YENİLENDİ

Amed Newrozu sürüyor: Direnişle gurur duyuyoruz; yenilmeyeceğiz

HDK Eşsözcüsü Koçyiğit, "direnmeyenler yenilirler. Yenilmemizi istiyorlar. Ama bu meydan yenilmezliğini bir kez daha gösterdi" dedi. İmralı Heyeti Sözcüsü Önder ise "Amed, Sur, Cizre, Şırnak ile gurur duyuyoruz, hepsi onurumuzdur" dedi.

Yüz binlerce kişinin katıldığı tarihi Amed Newrozu devam ediyor. HDK Eşsözcüsü Koçyiğit, "direnmeyenler yenilirler. Yenilmemizi istiyorlar. Ama bu meydan yenilmezliğini bir kez daha gösterdi" dedi. İmralı Heyeti Sözcüsü Önder ise "Amed, Sur, Cizre, Şırnak ile gurur duyuyoruz, hepsi onurumuzdur" dedi. Önder, Kürt Halk Önderi Öcalan'a dönük tecridin kaldırılmasını istedi.

Amed'de tarihi Newroz kutlaması devam ediyor. Açılış konuşmasının ardından konuşan HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, halkı selamlayarak, "Haftalardır dedikodu bomba sözlerine rağmen burada bu alanı dolduran Newroz'a, iradeye sahip çıkan siz Amedlileri saygıyla selamlıyorum. Bizler binlerce yıldır kutluyoruz Newroz'u. Zalim Dehaklar'a karşı isyan eden Kawa'nın çocukları hiçbir zaman ateşi sündürmedi. Bu coğrafya yıllardır direniyor. Bizler Kawa'nın çocukları olarak bu geleneğe sahip çıkıyoruz. Yasaklara inat her yerde alanlara çıkıp Newroz'umuzu kutladık" dedi.

'VAZGEÇMEYECEĞİZ'

Koçyiğit, 2013 Newrozu'nda aynı sahnede Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın halkların barışı için kaleme aldığı mektubunun okunduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: "Barış ikliminden rahatsız oldular. Barış işlerine gelmedi. Barış onlara oy getirmiyordu. Bütün hırsızlıkları, arsızlıkları yolsuzlukları devam ettirmek için barıştan vazgeçip savaş kararını verdi. Bu savaş kararı Türkiye'de ve Kürdistan'da uygulanıyor. Bu coğrafyada 100 yıldır Kürtlere karşı baskı ve sindirme politikalarıyla karşı karşıya kaldı. Ama biz biliyoruz ki 90'larda köy yakmalar, asimile politikaları nasıl boşa çıktıysa bu gün de boşa çıkacaktır. Bu yaptıklarına karşı hiçbirimiz bu mücadeleden vazgeçmedik. Vazgeçmeyeceğiz."

AKP ve Saray'ın teslim alma politikalarını dünya ülkelerinin aciziyetle izlediğini ifade eden Koçyiğit, "Ortadoğu'da çıkarları için savaşa destek verdiler. Binlerce Suriyeli Avrupa kapılarına dayayınca sorunları görmezden geldiler. Hani özgürlüklerin beşiğiydiniz. Mülteci sorunu bütün Avrupa'nın ikiyüzlülüğünü ortaya koydu. Sadece kendine özgürlükçülermiş. Söz konusu Ortadoğu olunca 3 maymunluğu oynadılar. Bugün Suriye'deki savaşın bedelini ödüyor Avrupa. Bir ülkeye savaş açtınız hem de o ülkenin masum insanları size sığındı kabul etmediniz. Bu politikalar insanlık dışıdır. Bu politikaların karşısındayız. Bu ülkeye kim gelmişse hoş gelmiş" diye kaydetti.

