İsveçli Şair Tranströmmer son yolculuğuna uğurlandı
İsveçli Şair Tomas Transströmmer İsveç'in başkenti Stockholm’un merkezinde bulunan Storkyrka’yı (Büyük Kilise) dolduran binlerce kişi tarafından son yolculuğuna uğurladı.
İsveçli Şair Tomas Transströmmer İsveç'in başkenti Stockholm’un merkezinde bulunan Storkyrka’yı (Büyük Kilise) dolduran binlerce kişi tarafından son yolculuğuna uğurladı.
İsveçli Şair Tomas Transströmmer İsveç'in başkenti Stockholm’un merkezinde bulunan Storkyrka’yı (Büyük Kilise) dolduran binlerce kişi tarafından son yolculuğuna uğurladı.
Tranströmmer’in cenaze törenine Kültür Bakanı Alice Bah Kuhnke, eski Kültür Bakanı Lena Adelsohn Liljeroth, Nobel Edebiyat Ödülleri’ni veren İsveç Kraliyet Akademisi’nin eski ve yeni genel sekreterleri ve üyeleri, kültür ve sanat dünyasının tanınmış isimleri ile PEN ve İsveç Yazarlar Birliği üyesi pek çok yazar katıldı.
Tranströmmer’in vasiyeti üzerine halka açık olarak yapılan cenaze töreninde, Tiyatro Sanatçısı Krister Henriksson, Tranströmmer’in yazdığı bazı şiirleri müzik eşliğinde okudu.
Bach, Haydn ve Mozart’ın eserlerinin seslendirilmesinden sonra cenaze törenine katılanlara Tranströmmer’in piano çalarak seslendirdiği “Özgürlük Var” adlı eseri banttan dinletildi.
NOBEL MÜZESİ’NİN YANINDAKİ KİLİSEDE TOPRAĞA VERİLDİ
Daha sonra kuyruğa giren binlerce kişi Tranströmmer’in tabutunun önüne sırayla gelerek ünlü yazara veda etti. Tranströmmer’ın naaşı Nobel Müzesi’nin hemen yanında bulunan Strorkyrka’nın (Kilisenin) bahçesinde toprağa verildi.
Cenaze töreninden sonra açıklamalarda bulunan İsveç Kültür Bakanı Alice Bah Kunhke, “Yazarın şiirleri özellikle yaşamımın bir döneminde benim için çok önemliydi. Onun kelimeleri sayasinde kendi kendimi daha iyi tanıdım” dedi.
Eski Kültür Bakanı Lena Adelsohn Liljeroth ise, Tranströmmer’in Nobel Ödülü almadan kitaplarının pek çok dile çevrildiğini, eserlerinin yeni kuşak şairler için yol gösterici olduğunu söyledi.
Tranströmmer’in şiirleri ve edebiyatı hakkında görüşlerini sorduğumuz yazarlar, Transströmmer’in dünyanın en büyük şairleri arasında yer aldığını ve şiirleri en fazla diğer dillere çevrilen şairin de yine Tranströmmer olduğunu söylediler.
'İSVEÇCENİN EVRENSEL BİR DİL OLDUĞUNU GÖSTERDİ'
Uzun yıllar İsveç’in en büyük gazetelerinden Dagens Nyheter’in Kültür Şefliği görevini yürüten Gazeteci-Yazar Arne Ruth, Tranströmmer’in İsveç dilinin evrensel bir dil olduğunu gösterdiğini belirterek “Onun şiirleri bir başka dile çevrildiğinde edebiliği ve anlamını korudu. Bu nedenle şiirleri 60 dile çevrildi. Biz İsveçce şiirlerini okurken hangi duyguları yaşıyorsak, dünyanın diğer ülkelerindeki okurlar da aynı duyguları yaşıyor. İsveç 9 milyonluk çok küçük bir ülke. Dünyada yaşayan insanların yüzbinde biri bu dili konuşuyor. Ama Tranströmmer gibi yazarlar sayesinde İsveç edebiyatı pek çok ülkede biliniyor” dedi
'GENÇ ŞAİRLERE İLHAM VERDİ'
“Sanat ve edebiyatın etkisi kuşaklar boyunca hissediliyor. Tranströmmer’in eserleri kuşaktan kuşağa hissedilecek” diyen Ruth, Tranströmmer’le birlikte Çin’de düzenlenen edebiyat etkinliklerine katıldığında Tranströmmer’in yeteneğini ve genç şairleri nasıl etkilediğini ve onlara ilham verdiğini yakından gözleme olanağı bulduğunu ifade etti.
