'Gitar ve davul çalarak kitleyi motive etmek, dinamik tutmaya çalışmak" gibi yeni icat edilen 'suç'larla haklarında dava açılan Praksis Müzik grubu üyelerinden Serdar Türkmen'in tek bir cevabı var; "suçu işlemeye devam edeceğiz, sokaklar müzikle dolmaya devam edecek."

Mayıs sonlarında başlayarak Haziran ayında ülke geneline yayılan protesto eylemlerine dönük polis şiddeti 6 insanın yaşamına mal olurken, onlarca kişinin de ağır yaralanmasına, kör olmasına sakat kalmasına yol açtı.

Yaşları 18 ile 26 arasında değişen 6 kişinin ölümüyle ilgili sanıklar aklanmaya çalışılırken eylemcilere dönük polis şiddeti yargılama konusu yapılmıyor.  Gösteriler sırasında şiddet gören eylemciler ise şimdi de yargı süreçleriyle cezalandırılmaya çalışılıyor.

Son olarak Mersin’de Gezi eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle 54 kişi hakkında dava açıldı.

Cumhuriyet Savcısı Cihat Gezmen’in hazırladığı ve Mersin 9. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, “gitar çalarak grubu dinamik tutmaya çalışmak”, “davul çalarak kitleyi motive etmek”, “eylemciler adına polisle konuşmak” gibi yeni ‘suç’lar türetildi. “Direnme” ve “etkin direnme” gibi suçlamalar da iddianamede farklı başlıklar altında verildi.

Hakkında dava açılan 54 kişi arasında Gezi direnişi ve eylemlerine yaptıkları müzikle katılan Praksis müzik grubu üyeleri de var.

Politik ve muhalif bir müzik grubu olan Praksis'in üyelerinden Serdar Y. Türkmen “göstericilere megafonla slogan attırmak” ve “grubun önünde yürüyüş sonrasında müzik aleti çalarak grubu yönlendirmek” ile suçlanırken, iddianamede “Orda AKP var, her alanda gaz var, gel sen de haykır, devrime gerek var” gibi grubun bestelediği bir şarkının sözleri de ‘suç unsuru’ olarak yer almakta.

Grubun diğer bir üyesi Soner Küçükergüler ise “gösteri ve yürüyüş sırasında zaman zaman gitar çalarak grubu dinamik tutmaya çalışmak” ile suçlanıyor. Diğer bir üye Beşir Yılmaz da davada yargılanacak şüpheliler arasında.

Grup adına ANF'ye konuşan Serdar Y. Türkmen “Praksis grubunu direnişçiler bilir, İstanbul Taksim'de saksafon ile direnişçileri toplayan, coşkuyu artıran, Kadıköy’de içişleri bakanlığının plastik mermisine karşı müzik kullanan, İzmir'de direnişin hemen her günü alanları, meydanları, hatta yoksul mahallelerin ara sokaklarını, forumları müzikle dolduran ve Mersin'de uyarlamalar ve bestelerle direnişi müzikleyen müzisyenleriz” dedi.  

“Tabi ki herkes işini yapıyor. Onlar yüzyıllardır bizi sindirmeye, biz de sömürü düzenini yok etmeye çabalıyoruz, diyen Türkmen, karşı karşıya kaldıkları yargılamayı “Ruhi Su ustanın yıllar önce söylediği gibi, kolay değil, derdin ucu derinde. İşte bizim şarkılarımız bu derindeki derdin açık seçik kılınması, sömürgenlerin yerin dibine sokulmasının namlularıdır" sözleriyle tanımladı.

"Biz bu bahsedilen suçları işlemeye devam edeceğiz. Arıya bal yaptığı için dava açmak kadar basit, bir çocuk öyküsü okumak yeterli bunun için" diyen Türkmen'in son sözü; "Sokaklar müzikle dolmaya devam edecek."