KJK: Bêrîtan çizgisi direniyor

KJK Koordinasyonu, 25 Ekim 1992’de şehit düşen Bêritan’ı anarak, Bêrîtan çizgisinin bugün de ihanet, işbirlikçilik ve soykırım politikalarını güncelleyen karşı devrimci güçlere karşı direndiğini belirtti.

KJK Koordinasyonu, yaptığı yazılı açıklamada, 25 Ekim 1992’deki Güney savaşında Xakurkê direniş destanında ölümsüzleşen Bêrîtan (Gülnaz Karataş) şahsında Ekim ayı kadın şehitlerini andı.

Koordinasyon, Kadın Özgürlük Hareketi’nin direniş kültürünü, bilincini ve örgütlü kimliğinin mihenk taşı olan Ekim şehitlerinin Bêrîtan şahsında kadın ordulaşmasının doğuşunun ve kuruluşunun sembolü olduğunu belirterek, direniş ve mücadele geleneğinin bir çizgi olarak yaşam bulması ve kültüre dönüşmesinin başta Bêrîtan olmak üzere kadın şehitlerin emekleri, kararlılıkları ve özgürlüğe olan bağlılıkları ile güçlendiğini vurguladı.

BÊRÎTAN ÇİZGİSİ OLARAK SOMUTLAŞTI

KJK Koordinasyonu, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Sömürgeci faşist Türk ordusu ve işbirlikçi yerel güçler tarafından 25 Ekim 1992’de gerçekleştirilen Güney saldırısında Xakurkê cephesinde yürütülen işgal saldırısında Besê ve Zarifelerin izinden yürüyen Bêrîtan (Gülnaz Karataş) son mermisine kadar savaşarak, silahını kırdıktan sonra kendisini uçurumdan atmış bir direniş destanının adı olmuştur. Bêrîtan çizgisi olarak somutlaşan bu çizgi, direnişi barındırdığı gibi mücadeleci ve örgütlü kadın kimliğinin kadın düşmanı politikalarına karşı örgütlenmenin gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Kadınların eril zihniyete karşı kadın ordulaşması ile örgütlenmelerini ve örgütsel kimliklerini ideolojik, siyasi ve askeri olarak görünür kılma ve alternatif sistem yaratımında öncü bir güç olarak temel bir sıçrama noktasına itmiştir. Bunun sonucu olarak kadın öz savunma gücü, ataerkil şiddet başta olmak üzere devlet kaynaklı zor aygıtlarına ve şiddete karşı kadın ve toplum savunmasında önemli bir rol ve görev üslenmiştir. Bu anlamda Bêrîtan arkadaş kadın mücadelesinde sadece bir sembol değil, alternatif özgür yaşam çizgisidir. Bu çizgi, kapitalist modernist sistemin kadın düşmanı politikalarına karşı bir örgütlenme ve harekete geçme çağrısıdır. Özgür kadın ve toplum oluşumunda kadın ordulaşmasının öz savunma çizgisi ile yaşamın her anı ve her alanında kendini var etmesi ve varlığını koruma ve özgürlüğünü sağlama adımı olmuştur.

AMAÇ KÜRT SOYKIRIMINI GERÇEKLEŞTİRMEK

İhanet, işbirlikçilik ve soykırım politikalarını güncelleyen karşı devrimci güçler, faşist TC şahsında bugün Bradost ve Hêftênîn alanı başta olmak üzere, Rojava özgür alanlarına saldırılarını yoğunlaştırmış durumdalar. Amaç Kürt soykırımını gerçekleştirmek, Kürt halkının ve kadınlarının özgür yaşam alanlarında nefesini kesme ve özgür yaşam tutkusunu ve umudunu kırmadır. Buna karşın gerek gerilla gerek Kürt kadınları, halkı ve dostları, ‘olacaksa bir yaşam özgür olmalı bunun dışında yaşam haramdır’ diyerek direniş ve mücadele cephesini örmekte ve büyütmektedir.

