GÖRÜNTÜLÜ

Bir yıl oldu: Tahir Elçi hala orada

Amed Baro Başkanı Tahir Elçi’nin ölümünün üzerinden tam bir yıl geçti. Ancak bu bir yılda beklendiği gibi failler yargılanmadı, hayati önemdeki deliller ya tahrip edildi ya da hiç gün yüzüne çıkarılmadı.

Meslek hayatı boyunca sürekli “faili meçhul” cinayetlerin aydınlatılması, yakılıp yıkılan köylerin hesabının verilmesi için mücadele eden Amed Barosu Başkanı Tahir Elçi, bir tarihin yok edilmesine karşı çıkmak için geçen yılın 28 Kasım’ında Dört Ayaklı Minare önünde açıklama yaptıktan hemen sonra katledildi. Son anları ve cansız bedeninin tarihi minarenin sütunları dibinde boylu boyuna uzanışı o sırada orada bulunan gazeteciler tarafından kaydedildi. Her şey bir anda olmuştu ve Tahir Elçi, hiç durmadan ateş eden polislerin menzilindeydi. Aslında her şey çok açıktı, görüntüler birçok şeyi anlatıyordu, ancak cinayetin hemen ardından ilan edilen sokağa çıkma yasağı, olay yeri incelemesinin yapılmaması, delillerin toplanmaması soruşturmayı sürüncemeye bıraktı. Onun kaderinin de davalarını üstlendiği Kuşkonar ve Koçağılı köylerinin bombalanması, Lice katliamı, Roboskî katliamı ve Cemal Temizöz’ün neden olduğu cinayetlere kurban gidenler gibi olma tehlikesi ortaya çıktı.

GÖRÜNTÜLER NET

Elçi dosyasından şuana kadar tek bir fail yargılanmazken, ön otopsi tutanağında, kurşunun sağ kulak arkasından girdiği sol kaş üstünden çıktığı belirtildi. Ardından kriminal otopsi raporundan ise Elçi'nin hangi silahtan, hangi açıdan, hangi vücut pozisyonu ile vurulduğunun tespitinin tıbben ve fiziken bilinemeyeceği ileri sürüldü. Çatışma esnasında Elçi'nin sol tarafında bulunan polislerin durmadan ateş ettiği kamera kayıtlarına yansımıştı. Görüntülerde sokak başında polisle çatışan iki gencin, baronun açıklama yaptığı Dört Ayaklı Minare'nin bulunduğu sokağa doğru koştuğu, polislerin durmadan üzerlerine ateş açtığı, ancak iki gencin hiçbir şekilde karşılık vermediği net biçimde görülüyordu. Ortaya çıkan görüntüler ve görgü tanıkların anlatımları, Elçi'nin polisin silahından çıkan kurşunla vurulma ihtimalinin yüksek olduğuna işaret ediyordu. Herkesin gözleri önünde yaşanan infaz, sürekli manipüle edildi. 

SAVCI 3 DEFA DEĞİŞTİ

Uzun bir süre fiili gizlilik kararının uygulandığı dosyada, avukatlara herhangi bir delil verilmezken, ana akım medyaya manipüle haberler servis edildi. “PKK’liler tarafından vurulduğu” iddiası çarşaf çarşaf ana akım medyanın sayfalarında çıktı. Bu süre zarfında dosyaya bakan savcı 3 defa değiştirildi. Dosyayla ilgili sürekli yeni bilgiler olmasına rağmen bir arpa yol alınmadı. Olay yerini tam açıyla gören Mardin Kebap Evi’nin kamera kayıtlarının dosyaya eklenmesi talep edildi, ancak bu görüntüleri avukatlar hiçbir zaman izleyemedi. Olay yeri inceleme ekiplerinin Elçi’nin vurulduğu yerde iki kez inceleme yapmasına rağmen kovanlar toplanmadı. Olay yerine çok yakın mesafedeki PTT şubesine ait güvenlik kamerasından elde edilen görüntülerden 17 dakikalık kısmın silindiğinin ortaya çıkması davanın sürüncemede bırakılacağı niyetini iyiden iyiye açığa çıkardı.

‘100 TALEPTE BULUNDUK YERİNE GETİRİLMEDİ’

Elçi dosyasının geldiği aşamayı ajansımıza değerlendiren Amed Baro Başkanı Ahmet Özmen, Elçi’nin meslek hayatını adalet ve demokrasi mücadelesine adadığını söyledi. Soruşturma dosyasının etkin şekilde yürütülmediğini kaydeden Özmen, “Olayın üzerinden bir yıl geçti. Şu ana kadar şüpheli sıfatıyla ifadesine başvurulan hiç kimse yok. Dosyada gizlilik kararı olmamasına rağmen dosyanın tamamına ulaşamıyoruz. Savcılar avukat yerine dosyayla ilgili bilgileri basına veriyor ama avukatlara vermiyor. Bizler Elçi’nin katillerinin ve arkasındaki karanlık güçlerin gerçek delillerle ortaya çıkarılmasını istedik. Manipüle haberlerle soruşturma dosyasına ciddi zararlar veriliyor. Soruşturma makamlarına 100’e yakın talepte bulunduk. Şuana kadar sunduğumuz taleplerin herhangi biri yerine getirilmedi” değerlendirmesi yaptı. 

‘GÜVENLİK KAMERASI GÖRÜNTÜSÜ HAYATİ ÖNEMDE’

Elçi’nin vurulma anını hakim bir açıyla çeken Mardin Kebap Evi’ne ait güvenlik kamerası görüntülerinin hayati önem taşıdığını söyleyen Özmen, “30 Kasım itibari ile Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na bu delili biz bildirdik. Çatışmalardan kaynaklı bu delilin bir an önce alınması gerektiğini dile getirdik. Delil alındı. Ama hala o delil çözülmüş ve bizler tarafından izlenmiş değil. Bu bile soruşturmanın etkili ve hızlı yürütülmediğini gösteriyor. Darbe girişiminden sonra yargı sistemi içerisindeki hakimlerin 3’te biri açığa alındı. Görevde kalan savcılar da bu soruşturmaya bakmakla görevlendirildi. Şu ana kadar Elçi soruşturma savcısı 3 kez değiştirildi. Geçen hafta itibari ile tekrardan cumhuriyet savcısı değişti” dedi. 

‘KAYGILIYIZ’

Özmen, dosyayla ilgili düşüncelerini ise şu sözlerle özetledi: “Tahir Elçi’nin katledilmesinin ardından ana akım medya tarafından 3 kişinin gözaltına alındığı söylendi. Ama görünüşte gözaltı ve tutuklama var. Bunlar algı operasyonlarıdır. Yargı teşkilatı bu tür dosyaların aydınlatılması hususunda iyi bir karneye sahip değil. Bunun somut örneği 1990 yılında işlenen faili meçhul dosyalar. Faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması yok denecek kadar azdır. 2009 yılında bazı faili meçhul davalar yeniden açıldı ve farklı kentlere gönderildi yargı sürecinde. Daha sonra da teker teker beraat kararları verilmeye başlandı. Geçmişi düşündüğümüz zaman yargının karnesi olumsuzdur. Tahir Elçi dosyası yargının geçmiş durumlarına bakıldığında acaba bu dosya da aydınlatılmayacak mı, failler bulunmayacak mı diye düşünüyoruz. Toplum da bizler de dosya nedeniyle kaygılıyız.”