GÖRÜNTÜLÜ

Akademisyenler: Hasankeyf yarınlara taşınacak

Dünya Kültür Miras Listesinin 10 kriterinden 9’uzunu taşıyan 12 bin yıllık tarihi antik kent Hasankeyf’in Ilısu Barajı’nın altında kalmaması için verilen mücadele kapsamında Batman’da sempozyum düzenlendi.

Dünya Kültür Miras Listesinin 10 kriterinden 9’uzunu taşıyan 12 bin yıllık tarihi antik kent Hasankeyf’in Ilısu Barajı’nın altında kalmaması için verilen mücadele kapsamında Batman’da sempozyum düzenlendi. “Hasankeyf ve Dicle Vadisi Sempozyumu” ve “Hasankeyf ve ONESCO” adı altında düzenlenen sempozyuma katılan akademisyenler ile yerel yöneticiler, Hasankeyf’i geleceğe taşınması ile ilgili ANF’nin sorularını yanıtladı.

Batman Kent Konseyi tarafından düzenlenen ‘Hasankeyf ve Dicle Vadisi’ ve ‘Hasankeyf ve ONESCO’ konulu sempozyuma, çeşitli kurum ve tanınmış şahsiyet ve akademisyenler katıldı. Kuzey Kürdistan’ın tarihi antik kenti olan 12 bin yıllık Hasankeyf ve Mezopotamya Ovası’na can veren Dicle Vadisi konulu sempozyuma katılan yerel yöneticiler ile akademisyenler, güvenlik barajı olan Ilısu projesinin engellenmesi ve Hasankeyf’in yarınlara taşınması gerektiğini dile getirdi.

 

 

Prof. Dr. Zeynep Ahunbay: Hasankeyf evrensel kültür taşıyan bir peyzaj… Baraj altında bırakılması kabul edilecek bir durum değil. Batman’daki toplantıda çeşitli uzmanlar, yerel halk, yönetim mirasın kurtarılması için nasıl bir birliktelik olabileceğini görüştüler. Bu konuda tekrar çabaların yoğunlaştırılması ve barajın zararları önlenmesi gerekiyor. Bu kapsamda da hem yerel yönetime, hem Kültür Bakanlığı ve diğer bakanlıklara görevler düşmektedir. Bir araya gelip en uygun çözümü bulmak gerekiyor. Ama Hasankeyf’in sular altında alması mümkün değil.

Doç. Dr. Serhat Harman: Batman Kent Konseyi olarak, yaklaşık 6- 7 aylık süreç zarfında Hasankeyf ve UNESCO temalı sempozyumunda tüm dünyanın gündeminde olan tehlike altında bulunan dünya kültür mirasına girmiş olan Hasankeyf’in kurtarılması için farkındalık yaratmak gerekiyor. Gerek Hasankeyf, gerek Dicle Vadisi, Ilısu Barajı altında kalma ile karşı karşıya. Bölge halkının, Hasankeyflilerin, sivil toplum örgütlerinin ve yer yöneticilerin Hasankeyf ve bölgeye turizm kazandırmak için çaba içerisinde olmalıdır.

Dr. Veysi Ayhan: Batman Kent Konseyi olarak düzenlediğimiz Hasankeyf ve Dicle Nehri Vadisi Sempozyumumuz Hasankeyf’i sular altından kurtarmaya dönük olacaktır. Bir zamanlar Kültür Bakanı olan Ertuğrul Günay’ın da sempozyumda belirttiği gibi umudu elden bırakmamak lazım. Çünkü Türkiye’de maalesef 24 saat içerisinde bazı kararlar değişebiliyor. Mevcut zihniyet, Ilısu Barajı ile Hasankeyf’i sular altında bırakması için büyük çaba sarf ediliyor. Ama biz doğa ve çevre aktivistleri olarak umudumuzu yitirmeden sonuna kadar Hasankeyf’i gelecek nesillere taşımamız gerekiyor. Mevcut zihniyet, her ne kadar camileri, kervansaray ve medreselerin olması gerektiğini işaret etse de bu ismini saydığım tümü 12 bin yıllık tarihi suya gömmek istiyorlar. Tıpkı IŞİD’in Palmira’da yaptığı gibi Taliban’ın Buda heykellerini yıktığı gibi mevcut zihniyet Hasankeyf’i sular altında bırakarak Türkiye’de aynısını yapmak istiyor. Bunun zıddını anlatmaya çalışıyorlar, ama biz inanmıyoruz ve inanıyoruz ki Hasankeyf sular altında kalmayacak.

