Cizre'de amca-yegen, birinin cenazesi var birinin yok

Cizre’de sıkıyönetim saldırıları sırasında katledilen Yakup Isırgan (19) ve amcası Nizar Isırgan (18) Cizre’de birlikte büyüdü.

Cizre’de sıkıyönetim saldırıları sırasında katledilen Yakup Isırgan (19) ve amcası Nizar Isırgan (18) Cizre’de birlikte büyüdü. Yakup, yaralı olarak ambulansa taşınırken sedyede keskin nişancıların hedefi oldu. Nizar ise Cizre'de vahşet bodrumunda yakılarak katledildi. İkiliden Yakup, uğruna canını feda ettiği Cizre toprakları ile bütünleşirken, amca Nizar’ın cenazesi ise hala ortada yok.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde soykırım saldırıları sırasında Yakup Isırgan (19) ve amcası Nizar Isırgan da (18) katledilenler arasındaydı. Amca Nizar mahsur kaldığı ikinci vahşet bodrumunda yakılarak katledilirken, yeğen Yakup ise, Nur Mahallesi’ndeki ailesinin yanına gitmek istediği sırada AKP rejim güçlerinin top atışlarından kopan şarapnel parçaları ile yaralandı. Yakınları tarafından çağırılan ambulansın geçişine izin verilmemesi üzerine Yakup, sedye ile ambulansın bulunduğu yere taşınırken, keskin nişancılar tarafından açılan ateş sonucu sedyede katledildi. 90’lı yıllarda devlet saldırıları nedeniyle Cizre’ye bağlı Tilêla Köyü’nden göç etmek zorunda kalan Isırgan ailesinin çocukları Yakup ve amcası Nizar, Cizre’nin Nur Mahallesi’nde birlikte büyüyen iki akraba ve arkadaştı. Okula birlikte gittikleri gibi okul sonrasında da birlikte çalışarak ailelerine yardımcı oluyorlardı. Birçok işte birlikte çalışan amca ve yeğen, farklı şehirlere çalışmak içinde birlikte yola koyuldu.
 
Çalışkan ve güvenilir kişilikleri ile tanınan ikili, Cizre’de yüzlerce kişinin de gönlünü kazanmayı başardı. Aynı zamanda motosiklet sevdalısı olan ikili, devletin Cizre’ye dönük saldırılarına karşı da mahallelerinde kalmayı tercih etti. Sıkıyönetim saldırıları sırasında yaralı halde ambulansa taşınırken sedyede katledilen Yakup’un cenazesi 2 gün yerde kaldıktan sonra ailesi tarafından alınarak, Cizre Asri Mezarlığı’na defnedildi. Cizre'deki ikinci vahşet bodrumunda katledilen amcası Nizar’ın cenazesi ise halen teşhis edilmiş değil.  

Oğlu Yakup ve kardeşi Nizar’ı anlatan Abdulselam Isırgan, kendisinin "sokağa çıkma yasağının" başladığı sırada İstanbul’da olduğunu ve saldırıların başlaması ile birlikte Cizre’ye ailesinin yanına gelmek için uğraştığını ancak geçişine rejim güçlerince izin verilmediğini söyledi. İkilinin son derece saygılı ve sevilen kişiler olduğuna dikkat çeken Isırgan, taziyelerini iletmek için tanıyan tanımayan herkesin kendilerini aradığını söyledi. Her ikisinin de yanlış bir şey yapmayacağına inancının sonsuz olduğuna vurgu yapan Isırgan, ikilinin evlerini terk etmeyerek, en doğru bildiklerini yaptıklarını söyledi.
  
İkilinin kendi halinde bir hayat sürdüklerini belirten Isırgan, ikilinin tek suçlarının mahallelerinde kalmak olduğunu ifade etti. Devletin saldırılar ile Kürt halkına zulüm yaptığına dikkat çeken Isırgan, Cizre’de yaşananların insanlık suçu olduğunu belirtti. Kardeşi Nizar ile vahşet bodrumunda iken telefon görüşmesi yaptığını da belirten Isırgan, kardeşinin yaralı olduğunu aktardığını ifade ettiğini dile getirdi. Kardeşi Nizar’a gelmesini söylediğini belirten Isırgan, kardeşinin kendisine söylediklerini şöyle aktardı: “Size söz veriyorum. Buradan çıkacak fırsatı bulursam geleceğim. Kendinize iyi bakın. Üzülmeyin.”
 
Isırgan kardeşinin halen cenazesini dahi bulamadığını hatırlatarak, “Onlar bu memleketin bu toprakların çocuklarıydı. Onları katlettiler” dedi.