KDP’nin en büyük korkusu, Başûrê Kurdistan halkının her gün büyüyen öfkesinin örgütlü bir güce dönüşmesidir, çünkü halkın isyancı geleneğini biliyor.

Türk devleti, işgal planını KDP’nin her türlü işbirliği ve desteği ile devam ettiriyor. KDP’nin bu savaştaki uğursuz rolüne ne gerillanın ne de halkın sabrı kaldı. Amediyê şehrinin ortasından geçen Türk ordusunun konvoylarına şahitlik eden Amediyê sakinleri; her gün bağına bahçesine obüs ve havan topu düşen Guherzê’nin köylüleri; Mijê ve Spîndare köyünden zorunlu çıkartılanlar; bugün bile arazisi cayır cayır yanan Sergelê köylüleri, uğursuz KDP’den ve işgalci Türk ordusundan kurtulacakları günü bekliyor. Sanki gerillanın orada olmasından rahatsızmış gibi gösterilen halkın en büyük umudu, gerillanın bu savaştan zaferle çıkmasıdır.

KDP’nin bugün en büyük korkusu, halkın her gün büyüyen öfkesinin örgütlü bir güce dönüşmesidir, çünkü KDP de bilir; Başûrê Kurdistan halkı isyancıdır, isyan geleneğinden gelir. KDP’nin halkın iradesinden ne kadar korktuğunu, yıllardır ertelediği seçimlerden biliyoruz. Demokrasinin birincil gerekliliği olan seçimi bile yıllardır örgütlemekten korkan KDP, elbette bu işgal saldırılarının ayyuka çıktığı günlerde de halkının yanında değil işgalcinin yanında olacaktır.

TÜRK ASKERLERİ TURİST Mİ?

Türk ordusunun 3 Temmuz saldırılarından sonra KDP medyası, halkın tepkilerini sakinleştirmek, sanki bölgede her şey güllük gülistanlıkmış gibi göstermek için yalanlara başvuruyor.

Hiçbir ülkenin medyası, kendi toprakları üzerindeki işgali normalleştirmek için bu kadar çaba göstermez.

Bugün K24 isimli kanalın Amediyê şehrinde yaptığı haberi izlerken KDP basınının yalanda ve özel savaşta sınır tanımadığını tekrar anlamış olduk.

K24 muhabiri, öncelikle Amediyê şehrinin gün içinde ne kadar turist çektiğinden, ne kadar görkemli ve çok güzel bir manzaraya sahip olduğundan bahsediyor. Acaba Amediyê şehrinin kendisinde ve etrafında cirit atan atan işgalci Türk askerlerini turist olarak mı görüyorlar? Hangi manzaradan bahsediyorlar? Şehrin hemen yakınındaki Amediyê Tepesi’nde gerilla mevzilerine karşı atılan kimyasallardan çıkan duman ve patlamaların manzarasından mı? Yoksa Amediyê’nin yamaçlarında yer alan Sergelê ve diğer köylerde yanan ormanların manzarası mı? Hangi manzara? Türk ordusunun attığı obüs ve havanlarla yaralanan Kürt çocuklarının yanık bedenlerinin manzarası mı?

K24 muhabiri, daha sonra Amediyê şehrinin ne kadar huzur dolu yaşadığını göstermek için birkaç sokağın görüntüsünü ekranlara yansıtıyor. Kamerasını biraz yana kaydırsa Türk işgalcilerinin ateşe verdiği araziler çok iyi görünecek, kamerasını biraz yukarı kaldırsa Türk ordusunun bombardımanları yüzünden neredeyse un ufak edilmiş Amediyê Tepesi’ni de alacak kadrajına, bu yüzden çekimlerin açısı çok dar, sadece bir dükkanın önünde alışveriş yapan birkaç kişi görünüyor. Sonrasında diyaloğu önceden hazırlanmış bir kaç röportaj. Röportajda konuşan kişi Amediyê şehrinin günde binlerce turist çektiğini, etrafında hiçbir olağanüstü durumun olmadığını ve çok huzur dolu yaşadıklarını söylüyor.

