bir sürü sağlık sektöründe çalışan var, doktorundan temizlik personeline herkesin ortak derdi, kendi personelinin ihtiyaçlarının karşılanmaması. Çoğu medikallerden eldiven ve maskeyi dahi kendilerinin aldığını çünkü yetmediğinden bahsediyor. Hastanelerde temiz alanın bile ayrılmadığı, göstermelik bariyerler olduğunu, çalışan personele dahi test sonucu pozitif çıksa söylenmediğini anlatıyorlar."

MÜFREDATTAN ÇIKARDIKLARINIZ KARŞINIZDA

Öte yandan Z. E. sadece bu süreçte değil, biyologlara sağlık kuruluşlarında ve üniversitelerde güvenceli alanlar açılması gerektiğini vurguluyor: "Bu salgın bilime ne kadar ihtiyaç duyulduğunu kanıtlamaya devam ediyor. Laboratuvar hakkımızın iptalinden önceye geri dönsek bile yeterli. O zaman bile her hastanede bir biyolog bulunmuyordu. Uzun vadede asıl başarı bence her hastane ya da poliklinikte mutlaka bir biyolog bulundurma zorunluluğunun olması.

Ayrıca hastalık araştırma merkezleri kurulup orada biyologların araştırma yapmalarına izin verilmeli ya da üniversitelere ödenek oluşturup çalışma alanları açılabilir. Tabii ki süre şartı, ekonomik kaygılar olmadan kadrolu personel olmalı bu alandakiler. Zamanından evrimi müfredattan çıkardılar. Son iki yıldır takip etmiyorum ama temel o kadar çok konu çıkarıldı ki müfredattan sadece sunu söyleyebilirim, biz bu konuları okullarda öğretmediğimizde olay ortadan kalkmıyor. İstediğiniz kadar görmezden gelin sonuçta bugün o müfredattan çıkardıklarınız tokat gibi yüzünüze vurdu hem doğal seleksiyon, hem de evrim!"