Batman’ın Sason ilçesinde asker ve gerilla arasında yaşanan çatışmanın olduğu alana giden seçilmişlerin görevden alınması kararı verilmişti. Batman merkez ve ilçe eşbaşkanlar, belediye meclis üyeleri ile il genel meclis üyelerinin görevden alınanlar arasında bulunan Batman Belediye Eşbaşkanı Gülistan Akel, AKP/ Saray’ın HDP’li milletvekillerin dokunulmazlıkları kaldırmasının ardından DBP’li belediyeleri ‘kayyum’ ile ele geçirmeye çalıştığını söyledi. AKP iktidarının 7 Haziran’da HDP’nin başarısına karşı gösterdiği tahammülsüzlüğün sonucunda Kürtlere karşı savaş ilan ettiğini dile getiren Akel, ANF’nin sorularını yanıtladı.

“Yaşamın her alanında ne yazık ki zorlu bir süreç yaşıyoruz. 7 Haziran ile birlikte halklar, demokrasi, özgürlükler, Türkiye’deki tüm sorunlara cevap olabilecek bir birliktelik yakaladılar. Fakat biz geçmişten bu yana Türkiye’de yönetmenin iktidar olmanın her türlü araç gereci kullandıklarını biliyoruz. 7 Haziran’da halkların ortak projesi olan HDP’ye karşı AKP büyük bir savaş başlattı” diyen Akel, bu savaşın da özellikle Kürt halkı üzerinden başlatıldığını vurguladı.

Bu savaşın daha sonra ülkenin tamamı üzerinde yaygınlaştırıldığını kaydeden Akel, “Bu savaşın bir amacı vardı; iktidarı kaybetmemek, diğer taraftan da Rojava devriminin haklar lehine olmasını darbelemekti. Çünkü Kürt halkı yüz yıldır kıyım ve yok edilme politikası ile karşı karşıyadır. Onun için AKP de halka karşı savaş politikasında ısrar etti. AKP, Ortadoğu’da DAİŞ gibi maşa örgütler ile savaşı derinleştirmek istedi. Bunun paraleli olan Cizre’de, Silopi’de, Sur’da, Silvan’da, Nusaybin’de, Şırnak’ta, Gever’de önüne gelen her şeyi yakıp yıkmaya çalışan bir güç ile yapmaya çalışıyor. AKP, artık zorla iktidarda kalma ve zorla iktidarını sürdürme gibi hedefleri var. Önce kentler yakılıp yıkıldı, siviller katledildi. Sonra bu ülkenin siyaset kurumuna dokunmak istediler ve milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırmak istedir. Bugün de peşi sıra milletvekillerine tebligatlar gidiyor. Yine bu süreçte yerel siyasete, yerel yöneticilere de baskı siyaseti ile bastırılmaya çalışılıyor” dedi.

‘KAYYUM MEŞRU DEĞİLDİR, HAK GASPIDIR’

DBP’li belediyelere kayyum atanması durumunda toplumda hiçbir meşruiyetinin olmayacağını da dile getiren Akel, geçtikleri sancılı sürecin yerine özgürlük ve demokrasinin yerleşeceği inancını da taşıdığını belirtti.

Özellikle Kürdistan’da AKP’ye ait olmayan, DBP’li belediye eşbaşkanları, çalışanlarına yönelik gözaltı, tutuklama ve görevden uzaklaştırmalar ile birlikte son süreçte kayyum politikaları ile halkın siyasi iradesine dönük bir kıyım politikası yürütüldüğünü de sözlerine ekleyen Akel şöyle konuşu: “Buna tam da kıyım politikası demek yerinde olur. Çünkü bir halkı yok saymak ve bertaraf etmekle irade kıyımı gerçekleştirmek istenmektedir. Bugün DBP’ye bağlı 106 belediye var, bu 106 belediyenin neredeyse tamamının yönetimlerine dokundular ve bunu yasa, anayasa çerçevesi üzerinden ele almıyorlar. Bu kararlar çok keyfi. İçişleri Bakanlığı kararı ile alıp uygulamak istiyorlar. Ve günü birlik meclis üzerinden çıkarttıkları yasalarla desteklemek istiyorlar. Ama AKP’nin aldığı bu kararların toplumsal meşruiyeti yoktur. Ne bir eş başkanın, meclis üyesinin görevden uzaklaştırmasının toplumsal meşruiyeti var, nede o halkın seçtiği, seçildiği kişileri bertaraf ederek hatta terörize ederek yerine kayyum atanması toplumda kabul görülmeyecektir. Bu karar seçilmişlere karşı terörist ilanına karşı bir terörizmdir. Yerel seçilmişlere karşı haksız uygulamayı dolayısıyla bu halk kabul etmeyecektir. Bu sürecinde geçici olduğuna inanıyorum. Halkın demokrasi ve özgürlük arzusu kazanacak, yine demokrasi kazanacağına inanıyorum.”

AKP ZOR AYGITI İLE İKTİDARINI KORUYACAKTIR

“Bunların iktidarını kaybetmemek adına topyekün milyonlarca insanın hakkını gasp ederek elde edecekleri bir kazanıma dönüşecektir” diyen Akel, zor aygıtlarla iktidarını sürdürmeye çalışan AKP iktidarın önünde diz çökmeyeceklerini de sözlerine ekledi.

Bu yöntemlerin, bu aygıtların kazancı olmayacağına da dikkat çeken Akel, “Nasıl ki savaşın kazananı yoksa zor aygıtların da bir kazananı olmayacaktır. Özellikle çeşitli demeçler veriliyor. Hem İçişleri Bakanlığı, hem de vali ve kaymakamlıklar üzerinden demeçler veriliyor; DBP’li belediyelere dönük terörize açıklamalarını görebiliyoruz. Ancak biz halk adına yerel siyasetçiler olarak iktidarın bu yanlış politikalarına karşı çıktığımız için DBP’li olduğumuz için siyasetten diskalifiye edilmek isteniyoruz. Onun için kayyum atamalarını biz seçilmişler olarak bu kararı tanımayacağımızı şimdiden belirtmek istiyoruz. Bize bu görevi veren halkımız dışında halkın kurumu olan belediyelerimize el koyma kararları meşru olmadığı gibi bu kararı da tanımayacağız” diye konuştu.