KDP özel savaş ekibi, üç maymunu oynamakta bayağı ustalaşmış.

İŞGALİ MEŞRU GÖSTERME ÇABASI

Halbuki Amediyê halkı, kulaklarını kapatsa bile duymazlıktan gelebilir mi o patlama seslerini? Evlerinden hiç çıkmasalar bile hissetmezler mi yanan ormanlarından yayılan sıcaklığı? Maskelere bürünseler de nasıl duyumsamazlar Amediyê Tepesi’nden yayılan kimyasal gazların kokusunu? Nasıl görmezden gelirler, kirli postallarıyla şehirlerinin ortasından konvoylarıyla geçen işgalcileri?

Hadi diyelim ki görmüyor ve duymuyorlar, huzur içinde yaşadıklarını iddia ediyorlar. Acaba bu, iki yıldır o bölgede işgale karşı direnen gerilla sayesinde değil midir? Amediyê Tepesi’nde iki yıldır her türlü savaş suçu ile yüz yüze kalan ama yine de Türk ordusu şehirlere yönelmesin diye işgale geçit vermeyen kahramanların sayesinde değil midir? Şüphesiz gerilla iki yıldır orada canını ortaya koyup savaşmasaydı Amediyê şehrinde kimse huzur içinde yaşadığını iddia edemezdi. Eğer varsa bir dirhem huzur, o da o şehrin üzerindeki tepelerde akan gerilla kanı sayesindedir.

HUZUR YOK, İŞGAL SALDIRISI VAR

Amediyê alanında huzur yok, Amediyê’de Başûrê Kurdistan tarihinin en büyük işgal harekâtı var. Türk askerleri oraya Amediyê şehrinin görkemli manzarasını seyretmeye de gelmedi. Ortadoğu’da adım attıkları hiçbir yere kan, gözyaşı, ölüm, tecavüz ve katliamdan başka hiçbir şey getirmediler, Amediyê’ye de getirmeyecekler. Bu yüzden bugün Amediyê sakinlerinin huzur içinde yaşadığını iddia edip Türk ordusunun işgal harekâtını meşru göstermeye çalışanlar, bu işgal harekâtı durdurulamadığında o halkın yaşayacağı acılardan da sorumlu olacaktır.

GERİLLA ONURUN SAVUNUCUSUDUR

Rêber Apo, Güney perspektifleri isimli değerlendirmelerinde, “KDP işbirlikçi güçtür ve hakim iradeye bağlıdır. Hakim irade istedi mi, çeşitli yöntemlerle bu çatışmanın içine çekilir. Nitekim çekildi de. Yani bağlı güçtür, başka türlü yapamaz. Türk rejimi de bu temelde bir federe Kürt devletine bağlılığı hem destekledi hem de korudu. Bundaki amacı, PKK’yi Güney’den tecrit etmek ve giderek Güney’deki Kürt işbirlikçi güçlerini PKK’ye karşı yöneltmekti” diyor. KDP’nin işbirlikçi ihanetçi karakteri bundan on yıllar önce çözümlenmiş, analiz edilmiştir.

Rêber Apo’nun bölgenin siyasal, askeri, toplumsal yapısına ilişkin ortaya koyduğu öngörü ve analizler, on yıllar sonra bile gerillanın mücadelesine perspektif sunuyor. Bu yüzden Türk ulus devletinin işgalci karakterini en iyi okuyan da Türk devletinin orada yaptıklarını ve yapacaklarını en iyi tahlil eden de ve yine bu öngörü ve bilinçle Başûrê Kurdistan halkının onur savunucusu olan Kurdistan Özgürlük Gerillası’dır.

KDP’nin medyası "Amediyê’de huzur var, Amediyê’de turizm gelişiyor" diyerek ancak Barzani Ailesi’nin yardakçılarını kandırabilir, Başûrê Kurdistan’nın isyan geleneğinden gelen yurtsever Kürt halkını ise asla. Hele Kurdistan Özgürlük Gerillası’nı asla yanıltamazlar.