'YENİLMEYECEĞİMİZ GÖRÜLDÜ'

Koçyiğit, Kürdistan'da taş üstünde bırakmak istemeyenlerin, Rojava'yı boşaltmak isteyenlerin, Kürdistan'ın her tarafını işgal edenlerin, evleri, mahalleleri yıkanların Mehmet Tunç, Pakize, Fatma, Sêvê gibi yüzlercesinin olduğunu bilmesi gerektiğine vurgu yaptı. "Bizim yaşamımız direniştir. Bizim nefes alışımız onların korkularıdır. Türkiye halkları barış istiyor. Türkiye halkları eşit özgür bir cumhuriyet istiyor. Kandan beslenenler buna izin vermiyorlar" diyen Koçyiğit, şöyle devam etti: "Her gün bir bomba patlayınca 'alışmamız lazım' diyorlar. İnsan ölüme alışılır mı? Siz alışabilirsiniz ama biz alışmayacağız. Artık hiçbirimizin bu ülkede can güvenliği yok. İstiyorlar korkalım, evimize kapanalım istiyorlar. Meydanları boş bırakalım istiyorlar. Biliyorlar ki direnmeyenler yenilirler. Yenilmemizi istiyorlar ama bu meydan yenilmezliğini bir kez daha gösterdi."

HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Kürt halkının direnmekten başka hiçbir seçeneğinin olmadığını vurgulayarak, şunları dile getirdi: "Ancak direnişle mücadele edersek, bu ülkeye barış gelecek. Aksi yıkılıştır, iç savaştır, teslim olmaktır. Asla bunlara teslim olmayacağız. Biz alanlara çıkıp, barışa sahip çıkarsak, ülkenin tek kurtuluşu olduğunu ortaya koyarsak işte en büyük cevabı onlara vereceğiz. Daha fazla omuz omuza duracağız. Daha fazla savaşa karşı mücadele edeceğiz."

ÖNDER: DİRENİŞLE GURUR DUYUYORUZ

Newroz programında sahneye çıkan İmralı Heyeti Sözcüsü Sırrı Süreyya Önder ise hükümete çözüm çağrısında bulundu.

Önder'in konuşması şöyle:

"Onuruna düşkünlüğünüz her şeyden daha kıymetlidir, Newroz kutlu olsun. Biz de Amed, Sur, Cizre, Şırnak ile gurur duyuyoruz, hepsi onurumuzdur. 4 yıldır bu alanda sizlere Sayın Öcalan'ın mesajını okuyorum. 3 yıl burada barışın Newrozu'nu okuduk. Sayın Öcalan 3 yıl barışın kıymetine savaşın tehlikesine dikkat çekti. Onu okuma onurunu yaşadık. Biz barış Newrozu'nu okurken bu platform 40 TV'nin canlı yayınladığı bir Newroz oldu. Şimdi bir direniş Newroz'u kutluyoruz, dostlarımız ve tarafsız yayınlardan başka kimse yok.

Kimisi korku, baskıyla psikolojik harp yöntemleriyle rehin aldı. Burada dostlarımızla beraberiz ama bu mücadele başladığında da böyleydi. Dostlarımız bize yeter. Bu mücadelenin fitilini Mazlum Doğan 3 kibrit ile yaktığı zaman 200 kişi yoktular, bugün milyonlarca kişiyiz. Bu medya bu meydanın sabah 9'da çekip o haliyle yayınlıyorlar. Ben de onlara diyorum ki işte Newroz Meydanı, bir tek kişi kalıncaya kadar bu direniş meşalesi sönmeyecek. 

Bu bölgenin gerçekliğinden hiçbir şey anlamayanlar sürekli bizi baskı altına almaya çalışıyorlar. Falancayı kınayın, filancayı eleştirin diyorlar. Buradaki anaları tanısalar evlatlarının bir kısmını dağlara, bir kısmını mezara bir kısmını meclise gönderdiklerini bilirlerdi. Tahir Elçi şahsında hepsine söz veriyoruz. Bu barışı getireceğiz. Ölümler genç yaşında toprağa girenler boşu boşuna girmediler, onlara borcumuzdur; bu topraklara barışı özgür eşit bir yaşamı getirmek. 

'ÖCALAN 'AHMAKLAR' DERDİ!'

