Ceylan Akça Cupolo: Hukukun olmadığı ülkede öz savunmamızı sağlamalıyız

Türk devletinin Hizbullah’ı yeniden canlandırmak istediğini belirten DEM Parti Amed Milletvekili Ceylan Akça Cupolo, “Hukuk ve güvenlik yapılarının iflas ettiği ülkede yaşam alanlarımıza sahip çıkmaktan, öz savunmamızı sağlamaktan başka çaremiz yok” dedi.

AMED'DE HİZBULKONTRA SALDIRILARI

Amed’deki saldırılara dikkat çeken DEM Parti Amed Milletvekili Ceylan Akça Cupolo, “Devlet, Hizbullah'ı yeniden canlandırmak istiyor. Öz savunmamızı sağlamalıyız" dedi.

Son iki ay içerisinde Amed kent merkezinde aralarında kafelerin de olduğu 5 yere saldırı düzenlendi. Yaşanan bu saldırılarda toplumun ve özellikle kadınların yaşam tarzı hedef alınırken, olaylara karışan saldırganlar ise ifadeleri alınıp serbest bırakıldı. Saldırganların serbest bırakılmasının ardından yüzü maskeli üç saldırgan daha iki kafeye silahlı saldırı düzenledi.

Saldırıları ANF’ye değerlendiren DEM Parti Amed Milletvekili Ceylan Akça Cupolo, “Süleyman Soylu’nun bahsettiği stratejik adımın görünür eylemleri, Amed’de son 45 günde ortaya çıkmaya başladı. Bu eylemler bizce tekil veya bireysel eylemler değildir. Polis ve istihbaratın mutfağında pişirilen ve Kurdistan halkına yedirilen bir zehirdir” dedi.

'SALDIRILAR TESADÜF DEĞİL'

Saldırıların bir tesadüf olmadığını belirten Ceylan Akça Cupolo, “Aslında 2018 itibarıyla cezaevinde tek domuz bağcısının dahi tutuklu kalmadığı hakikatine baktığımızda AKP-MHP koalisyonuna bir de Hizbulkontra’nın katıldığı oldukça açıktır. Hatta daha da geriye giderek 2014 yılında devlet gözetiminde sınırlarda akrobasi yapan, Kobanê’de insanları katleden IŞİD çeteleri, 2015 yılındaki ablukalarda yağma, talan ve katliama katılan Esedullah timleri, aynı tencerede kavrulmuş zehirlerdir. Süleyman Soylu, bu domuz bağcılarının piyasaya sürülmesini ayrıca ‘sosyolojik’ bir hamle olarak da nitelemişti. Devlet, Kurdistan’da IŞİDvari militer-siyasi bir yapıyı 2000 yılında buzluğa kaldırılan Hizbullah hortlağını yeniden canlandırarak Kürt Özgürlük Hareketi üzerine katran gibi sürmeye çalışmaktadır. Bu akılla ilk saldırılarını kadınlara yapıyorlar çünkü özgürlük hareketinin en güçlü ana kolonu kadın özgürlükçü anlayıştır. Haliyle kadınların sosyal yaşamdan, ortak sosyal alanlardan izole edilmesini, kamusal alanın kadınlardan arındırılmasını saldırılarının ana arteri yapıyorlar” diye kaydetti.

 'YAŞAM ALANLARIMIZA SAHİP ÇIKMALIYIZ'

Saldırıları gerçekleştiren faillere ilişkin yargı mekanizmasının etkin bir soruşturma yürütmeyeceğine dikkat çeken Ceylan Akça Cupolo, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Domuz bağcı katillere ilişkin etkin bir soruşturma yürümeyecek. Bu tarihsel bir gerçektir. Böylesi bir niyetleri olsaydı, kendine içişleri ve adalet bakanı diyen iki zat, o klasik sanal medya paylaşımlarından birini yapar ‘Gereği yapıldı’ derdi. Ama demiyorlar çünkü sahadaki çeteleri gereğini yapıyor. Örgütün askeri kanat sorumlusu ve 109 cinayetin bizatihi tetikçisi olduğu tespit edilen ve son savunmasında, ‘Pişman değilim. Cezaevinde patlamaya hazır bomba haline geldik. Sabrımız tükenmiştir. İçeriyi kan gölüne çevirebiliriz… Cinayetleri Allah'ın yardımıyla yaptık. Bölgede asker ve polisin sevgisini kazandık' diyen Cemal Tutar’ı tahliye eden, yurt dışına çıkmasına aracılık eden bu iktidar ve koyun koyuna gezdiği derin katil yapı mı yürütecek etkin soruşturmayı? Tarihsel ve güncel gerçekler göz önünde bulundurulduğunda yaşam alanlarımıza sahip çıkmaktan, öz savunmamızı sağlamaktan ve kendi göbeğimizi kendimizin kesmesinden başka çaremiz yok. Hukuk ve güvenlik yapılarının iflas ettiği bu ülkede başkaca bir çözüm görünmüyor.”