Ruth, birçok Çinli genç şairin Tranströmmer’i örnek alınacak bir şair olarak gördüğünü, bu nedenle Çin’deki etkinliğinin hiçbir zaman unutamayacağını söyledi Ruth, Tranströmmer’in dayanışmacı özeliklerine “Baskı ve saldırılara her zaman karşı çıktı. Bunu hem şiirlerinde hem de kişisel olarak düzenledikleri etkinliklerde görmek mümkün. Onun şiirlerini ilk okuduğumda çok gençtim ve beni çok etkilediğini söylemeliyim” ifadeleriyle dikkat çekti.
Uzun yıllar PEN yönetiminde görev yapan ve Cezaevindeki Yazarlarla Dayanışma Komitesi Başkanlığı görevini yürüten Yazar Azar Mahloujan, Tranströmmer’in günlük yaşamda olan basit ve olağan şeyleri edebi bir dille anlatmayı başardığını belirterek, "Bu onun sanatıydı. Şiirleri doğayı ve insan doğasını konu alıyor. Şiirleri çok basit olmasına rağmen kat kat. Bu şiirlerin derinliğini anlayabilmek için birkaç kez okumak gerekiyor” diye ekledi.
Mahloujan, Tranströmmer’in her zaman sansüre karşı çıkarak ifade özgürlüğünü savunduğunu, baskı altında ve cezaevinde tutulan yazar ve gazetecilerle dayanışma içinde olduğunu hatırlatarak, “O büyük bir zevkle baskı altında bulunan meslektaşlarını destekledi. İyi bir şair ve iyi bir insandı” dedi.
"KCK" TUTUKLAMALARINA TEPKİ GÖSTERMİŞTİ
2011 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Tranströmmer, dünyanın diğer ülkelerinde mücadele eden insan hakları savunucuları ve aydınlarla dayanışma içinde oldu. Cezaevindeki İranlı yazar ve aydınlar için açılan imza kampanyalarına katılan Tranströmmer, "KCK" tutuklamalarını da eleştirmiş ve ”New Collected Poem” adlı kitabının İngilizce baskısını Kandıra Cezaevinde tutuklu bulunan, yayıncı ve insan hakları savunucusu Ragıp Zarakolu, ”Hüzün Gondolu” adlı şiir kitabının Türkçe baskısını Diyarbakır Cezaevinde yatmakta olan Avukat-Yazar Muharrem Erbey’e imzalayarak göndermişti.
Stockholm’un Södermalm semtindeki mütevazı dairesinde görüştüğümüz Tranströmmer, kitaplarını imzalarken, "Cezaevlerinde güç koşullarda yaşayan yeni dostlarımıın durumlarının en kısa sürede sonuçlanarak çözüme kavuşturulmasını diliyorum. Eskiden olduğu gibi yaşamlarını sürdürmelerini umut ediyorum. En kısa sürede onlarla İsveç’te buluşmak ve görüşmek istiyorum. Ziyaretlerinin beni çok sevindireceğini ve mutlu edeceğini bilmelerini isterim" demişti.
Daha sonraları tahliye olan Zarakolu, PEN girişimiyle İsveç’in Sigtuna ilçesine misafir yazar olarak kabul edilmiş, Muharrem Erbey’e ise İsveç PEN Kulubü tarafından Tucholsky Ödülü verilmişti.
Tranströmmer 26 Mart günü Stockholm’de 83 yaşında yaşamını yitirdi.