Yüksel Koç’un ablası: Gurur duyuyoruz

Strasbourg’da tecride karşı 14 aktivistle birlikte açlık grevi eyleminde 74. güne giren KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç’un ablası Cahide Yıldırım, kardeşiyle gurur duyduğunu ve sonuna kadar desteklediğini söyledi.

KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç’un ablası Cahide Yıldırım, İmralı tecridine karşı çıkmanın barışı sahiplenme anlamına geldiğini vurgulayarak, geç olmadan herkesi açlık grevlerine ses vermeye çağırdı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Fransa’nın Strasbourg kentinde 14 Kürt siyasetçi ve aktivistin sürdürdüğü açlık grevi eylemi, 74. gününe girdi. Açlık grevindeki Kürt siyasetçilerden biri olan KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç’un ablası Cahide Yıldırım, durumu giderek kötüleşen kardeşine Türkiye’den destek verdi. Kardeşini 30 yıldır göremeyen Yıldırım, herkesi açlık grevindeki eylemcilere ses vermeye çağırdı. Tecridin kaldırılması için bedenini açlığa yatıran kardeşiyle gurur duyduğunu ve sonuna kadar desteklediğini vurgulayan abla Yıldırım, “Bir an önce Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını, bu hukuksuzluğun son bulmasını istiyoruz” dedi.

TECRİDE KARŞI ÇIKMAK BARIŞI SAHİPLENMEKTİR

İmralı tecridiyle AKP ve MHP iktidarının savaş konseptini dayattığını kaydeden Yıldırım, tecride karşı çıkmanın aynı zamanda barışı sahiplenmek anlamına geldiğini söyledi. 1990’lı yıllarda devletin Kürtlere uyguladığı inkar ve imha politikalarının bizzat tanığı ve mağduru olan Yıldırım, “Biz Ardahanlıyız ve savaştan çok çekmiş bir aileyiz. Devlet baskısı nedeniyle 1993’te İstanbul’a göç etmek zorunda kaldık. Köydeki evimiz askerler tarafından sürekli basılıyordu ve babamı, kuzenlerimi gözaltına alıyorlardı. En son dedemi darp ederek gözaltına aldılar ve 13 gün işkenceye maruz kaldı. Tehditlerin artmasıyla ailece İstanbul’a göç etmek zorunda kaldık” diye konuştu. O dönemde Mühendislik bölümünü kazanan kardeşi Yüksel Koç’un da devlet baskısı nedeniyle Avrupa’ya gitmek zorunda kaldığını belirten Yıldırım, bitmeyen bu zulümden ötürü yıllardır sürgünde yaşayan kardeşinin 11 yıl önce yaşamını yitiren babasının cenazesine dahi katılamadığını anlattı.

EN ÇOK DA ANNEM ÜZÜLÜYOR

Durumu giderek kritikleşen kardeşinin konuşmakta zorluk çektiğini, bu nedenle kendisiyle telefonla görüşemediğini aktaran abla Yıldırım, çok endişeli olduğunu ifade etti. Yıldırım, kardeşinden bir haber alabilmek için sabaha kadar televizyonun önünde oturduğunu söyledi. Bu duruma en çok da 88 yaşındaki annesinin üzüldüğünü belirten Yıldırım, şunları paylaştı: “Annem sürekli Yüksel’i düşünüyor, yemek yemiyor, uyumuyor. Her gün ağlıyor ve üzüntüden ayağa kalkamıyor. Doktora da gitmek istemiyor. Ona gel anne doktora gidelim dediğimde, ‘benim oğlum orada açlık grevindeyken, ben burada doktora gitmem, yemek yemem’ diyor.”

İKTİDAR ÜÇ MAYMUNU OYNUYOR

Açlık grevindeki eylemcilerin aileleri olarak Meclis’te HDP Grup Toplantısı’na katılan, ancak polis engeli nedeniyle Avrupa’dan gelen heyetle görüşemeyen Yıldırım, iktidar ve Meclis’in açlık grevleri konusunda üç maymunu oynamasının kabul edilemez olduğunun altını çizdi. Tecride karşı 113 gündür direnen Leyla Güven öncülüğünde devam eden açlık grevindeki yüzlerce insana geç olmadan ses verilmesini isteyen Yıldırım, şunları kaydetti: “Sayın Öcalan’ın avukatları ve ailesiyle görüşmesi en temel hakkıdır. Bu hakkı engellemek suçtur. İnsanların artık canı yanmasın, analar ağlamasın. Geç olmadan ve keşke demeden talepler kabul edilsin, tecrit kalksın. Yeter artık… Biz barıştan yanayız, savaş istemiyoruz. Hepimiz bir olalım ve korkmayalım. Allah’ın izniyle bu tecridi en kısa zamanda sonlandıracağız.”