'Geçmişe sırtını dönmeden geleceğe yürüyen bir tiyatrocuydu'
'Geçmişe sırtını dönmeden geleceğe yürüyen bir tiyatrocuydu'
'Geçmişe sırtını dönmeden geleceğe yürüyen bir tiyatrocuydu'
Genç bir taş işçisi iken Mezopotamya Kültür Merkezi MKM bünyesinde 1994 yılında tiyatro çalışmalarına başlayan Gafur Doğan (Hêvi) sergiledikleri bir oyunda canlandırdığı Hêvi karakteri ile bütünleşir. 1998 yılına gelindiğinde ise bu isim Doğan’ı, hayalini kurduğu dağlarda gerilla ile buluşturur. Gerillada da tiyatro çalışmalarını sürdüren Gafur Doğan 2004 yazında Güney Kürdistan’da yaşanan bir trafik kazasında yaşamını yitirdi.
Geçtiğimiz günlerde ailesi ve arkadaşları tarafından anılan Gafur Doğan'ın taş işçiliğinden tiyatroculuğa, oradan gerillaya uzanan yaşamını arkadaşı tiyatrocu Vedat Kuşçu anlattı.
“Gafur çalışkandı, üretkendi, yaşamı emekle örtüşen bir arkadaştı” diyen Kuşçu, Doğan’ın “halkın sanatçısı halkın savaşçısıdır” sözüyle özetlediği sanat anlayışına bağlı kalacaklarını söyledi. Kuşçu önümüzdeki dönemde Doğan’ın sahnelenmemiş oyunlarını MKM bünyesinde sahneleyeceklerini, ‘Şanoya Hêvi’yi yeniden oluşturmayı hedeflediklerini anlattı.
Gafur Doğan’la nasıl tanıştınız?
1994 yılında Mezopotamya Kültür Merkezi MKM kuruldu. Ben de o dönem Arnavut halkından profesyonel bir tiyatrocu olarak MKM tiyatro birimi bünyesinde çalışmalara başladım.
Gafur folklorcuydu, aynı zamanda taş işçiliği yapıyordu. Yaşlı bir ustası vardı. Bir gün Kemeraltı çarşısında taş dikerlerken, yerde hazırladıkları çimentoya bir polis memuru basıyor. Yaşlı usta polis memuruna neden bastığını sorunca polis tekrar inadına üzerine basarak hazırladıkları çimentoyu bozuyor ve Kürtlere hakaret ediyor. Gafur o sırada müdahale ediyor ve gözaltına alınıyor. “Karakolda bekçi dahil kim geldiyse bana işkence yaptı” diye anlatıyordu gözaltında yaşadıklarını. İlk o zaman tanıştık Gafur ile ve sonrasında arkadaşlığımız devam etti.
GEÇMİŞE SIRTINI DÖNMEDEN GELECEĞE YÜRÜYEN BİR TİYATROCU
Bu dönemde mi folklordan tiyatroya geçiş yaptı?
Gafur folklorun sadece bir halk oyunu olmadığını ''köy seyirlik'' oyunlar şeklinde sunulması gerektiğini savunarak Kürdistan'dan masallar derliyor, köy seyirlik oyunlar oynuyordu. O dönemde bu derledikleri masallardan 'yüsük' diye bir oyun çıkardılar. Köylerde kar yağdığı zamanlarda insanların evden çıkamayınca 'yüsük' ile oynadıkları oyunu anlatıyordu. Oyunu izledikten sonra Gafur'daki tiyatro yeteneğini fark ettik. Onu bizimle çalışmaya davet ettik. Çok mutlu oldu ve tiyatro çalışmalarına başladı.
İlk oynadığı tiyatro oyunu hangisiydi?
İlk Ronahi-Simurg adlı oyunda yer aldı ve bir dengbêji canlandırdı. Gafur hem metropol yaşamını biliyordu hem de Kürdistan'ın ve geldiği Mardin'in yerel üslubuna oldukça hakimdi ve halkın dilini biliyordu. Kürdistan köy edebiyatını, yenilikçi modern tiyatro ile sentezleyerek fark yaratıyordu. Köy mizahını güncel gerçekliğe uyarlıyordu. Kürt sanatının geleneksel olana yönelmeye başladığı bir dönemde sırtını geçmişine dönmeden geleceğe yönelen bir tiyatro anlayışını savundu.
‘HÊVİ’Yİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRDÜ’
Gafur Doğan, özdeşleştiği karakter olan Hêvi'yi ne zaman oynamaya başladı?
1995 yılına gelindiğinde bizim “umudumuz sizsiniz” isimli bir oyunumuz vardı. O oyunda 'Hêvi' karakterini oynayan arkadaşımız tutuklandı ve yeri boş kaldı. Biz de rol için Gafur'u önerdik. Gafur'un Hêvi'yi oynamaya başlaması, oyundaki Hêvi'nin hikâyesinin de gerçeğe dönüşmesinin ilk adımı oldu. Gafur oyunda kafası biraz karışık askere gitmek istemeyen Kürt genci Hêvi’yi oynuyordu. Hêvi oyunun sonunda gerillanın yolunu tutuyordu. Gafur Hêvi'yi oynadıktan sonra onunla bütünleşti.
