Amed Newroz'unda yüz binlerin Kürt sorunun çözüm muhatabı ve baş müzakerecisi olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ı gösterdiğini söyleyen kardeşi Mehmet Öcalan, İmralı Adası'na gidişlerin önünün biran önce açılması ve Amed'de verilen mesajın gereğinin yapılması gerektiğini kaydetti.

Tüm baskı ve sindirme politikalarına rağmen 21 Mart'ta Amed Newroz'unda bir araya gelerek alanı dolduran yüz binler, bir kez daha Kürt sorunun çözüm muhatabı ve baş müzakerecisi olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ı gösterdi. Öcalan'ın tarihi 2013 Amed Newroz'unda halkların barışı ve Kürt sorunun çözümü için okunan manifestosu ardından yaklaşık 3 yıl boyunda tüm ülkede çözüm ve müzakere süreci hakim olmuştu. Ancak, AKP iktidarı ve Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bu süreç bitirilerek savaş politikaları devreye koyuldu. Amed'de 3 gün önce bir araya gelen yüz binler yaşanan yüksek yoğunluklu savaşa durdurabilecek tek güç olarak İmralı Adası'nı işaret ederek Öcalan'ı muhatap olarak gösterdi. Sorunun çözüm muhatabı olan Öcalan ise İmralı Adası'nda ağırlaştırılmış tecrit koşullarına tabi tutularak avukatları ve siyasi heyetler ile ailesi dahil her türlü görüş hakkı engelleniyor.

'HALK AMED NEWROZ'UNDA ÇÖZÜM ANAHTARI OLARAK ÖCALAN'I GÖSTERDİ'

Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan, Kürt halkının Newroz'da verdiği mesaj ve Öcalan'a uygulanan tecride dair ANF'ye konuştu. Yaşanılan süreç ve Amed Newroz'unda verilen mesajın gerçek anlamda takip edilmesi ve görülmesi gerektiğini ifade eden Mehmet Öcalan, Kuzey Kürdistan başta olmak üzere Kürdistan genelinde zor bir yaşamın yaşandığını belirterek, Kürt kentlerinde katliamlar yapıldığını ve yaşanan ölümlerin son bulması için bir çözümün geliştirilmesinin şart olduğunu söyledi. 2016 Amed Newroz'unda Amed halkının bütün zorluk ve zorbalığa karşı kendi gerçekliğini bir kez daha ortaya koyarak, tüm dünyaya mesaj verdiğini kaydeden Mehmet Öcalan, "Amed halkı Newroz'da Kürt halkı, Türkiye, Ortadoğu ve Avrupa'ya gereken mesajı verdi. Bunun göz önünde bulundurulması gerekiyor. Çözümün anahtarının neresi olduğunun bilinmesi gerekiyor. Amed Newroz'un yüz binler çözümün anahtarının İmralı Adası olduğunu gösterdi. Sorunun muhatabının Kürt Halk Önderi Öcalan olduğunu gösterdi" dedi.

'BAŞKAN APO'NUNDA SÜREÇ İÇİN DÜŞÜNCELERİNİ SÖYLEMEYE HAKKI VAR'

Savaş politikasını devreye koyarak çatışmalı süreci başlatan devlet ve AKP'nin varsa çözüm istemleri doğrultusunda biran önce İmralı Adası'nın yolunun açılması ve Öcalan ile müzakere masasına dönülmesi gerektiğini söyleyen Mehmet Öcalan, "Herkese hukuk lazım. Heyetler ile görüştürülmüyor. Avukatları ile görüştürülmüyor. Ailesi olan bizler ile görüştürülmüyor. Öcalan'ın biran önce heyet olmasa avukatlarıyla oda olmazsa ailesi ile görüştürülmesinin önü açılmalıdır. Ailesi olarak Başkan Öcalan ile görüşmek bizim yasal hakkımız. Biz sadece yasal hakkımızı kullanmak istiyoruz. Ailesi olarak yaklaşık iki yıldır görüştürülmüyoruz. Görüşmeler gerçekleşirse akan bu kanda durdurulabilecek. Bari heyet ve avukatlarına izin verilmiyorsa dahi bizim görüşmemizi engellemesinler. Başkan Apo'nun bu halk üzerinde ne kadar etkili olduğunu herkes biliyor. Bu süreç için onunda diyeceği bir şey varsa bu görüşmeler yoluyla söylemeye hakkı var" diye belirtti.

'AMED'DE VERİLEN MESAJIN GEREĞİ YAPILMALI'

Kürt kentlerinin yakılarak yıkıldığını ve AKP'nin Türk devletinin eliyle katliamlara imza attığını vurgulayan Mehmet Öcalan, inkar ve imhaya dayalı yürütülen savaş politikalarıyla Kürt sorunun çözülmeyeceğini dile getirdi. Amed Newroz'unda halk tarafından çözüme dair verilen mesajın göz önünde bulundurularak, biran önce ya heyet, avukat ya da aile görüşünün önünü açması gerektiğini kaydeden Mehmet Öcalan, "Bütün halklar biran önce akan bu kanın durmasını istiyor. Halklar çözümün biran önce geliştirilmesi ve sağlanmasını istiyor. Bunun da ancak İmralı Adası'nda tutulan Başkan Apo'nun yapabileceğini biliyor. Ben 17 yıl boyunca İmralı Adası'na gidip geldim. Sorunun çözümü konusunda Başkan Apo'nun konumunu ve ağırlığını çok iyi biliyorum. Şartlar ne olursa olsun Başkan Apo muhakkak bir çözüm yolu bulur, ortaya koyar. AKP ve devlet de bunu çok iyi biliyor. Eğer, AKP ve devlet bu akan kanın son bulmasını istiyorsa İmralı gidişlerin önünü açarak, kendisi de masaya döner. Herkes Amed'de verilen mesajı dinledi ve gördü. Bunun karşılığında kimin üzerine ne düşüyorsa gereğini yerine getirmesi gerekiyor. Aksi halde akan kanın önüne kimse geçemez" diye konuştu.