KJK: Ermeni ve Asuri-Süryani soykırımını lanetliyoruz

KJK, 100. yılında Ermeni ve Asuri-Süryani halklarına karşı geliştirilen soykırımı lanetleyerek kınadı

KJK, 100. yılında Ermeni ve Asuri-Süryani halklarına karşı geliştirilen soykırımı lanetleyerek kınadı. KJK, “Bütün Ortadoğu halklarını bu acı tarihle ve çarpıcı sonuçları ile yüzleşerek, her türlü soykırım tehdidine ve politikalarına karşı durarak, bilinçli ve iradeli bir barış ve demokrasi mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz.”

KJK Koordinasyonu, Ermeni ve Asuri-Süryani soykırımına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. KJK açıklamasında, “Yüzyılı aşkın süredir dayatılan ulus-devlet milliyetçiliğiyle Ortadoğu halkları birbirine karşı kışkırtılmakta, savaştırılmaktadır. Kapitalist modernitenin bölge egemenliğini gerçekleştirme yöntemlerinin başında halkları ve kültürel-dinsel farklılıkları inkar, asimilasyon ve birbirine karşı savaştırmak gelmektedir. Milliyetçilik, egemenlikli dincilik, mezhepçilik ve cinsiyetçilik bu soykırım politikalarının ideolojik alt yapılarıdır. Yüz yılı aşkın bir süredir bu politikalarla halklar nefes alamaz duruma getirilmiştir” denildi.

KJK açıklamasında devamla şu hususlara dikkat çekildi:

“Oysa halklar tarihsel-kültürel olarak birer canlı organizmalar gibi her zaman oldukça esnek yapılardır; halklar arası ilişkiler demokratik ve kültüreldir. Binlerce yıllık Ortadoğu gerçekliği, geleneği ve siyasal yapısı dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar canlı ve farklılıkların biraradalığının en çarpıcı örneklerini ortaya koymaktadır. Halep-Şam-Urfa-Amed-Konya-İsfahan-Kum-İskenderiye yollarında tarihin en büyük kültür, ilim ve gönül akışları yaşanmıştır. Hiçbir despotizm bu akışın önünü alamamıştır. Katliamlar ve soykırım politikaları hiçbir zaman 20. Yüzyılda ve kapitalist modernite eliyle olduğu kadar sistematik ve imhacı nitelikte olmamıştır.

Kapitalist modernitenin Ortadoğu’ya girişi esasta soykırım politikaları yoluyla gerçekleşmiştir. Halklar ve dinler bu soykırım politikalarının en büyük hedefi olmuştur. Ermeni, Asuri-Süryani, Pontus, Kürt, Çerkez ve daha birçok halkın ve dinsel yapıların sistematik bir şekilde soykırıma uğradığı 1900’lerin başından başlayarak 30-40 yıllık zaman dilimi, başta Britanya, Fransa, daha sonra Amerika olmak üzere uluslar arası kapitalist güçlerin kendisini Ortadoğu’da en fazla yapılandırdıkları süreçtir. 1915 Ermeni ve Asuri-Süryani halklarına karşı Osmanlı imparatorluğu eliyle geliştirilen soykırımın 100. Yılında hala halklar birbirine karşı savaştırılmaktadır. Hala halkların birbirine olan kültürel-demokratik akış damarları kesilmek istenmektedir. Yüz yıl sonra soykırım bütün Ortadoğu halkları için bir kapitalist modernite tehdidi olarak canlı tutulmaktadır.

‘BÜTÜN ORTADOĞU HALKLARINI ACI TARİHLE YÜZLEŞMEYE ÇAĞIRIYORUZ’

100. yılında Ermeni ve Asuri-Süryani halklarına karşı geliştirilen soykırımı lanetliyor ve kınıyoruz. Bu soykırımla halklar ve dinler arasında köklü, yüzleşilmesi ve giderilmesi çok zor yaralar ve düşmanlıklar ekilmiştir. Bunun için 100 yıl sonra bile olsa hakikatlerle yüzleşmek halklar arası dostluk, barış ve demokratik birlikteliğin en sağlam temelidir. Herkesin birbirine düşman kesildiği, birbiri ile savaştığı bir Anadolu, Mezopotamya ve Ortadoğu, her türlü müdahaleye ve egemenliğe açık hale getirilmiştir.

Oysa halklar her zaman farklılıkların bir arada yaşamasının yol ve yöntemlerini bulmuşlardır. Demokratik ve konfederal nitelikte yapılarla barış ve kardeşlik temelinde bir arada yaşamanın esas olduğunu kadim Ortadoğu halkları kendi tarihlerinde ortaya koymuşlardır. Kürt-Arap-Süryani-Türkmen ve diğer halklar ve dinsel yapıların yer aldığı Rojava, alternatif demokratik yapısı ile Ortadoğu’nun kültürel ve demokratik akışına hız kazandırmıştır.  Kardeş Ermeni halkının demokratik Ortadoğu temelinde gelişen bu akışla başta Kürt-Türk halkları olmak üzere bütün bölge halkları ile demokratik birliğini güçlendirmesi her türlü soykırım politikalarını boşa çıkaracaktır. 100. yılında soykırıma uğramış olan Ermeni ve Asuri-Süryani kardeşlerimizi saygıyla anıyoruz. Bütün Ortadoğu halklarını bu acı tarihle ve çarpıcı sonuçları ile yüzleşerek, her türlü soykırım tehdidine ve politikalarına karşı durarak, bilinçli ve iradeli bir barış ve demokrasi mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz.“