Ermeni Kadınlar Birliği Koordinasyon Üyesi Anahit Kasabiyan, Suriye’de ademi merkezi olmayan, eşitlik, adalet ve demokrasinin sağlanacağı, tüm ulusların birlikte yaşayabileceği bir yaşamın inşası için mücadeleye devam edeceklerini belirtti.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigmasıyla örgütlenmelerini güçlendiren Ermeni Kadınlar Birliği, çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Ermeni Kadınlar Birliği Koordinasyon Üyesi Anahit Kasabiyan ile Ermeni Kadınlar Birliği örgütlenmesini, devrim öncesi ve sonrası Ermeni kadınların yaşamın tüm alanlarına katılmasını ve 2. kongrelerini konuştuk.
Ermeni Kadınlar Birliği ne zaman kuruldu, kuruluş amacı neydi?
Ermeni kadınlar, farklı uluslar içerisinde öz kimliğini unutur hale gelmişti. Ermeni olduğunu biliyordu fakat bilmenin ötesi yoktu. Kimliğinden, tarihinden ve kültüründen uzaklaşmış bir Ermeni kadın profili ile karşı karşıyaydık. Bu nedenle ilk kongre öncesi üç ay boyunca Reqa, Dêrazor ve Hesekê’deki Ermeni kadınlarla bir araya gelerek farkındalık yaratmaya çalıştık. Bu sürede Ermeni toplumunun tarihini, kültürünü ve kimliğini anlatan 80 seminer gerçekleştirildi. Bu seminerler aracılığıyla bir araya gelen kadınlarla kongrenin içeriğine dönük tartışmalar yürütüldü, yönetmelik tartışıldı. Aslında bu tartışmalar ardından Ermeni kadınları için oluşturulacak sistemin taslağı ortaya çıkmıştı ve bu hazırlıkla kongreye gidildi. “Ermeni Kadınlar Birliği 107 yılın ardından kendini yeniden diriltiyor” sloganıyla 30 Ağustos 2022’de gerçekleşen 1. Ermeni Kadınlar Kongresi’nde, Ermeni Kadınlar Birliği ilan edildi. 107 yıl sonra ilk kez, yani Ermeni soykırımının ardından bir Ermeni kadınlar kongresi gerçekleşiyordu. Ermeni Kadınlar Birliği’ne ekmek ve sudan daha fazla ihtiyacımız vardı. Kimliğini, kültürünü yaşamayan, tarihini bilmeyen bir kadın, her an yeni bir soykırımla karşı karşıya kalabilir. Dolayısıyla bu birlikle varlığımızı garanti altına aldığımızı söyleyebilirim. Ayrıca erkek egemen zihniyetten özgürleştirilmesi gereken Ermeni kadınların kendi benliğiyle örgütlenmesi gerekmekteydi. Bunun yanı sıra içinde bulunduğu toplumun ve birlikte yaşadığı ulusların kültürleri ve tarihleriyle de yaşaması, kendi tarihini, kültürünü, kimliğini yaşamaması büyük bir tehlikeydi. Tabii en önemlisi de Kadın Devrimi olan Rojava Devrimi’nde yaşanan gelişmelerden uzak durmak, kopuk yaşamak, kadın örgütlülüğü içinde yer almamakta Ermeni kadınların gelişim ve dönüşümünü etkileyecekti.
Ermeni kadınların 2012 yılı öncesinde yaşamları nasıldı? Yaşamın her alanına nasıl bir katılım söz konusuydu?
Ermeni kadınlar, 2012 öncesinde farklı farklı alanlarda yer alıyordu. Ermeni halkını temsil eden, kendi tarihini, kültürünü ve kimliğini yaşatan bir durum söz konusu değildi. BAAS rejiminin sistemine dahil olan, bu sistemin bir parçası olan ve bu sisteme hizmet eden bir pozisyona sahipti. Bir kadının gözüyle ya da özgür bir kadının bakış açısıyla değiştirme ve dönüştürme mücadelesi içerisinde değildi. Var olana tabiydi. Devlet sisteminin yakıcı etkisi kadınlar üzerinde etkiliydi ve iradesi olmayan bir Ermeni kadının olduğunu söylemek yanlış olmaz. Böylesi bir tablo toplumsal ilişkilere de yansıyordu. Bu bağlamda toplum içerisinde de Ermeni kadınlar ve toplumu silikti, kimliğini kaybetmişti.
Devrimle birlikte nasıl bir değişim yaşandı?
Ermeni topluluğu, tarihsel olarak zor zamanlar geçirmiş, çeşitli coğrafyalarda yaşamış ve bu süreçte kendi kimliğini, kültürünü ve haklarını koruma, yaşatma ve yeni Ermeni nesillere aktarma şansı elde etmiştir. Ermeni topluluğu encümenliği kurulmadan öncede askeri, siyasi ve toplumsal faaliyetler içerisinde yer aldık. Örgütlenerek güçlendik. Bu askeri, siyasi ve toplumsal faaliyetler, Ermeni topluluğunun örgütlenmesini büyük ölçüde etkiledi. Güçlü bir topluluk oluşturma çabası, kendi kimliklerini korumayı sağladı. Devrimle encümenliğin kurulması, bu örgütlenmenin daha da güçlenmesine ve sistematik bir hale gelmesine olanak tanıdı. Ermeni toplumu, kendi dillerini, dinlerini ve geleneklerini yaşatmaya yönelik toplumsal etkinlikler düzenleyebiliyor, bu sayede toplumsal dayanışma sağlanıyor. Dünya çapında yaklaşık sözde Ermeni toplumunu temsil eden 130 siyasi parti bulunmaktadır. Fakat bu partilerin yönetmeliklerine, araştırmalarına ve mücadelelerine bakınca Ermeni toplumunun hakkını koruyan ve gözeten bir yaklaşım içerisinde olduğunu göremiyoruz. Bu nedenle Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan Ermeni topluluğu olarak kadınların öncülüğünde bir siyasi parti kuracağız.