'Hévi' karakteri Gafur ile birlikte halk tarafından da çok sevilmeye başlandı. Çünkü Gafur karakteri halkın anladığı bir dil ve üslupta sunuyordu.
‘YAŞAMI EMEKLE ÖRTÜŞEN BİRİYDİ’
Sadece oyunculuk değil sanırım oyun yazarlığına da başlıyor…
1996 yılına gelindiğinde artık oyunlar da yazmaya başladı. İlk yazdığı oyun ''Guri'' isimli bir oyundu. Oyun kaypak karaktere sahip köylü bir Kürdün giderek siyasallaşmasını mizahi bir dille anlatıyordu. Gafur’un tarzını yansıtan özgün bir oyundu.
Gafur arkadaş 97 yılına doğru artık işlerin idari kısmını da yürütmeye başladı. Çok emek harcıyordu. Çalışkandı, üretkendi ve yaşamı emek ile örtüşen bir arkadaştı. 1997 yılına gelindiğinde Gafur'un da içerisinde yer aldığı bir grup, MKM bünyesinde 'Şanoya Hêvi' topluluğunu oluşturduk ve çalışmalarımıza bu şekilde devam ettik.
Ne kadar zaman sonra dağların yolunu tuttu?
Bir yıl sonra 1998 yılı sonlarına doğru Gafur tıpkı oyundaki Hêvi gibi dağların yolunu tutarak Hévi'yi gerçeğe dönüştürdü.
‘SANATI GERİLLA RUHU İLE BİRLEŞTİRDİ’
Gafur, her zaman ne yapabiliriz? Tiyatroyu, sanatı mücadele açısından daha fazla nasıl verimli hale getirebiliriz arayışındaydı. Sanatın gerilla ruhu ile yapılırsa halk için yapılabileceğine inanıyordu. Gerillaya katılma ve dağlarda tiyatro yapma özlemini her zaman ifade ediyordu.
O dönemde Özgür Halk dergisinin arka sayfasında gerilla yaşamını anlatan yazılar vardı onları okuyup oyunlaştırıyordu.
“Yaptığımız her oyunla devrimi bir saniye öncesine getiriyoruz” derdi her zaman. Onun üzerinden hareket eden biriydi.
Gerilladaki tiyatro çalışmalarını takip edebildiniz mi?
Gafur arkadaş gerillada birçok oyunlar yazdı. Gerilla ile buluşunca üretkenliği doruğa çıktı, sayısız oyunlar yazdı. Oyunlarını takip edebilme şansım oluyordu. ''Bejna Eynê'' gerillada yazıp oynadığı oyunlarından bir tanesidir.
Gafur, birlikte gerillaya gideceği Seyithan ve Müzeyyen arkadaşlar ile gitmeden önce benimle vedalaşmaya geldi. Benimle tek tek vedalaştılar. Gideceklerini söylemediler. En sonunda bana ''senden bir şey rica edeceğiz, bize rüzgarda sönmeyen Zippo çakmaklardan alır mısın?'' dediler. Ancak üçü de sigara içmiyordu. O zaman gerillaya gideceklerini anladım. “Bekleyin alıp geliyorum'' dedim. Döndüğümde gitmişlerdi ve onları bir daha göremedim.”
‘BİR SANATÇIYI YİTİRMENİN ACISINI YAŞADIM’
Gafur arkadaşın 27 Ağustos 2004 yılında yaşanan bir çatışmada yaşamını yitirdiğini öğrendiğimde her şeyden önce Kürt tiyatrosu açısından büyük bir kaybın acısını, bir sanatçıyı yitirmenin acısını derinden yaşadım. Fakat o an Gafur arkadaşın anısına sanatını daha fazla ezilenler için icra ederek bağlı kalmanın en doğru tutum olacağını düşündüm.
Önümüzdeki günlerde yapmayı düşündüğümüz çalışmalardan birisi Gafur arkadaşın yazdığı ancak henüz sahnelenmemiş olan 5-6 kadar oyununu MKM bünyesinde sahnelemek olacak.
Bunun dışında Gafur arkadaşın anısına yine MKM bünyesinde ‘Şanoya Hêvi’yi yeniden oluşturmak gibi bir düşüncemiz de var.
Gafur ‘Halkın sanatçısı, halkın savaşçısıdır’’ gerçeğini kişiliğinde ve sanat anlayışında ortaya koyan bir arkadaşımızdı. Bizler de onun bu çizgisinin sonuna kadar takipçisi olacağız. ‘Halkın sanatçısı, halkın savaşçısıdır’ anlayışına her daim bağlı kalacağız.