YAŞAMLARINI ORTAYA KOYMA KARARLILIĞI

PKK-PAJK çizgisinde direnen Ekim ayı şehitleri, Önder Apo’nun özgür yaşam felsefesini örgütlü toplum ve bilinçle oluşturmanın fedaileri olarak dört parça Kürdistan ve Ortadoğu’da onur mücadelesini sürdürmektedirler. Ekim, bir kadın şehitler ayıdır. Bu ayda şehit düşen Türk, Çerkez, Alman, Arap kadınları Önder Apo’nun özgür yaşam, özgür toplum ve özgür kadın felsefesini, ideolojisine gönül vermiş özgürlüğe aşık kadınların amaçları uğruna kendi yaşamlarını ortaya koyma kararlılığıdır. PAJK-PKK çizgisinin halklar ve kadınlar üzerinden mayalandığını gösteren sembollerdir. PKK ve PAJK’ın bu özü geleceğin inşasının bugünden geçtiğini ve yarının anda oluştuğunu ispatlamaktadır.

ÖZGÜR YAŞAMA DA SALDIRIDIR

Bugün Rojava’ya karşı geliştirilen işgal saldırısında, Kürt varlığına karşı gösterilen tahammülsüzlük kadar özgür yaşama karşı gösterilen emperyalist saldırganlıktır. Kürtlerin sırtında birbirleri ile güreş tutmak isteyen emperyalist güçler, özünde var olan halk örgütlülüğü, yerinde yönetim, halk iradesi, örgütlü özerk toplum kimliklerine, öz güç ve öz örgütlenme modeline karşı bir saldırı cephesidir. Bêrîtan çizgisi ve Bêrîtanca yaşam ise bu emperyalist saldırganlığın panzehri, gelecek ütopyasının iradesi olarak baş eğmeme, varlık ve özgürlük için kenetlenme, dayanışma ve kolektif hafızanın çekirdeği olarak bu toprakların öz suyu olarak yaşamın özgürlük, güzellik, doğruluk ve mücadelecilik ilkeleri ile inşasını temsil eder. Bêrîtanca yaşam kendi farkındalığını yaratanların geçmişi ve geleceği, anda özgürleştirmenin umudu ve inadıdır.

ÖZGÜR YAŞAM ALANLARI SAVUNMAK

Bêrîtanca yaşam savaşan özgürleşir, özgürleşen güzelleşir, güzelleşen sevilir ilkesinin yerelden evrensele örülmesinin pınarı ve kaynağı olarak çağıldayarak kapitalist modernitenin kendisine karşı özgür yaşam alanları yaratmak ve savunmaktır.

Bu temelde direniş çizgimizin yaratıcısı olan Bêrîtan (Gülnaz Karataş), Zeynep (Gurbetelli Ersöz), Sarya (Nursel İnce), Ekin (İnci Çelik), Meryem (Meryem Hazar Çolak), Canda (Sanem Sertap), Helin Çerkez (Nermin Akkuş), Ronahi (Andrea Wolf), Bermal (Güler Ortaç), Rewşen (Leyla Kaplan), Rojbin Arap, Selamet Menteş, Aynur Artan, Ruken Bingöl, Rojin Gevda, Arin Mirkan, Dicle Zafer ve Medya Mawa arkadaşları bir kez daha saygıyla anıyor ve şehitlerimizin birer emir eri olarak varlığımıza ve özgürlüğümüze kast edenlere karşı amansızca mücadeleyi sürdüreceğiz.

DAİŞ’İN HAMİSİNE KARŞI

Faşist TC saldırılarında Girê Spî cephesinde direnen ve mücadele eden kadınların onur direnişi temsil eden Zîn Kobanê yoldaş başta olmak üzere Serêkaniyê ve Girî Spî cephelerinde şehit düşen tüm özgürlük savaşçılarını büyük bir minnetle anıyor, şehitlerimizin anılarına bağlılığın gereği olarak Rojava Devrimi’ni savunmak için tüm Kürt kadınlarını, Ortadoğu ve Dünya kadınlarını DAİŞ ve DAİŞ’in hamisi TC saldırılarına karşı kadın kazanımlarını savunmaya ve sahip çıkmaya çağırıyoruz.”