Aramızda Sayın Öcalan ile dağlar denizler olabilir. 3 yıl birlikte mesai yaptık barış uğruna, daha iyi bir dünya ve ülke uğruna yazdıkları söyledikleri tartıştıkları şeyler bugün faşist rejime rağmen bize uğraşıyor. Muhtemelen şunu söylerdi. Bre ahmaklar ben size Eşme Ruhu dedim, bölgeyi ortak evimiz yapalım dedim. Yoldaşlarıma söyledim size yardım ettiler bunun bir barış kıvılcımı olmasını diledim siz getirdiniz Sur'a, Nusaybin'e, Cizre'ye gönderdiniz. Bre ahmaklar diye başlardı söze. Siz bu akılla daha kaç adım gidersiniz diye eklerdi Sayın Öcalan. Başbakan bir kamu düzeni diye tutturdu Sayın Öcalan kamu düzeni polisiye yöntemle sağlamaz diyerek bir bilim insanına yakışır bir cevap verdi. Gelin bunu sağlayalım. 

Bütünlüklü bir müzakere kamu dediğiniz şeyi kazanabilir dedi. Sayın Öcalan ne dediyse tersini anladılar ya da düzünü anlayıp tersini yaptılar. Sayın Öcalan Davutoğlu'na acı acı gülerek şöyle derdi. Kürt evine giremiyor Türk evinden çıkamıyor; al sana kamu düzeni. İşte sizin kamu düzeni, ülkeyi getirdiğiniz nokta burası. Oysa barışın hemen eşiğindeydik. Elimizi uzatsak tutacak kadar yakındık. Bugünde uzak değiliz bu kan bu ölüm bizleri yıldıramaz. Hapishane ile sürgünle korkutamazlar. Korkak arıyorsanız aynaya bakın. Bir fezleke geldiğinde yere göğe sığdıramadığınız mahkemelere biz güvenmiyoruz dediniz. Sizin güvenmediğiniz mahkemelere biz güveneceğiz öylemi çok beklersiniz. 

'İMRALI'NIN YOLUNU AÇIN'

Barış uzak değil. Bu topraklarda iktidarı eline geçirenlerin hikmetle öğrenme alışkanlığı yok ancak felaketle öğrenebiliyorlar. Hem ülkemizi hem bölgemizi bir yeryüzü cenneti haline getireceğimiz yöntem nettir, açıktır, onun da yolu demokratik siyaset ve müzakerelerdir. Buradan İmralı Heyeti olarak Sayın Başbakan'a çağrı yapıyorum. Laf kalabalığını bir kenara bırakın. Bölgenin gerçekliğini bizim kadar biliyorsunuz. Bunun sürdürülebilir olmadığını biliyorsunuz. Bölge halkının demokratik sabrı daha berhava olmuş değil. Sizde başbakansınız bu topraklara kaçak gelip gideceğinize açın İmralı yolunu sizinle mutabakat kaldığımız ne varsa oradan başlatalım bir hafta içinde ülkemizin çehresini değiştirelim. Sen el kapılarında vatandaşlarımızı serbeste dolaştıracağım derken memleketinizde insanlar dolaşamıyor bundan utanmıyor musunuz? Bütün arkadaşlarımız ve kurumlarımızla size son derece önemli bir çağrı yapıyoruz. Bütün annelere buradan taahhüt ediyorum. Bu ülkede bu ciddiyetle yaklaşırlarsa çatışmasızlığın yakalanması bir haftalık iştir. Böyle olmazsa beni Diyarbakır meydanında dara çekin ah çeken alçaktır. 

Bunu Sayın Öcalan'la yaptığımız görüşmelerden edindiğimiz perspektifle yapıyoruz, annelerin tedirginliği için yapıyoruz. Gelin daha fazla kirlenmeyelim. Zulme boyun eğmeyen, 7'den 70'e biat etmeyi reddeden bütün kardeşlerime bu sözü vererek hepinizi saygıyla sevgiyle minnetle selamlıyorum. An serkeftin an serkeftin. Newroz piroz be…" 

...
...