Geçen ay Venedik’te düzenlenen toplantıya katılmıştım. Hasankeyf, dünyada tehlike altında bulunan 7 tarihi kültürel miras varlıklarından bir tanesi olarak seçildi. Aeropa Nostra, Avrupa’da bulunan 250 STK’dan oluşan bir federasyondur. Bu federasyonun girişimi ile Avrupa Parlamentosu’nda sular altında kalmaması gerektiğini izah etmeleri için talebimiz de oldu.

 

 

Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi Üyesi Ercan Ayboğa: Hasankeyf ve Dicle Vadisi Sempozyumuna eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın katılması bizce önemliydi. Çünkü 2007 ile 2012 yılları arası kendisi Kültür Bakanı idi. O dönemde Ilısu barajına karşı tutumu hükümet içerisinde de kısmen olumluydu. Ama hükümetin bir parçasıydı. Hükümetten ayrıldıktan sonra daha net tavır takınması, özgürce konuşabilmesi bizim için önemlidir. Hasankeyf’in nasıl büyük bir kültürel miras olduğunu gösteriyor. Hasankeyf UNESCO’nun 10 kriterinden 9’unu yerine getirdiğine göre dünyada özel bir yer olarak kabul ediliyor.

Biz yerel halk için de özel bir yerdir çünkü kimliğimizin bir parçasıdır Hasankeyf. Hasankeyf sempozyumda bölgeden ve uluslararası düzeyde destek alarak bir kampanya başlatmak istiyoruz. Yaptığımız çalışma sonucunda Kültür Bakanlığının Hasankeyf’i dünya kültür miras listesine alınması için UNESCO’ya başvurması için kabul ettirmesini amaçlıyoruz. Tabii ki barajın da bu şekliyle olmaması anlamına geliyor. Bu da hayalperestlik de değildir. Dünyada birçok baraj ve benzer projeler vardır, inşaatı başlanmış, tamamlanmış ama işletmeye alınmamıştır. Zaman ilerledikçe Hasankeyf’in değeri, toplum tarafından gittikçe anlaşılmaktadır. Bu değerimizi kaybedersek toplum olarak büyük bir travma geçireceğimizi kesinlikle belirtmemiz gerekmektedir. Bunun önüne geçmek için mücadele etmemiz lazım. En azından elimizden geldiğince bu projeyi ertelememiz gerekiyor. Erteledikçe zaman kazanmış oluruz çünkü bu ülkede her an her şey olabiliyor. Siyasi, ekonomik şartlar değişebilir. Bu durumda Ilısu Barajı gözden de geçirilebilir. Baraj projesini de durduracağımıza da inanıyorum.

 

 

