GÖRÜNTÜLÜ

Baydemir: İhanet bir daha bu coğrafyada hayat bulmayacak

Kürdistan'da tarihin artık tekerrürden ibaret olmayacağını belirten Osman Baydemir, tüm engellemelere rağmen Öcalan'ın 4 Nisan'da kutlanan doğum gününe dikkat çekti.

Kürdistan'da tarihin artık tekerrürden ibaret olmayacağını belirten Osman Baydemir, tüm engellemelere rağmen Öcalan'ın 4 Nisan'da kutlanan doğum gününe dikkat çekerek, "Bugün Sayın Öcalan'a sahip çıkmak; ihanet bir daha bu coğrafyada hayat bulmayacak anlamı taşıyor" dedi.
 
Türkiye'nin demokrasisi ve Kürt sorunun çözümü için büyük bir çaba harcayan ancak, AKP rejimi ve Türk devletinin kirli savaş politikalarındaki ısrarı nedeniyle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 5 Nisan 2015'ten bu yana üzerinde geliştirilen tecrit bir yılını geride bırakıyor. 4 Nisan'da AKP ve Türk devletinin tüm antidemokratik uygulamaları ve ablukasına rağmen Öcalan'ın doğduğu köy olan Amara'ya ulaşarak Öcalan'ın doğduğu evin bahçesinde doğum günü kutlandı.
 
'TECRİT CEBERUT SİSTEMİN İŞLEMEYECEĞİNİN DELALETİDİR'
 
Öcalan'a uygulanan tecrit ile bir savaş ilanının yapıldığını söyleyen HDP Urfa Milletvekili Osman Baydemir, Öcalan'a sahip çıkmanın Kürt tarihinde yaşanan ihanetlerin bir kez daha Kürdistan coğrafyasında hayat bulmayacağı anlamına geldiğinin altını çizdi. ANF'ye konuşan Baydemir, kesin ve net bir şekilde Ortadoğu'nun eski Ortadoğu olmadığının ortaya çıktığını söyleyen Baydemir, "Artık ceberut devlet anlayışıyla halkların özgürlük talebi ve halkın kendi değerlerine sahip çıkma arzusunu, yasaklarla cebirle ve şiddet ile önlenemeyeceği bir kez daha 4 Nisan'da Amara'da açığa çıkmıştır" dedi.

Artık Ortadoğu devletlerinin eski devlet algısı ve eski devlet yöntemiyle toplumu, toplumları yönetme çabasının da meşruluğunun bir boyutuyla gelinen aşamada bir kez daha tartışma konusu olduğunu kaydeden Baydemir, "Sayın Öcalan'ın her şeyden önce bugün tecrit altında tutulmuş olması ve bugün coğrafyamızın kan gölüne çevrilmiş olması; bu ceberut sistemin artık işlemeyeceğinin de bir delaleti olarak algılamak ve kodlamak gerekiyor" diye belirtti.
 
'4 NİSAN'A SAHİP ÇIKMAK TECRİDE KARŞI ÇIKMAKTIR'
 
Ortadoğu'daki gerek mezhep ve etnik kimlik çatışmalarının panzehrinin; halkların eşitçe ve özgürce bir arada yaşama stratejinin hayat bulmasından geçmekte olduğunu ifade eden Baydemir, "İşte halkların eşitçe, kardeşçe, özgürce bir arada yaşama paradigması her şeyden önce Sayın Öcalan'ın paradigmasıdır. Bugün Amara'da aynı şekilde coğrafyamızın dört bir yanında bütün engellemelere rağmen insanlarımızın, halkımızın, halklarımızın bugüne sahip çıkması bu paradigmaya sahip çıkması olarak okunmalıdır. 4 Nisan'a sahip çıkmak tecride karşı çıkmak anlamına gelmektedir. Çünkü tecrit bir nevi savaş ilanıydı. 5 Nisan 2015'ten bugüne kadar her hangi bir şekilde Sayın Öcalan ile görüşme gerçekleştirilemedi. Görüşmelerin kesilmesinden sonra devlet müzakere konseptinden savaş konseptine geçmiş oldu. Dolayısıyla sahip çıkmak demek tecride karşı çıkmak, savaş konseptine karşı çıkmak demektir. Bir kez daha müzakere ve diyalog konseptini hayata geçirmenin bir nevi arzusu, talebi ve çığlığıdır" dedi.
 
'BU COĞRAFYADA ARTIK TARİH TEKERRÜRDEN İBARET OLMAYACAK'
 
Tüm engelleme ve ablukaya rağmen Amara'ya ulaşan ve ulaşmak için yollara düşen on binlere teşekkür ederek, şükranlarını sunan Baydemir şunları söyledi: "Onların çabası hiçbir halk önderinin değerinin Kürt halkı tarafından yalnız bırakılmayacağının mesajı oldu devlete. Bu itibarla da son derece kıymetli, tarihe de not düşecek bir 4 Nisan Amara yürüyüşüne halkımız başarıyla sahip çıkmış ve gerçekleştirmiştir. Çok açık ve net, kendi namı hesabıma. Tarih tekerrürden ibaret olmayacak bu coğrafyada. Şeyh Said, Seyit Rıza, Qazi Muhammed, Mele Mistefa bir bütün olarak dört parça Kürdistan'daki özgürlük mücadelesi zaman zaman akamete uğradı. Kürt halk değerleri, öncüleri yalnızlaştırıldı, ihanete uğradılar. Bugün Sayın Öcalan'a sahip çıkmak; ihanet bir daha bu coğrafyada hayat bulmayacak anlamını taşıyor. O açıdan tarihidir ve kıymetlidir.