Birçok Ermeni kadınla bir araya geldiğinizi, tartışmalar ve seminerler yürüttüğünüzü söylediniz. Bu faaliyetlerde Ermeni kadınların Rojava Devrimi’ne ilişkin görüşleri nasıldı?
Rojava Devrimi, kadınların siyasi ve askeri alanlarda aktif bir şekilde yer almalarına olanak tanıyan bir model olarak değerlendirildi. Rojava'daki kadın hareketinin, diğer etnik ve inanç gruplarıyla iş birliği yapması ve dayanışmayı teşvik etmesi, Ermeni kadınlar tarafından önemli bir adım olarak görüldü, bu yaklaşımdan etkilendiler. Bu tür bir etkileşim, farklı topluluklar arasında barış ve uyum sağlamaya yönelik bir fırsat sundu. Rojava'daki kadınların, askeri alanda aktif rol almaları ve savaşa katılmaları, birçok Ermeni kadın için ilham verici bir durumdu. Bu, kadınların barış ve özgürlük mücadelesindeki varlıklarını pekiştirmekte ve genç kuşaklara da örnek teşkil etmekteydi. Rojava Devrimi’nin toplumsal yapı üzerinde yarattığı değişim rüzgârı, Ermeni kadınların kendi topluluklarında da benzer dönüşümler yaşanması gerektiğine dair inançlarını güçlendirdi. Kadınların toplumsal hayattaki rollerinin yeniden tanımlanması gerektiğine dair bir bilinçlenme söz konusu oldu. Ermeni kadınlar, Rojava'daki kadın hareketinin kendi kültürel kimliklerini koruma ve ifade etme noktasında da bir örnek teşkil ettiğini düşünüyor. Farklı etnik grupların kültürel zenginliğini bir arada tutma çabası, kendi kültürlerinin de bu süreçte yer almasına olanak tanıyor.
Suriye-Suriye diyaloğunun sağlanması için Ermeni kadınları olarak nasıl bir yol haritasına sahipsiniz?
Ermeni topluluğu ve kadınlar olarak Suriye-Suriye diyaloğunun sağlanması için yürütülen faaliyetler içerisinde yer alıyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye’de verilen bedeller, dökülen kanlara yakından şahit olduk ve Ermeni halkı da bu devrimde büyük bir rol oynadı. Bu nedenle krizin çözülmesi amacıyla yürütülen faaliyetler, sunulan çözümler içerisinde doğrudan yer alıyoruz. Suriye’de ademi merkezi olmayan, eşitlik, adalet ve demokrasinin sağlanacağı, tüm ulusların birlikte yaşayabileceği bir yaşamın inşası için mücadelemize devam edeceğiz. Yaşanan kriz nedeniyle Suriye halklarının temsil eden kurum ve kuruluşların ötesinde birçok devlet kendi çıkarları doğrultusunda bölgeye yerleşmiş durumdadır. Bu da Suriye’nin bütünlüğü bozan ve bütünlüğünü parçalamaya dönük planlamalar doğrultusunda yapılmaktadır.
Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan Ermeni kadınlar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigmasını nasıl değerlendiriyor?
Bölgede yaşayan Ermeni kadınların tümü de Önder Apo’nun felsefesi doğrultusunda örgütleniyor ve kendisini güçlendiriyor. Önder Apo’nun fikir ve düşünceleri, öngörüleri, geliştirdiği paradigma, sadece Kürt halkı için geliştirilmedi. Halklara hitap eden bir paradigmadır. Ermeni kadınlar, Önder Apo’nun fikirlerinin Ortadoğu ve dünya halkları için çözüm getireceğini savunuyor. Çözüm kilidinin Önder Apo’da olduğunun farkındalar. Dolayısıyla Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanması önceliğimizdir ve özellikle bu fiziki özgürlük kadınlar için hayatidir. Ermeni halkına dönük gerçekleşen zulüm, soykırımın çözümü de Önder Apo’dadır.
Ermeni Kadınlar Birliği 2. Kongresi, 7 Ocak’ta yapıldı. Kongre ile nasıl bir dönüşüme gidildi?
Öncelikle Ermeni Kadınlar Birliği’nin daha sağlıklı ve güçlü bir çalışma yürütebilmesi için bir koordinasyona ihtiyaç vardı. Bu nedenle Ermeni Kadınlar Birliği Koordinasyonu kuruldu. Ermeni Meclisi ve Ermeni Kadınlar Birliği’nin temsilciliklerinin, Özerk Yönetim dairelerinde yer alması kararı alındı. Ermeni kadınlarının kendilerini geliştirmesi ve toplumda yerlerini almaları için küçük ekonomik projeleri oluşturulacak. Kurulacak olan Ermeni Dil Kursu’nda kadınlara dönük ideolojik eğitimlere ağırlık verilecektir. Ermeni kadınların, Ermeni Askeri Meclisi’ne katılımı güçlendirilecek ve kurulacak olan Ermeni siyasi partisine katılımı sağlanacaktır. Bu yılı, düşünsel boyutta daha iyi bir gelişim ve dönüşüm katedebilmemiz için eğitim yılı olarak değerlendireceğiz. Ayrıca Reqa’da Ermeni Kadınlar Birliği örgütlendirilecektir.