Mazlum- Der Batman Şube Başkanı Hasan Arguna: Hasankeyf’i sular altında bırakmayı hedeflenen Ilısu Barajı dayatılıyor. Burada büyük bir hukuksuzluk dayatılıyor, çünkü uluslararası yasaların altına imza atan ülkemizin baraj dayatması ile karşı karşıyayız. Biz burada UNESCO’ya çağrıda bulunuyoruz; bir ya da iki kriteri taşıyan tarihi kültürel mekanlar dünya kültür miras listesine alınırken, UNESCO’nun 10 kriterinden 9’uzunu taşıyan Hasankeyf gibi bir kenti oraya taşıyamadık. Şimdi Hasankeyf sempozyumuna katılan Sayın Ertuğrul Günay, kendisi 5 buçuk yıl Kültür Bakanlığı yaptı. Onun döneminde uluslararası sempozyomlar düzenlemiştik, Hasankeyf’in sular altında kalmaması için mücadele etmiştik. Ankara Gölbaşı’nda Türkiye’nin tüm çevrecileri; ‘Hasankeyf’i vermeyeceğiz’ yürüyüşü yapmıştık. Ancak Sayın Ertuğrul Günay’ın hükümetteki bakanlık döneminde tarihi kültür savunucuları polis engeli ile karşılanmıştık. Gölbaşı’nda bizi Ankara’ya sokmamışlardı. Hasankeyf’i sular altında bırakan projeyi durdurmak için mücadelemiz halen sürüyor ve sürmeye de devam edecektir.

Batman Belediye Eşbaşkanı Gülistan Akel: Batman Kent Konseyi olarak Hasankeyf’in yok olmaması için böyle bir sempozyum düzenledik. Tek amacımız Hasankeyf’i sular altından kurtarmak, hiçbir zaman da geç değildir. En son ana kadar Hasankeyf mücadelemiz tüm kararlığı ile devam edecektir. Kentteki sivil toplum örgütleri, ekolojistler, bilinen şahsiyetler ve akademisyenlerle bir araya geldik. Bu sempozyum uluslararası da ayağı bulunmaktadır. Bu sempozyum ile Hasankeyf’in doğasına, kültürüne dair anlatımlarla birlikte aslında nasıl bir mücadele yürütebiliriz? Aslında biz onun için bir araya gelmiş bulunmaktayız. Bizim için Mezopotamya coğrafyası üzerinde en önemli tarihi kültürel miraslarından bir tanesi Hasankeyf’tir. Bu kentin korunması, yaşatılması, insanlık değerleri açısından önemli bir yere sahiptir. Fakat geldiğimiz nokta; devlet politikasının, AKP’nin bu tarihi kültürel mirasımızı kıyamdan geçirerek yok etmeyi hedeflemektedir. AKP’nin Ankara’da merkezi politikalarla 40 yıllık enerji için oluşturulan bir proje olduğunu düşünmüyoruz. Ilısu Barajı, burada yaşayan tarih ile kültür ile doğrudan bir amaç güttüğünü biliyoruz. Ayrıca bu proje savaş politikasının sonucu olduğu da ortadadır. Cizre, Sur nasıl yakılıp yıkılarak yok edildiyse, Hasankeyf de su da boğularak yok edilmek isteniyor. İki farkı yöntem kullanılıyor. Birinde bombalarla yıkıyor, diğerinde ise suda boğdurularak yok ediliyor. Bu tarihsel kentlere sahip çıkmak, bu tarihsel dokuyu korumak insanlık namına hepimizin meselesidir. Bu bir vicdan meselesidir. Artık devletin rant politikalarına boyun eğdirmeyecek bir direniş ve mücadele gereklidir. Biz bu sempozyumu da bir mücadele alanı olarak değerlendiriyoruz, bir direniş mevziisi olarak değerlendiriyoruz.

Hasankeyf’in mücadele gerekçesi çok büyüktür. Çünkü 12 bin yıllık bir geçmişten söz ediyoruz. Mezopotamya’ya can veren Dicle Nehrinden söz ediyoruz. Bu değerlere sahip çıkmak için herkesin boynunun borcudur. Birkaç grubun iktidarı elinde bulunduran hukuksuzca, anayasaya aykırı, toplumun değerlerine aykırı uygulamalarına ses çıkaracağız ve mücadelemizi devam ettireceğiz. Bugün eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay da bir dönem görev yaptığı kurumun verdiği kararların yanlışlığına bugün de değinmesi bizim için çok kıymetlidir. Bu nedenle er ya da geç bu politikaların tamamı mahkum edilecektir.

...