Cizreliler ‘devlet enkazı'nı kaldırıyor

Cizre'de devletin soykırım saldırılarının ardından evlerine dönen halk "Devlet enkazını kaldırıyoruz" diyerek kolları sıvadı.

Cizre'de devletin soykırım saldırılarının ardından evlerine dönen halk "Devlet enkazını kaldırıyoruz" diyerek kolları sıvadı. Yaşamlarını geçirdikleri evdeki anılarını kurtarmaya çalışan Cizreliler, bir yandan kendilerine bu zulmü revan görenlere beddualar ederken diğer yandan "Gitmiyoruz yaşamımızı yeniden kuracağız" diyerek direnişteki kararlılıklarını gösteriyor.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde 80 gün süren soykırım saldırılarına gündüzleri verilen ardından, saldırıların yoğun yaşandığı Cudi ve Nur mahallerindeki evlerine dönen Cizreliler, harabeye dönmüş evlerde enkaz kaldırıyor. Cudi Mahallesi Bostancı Sokak’ta bulunan evlerine dönen mahalle sakinleri, komşularıyla sohbetlerinde "Kobanê’den daha vahşi bir saldırı yapılmış" diyor.

TANIŞMAN: EVLERİMİZ, MAHALLEMİZ YIKILMIŞ, ALLAH BELALARINI VERSİN

Bütün akrabalarının evleri yıkılan Edibe Tanışman, "Devletin enkazını kaldırıyoruz" diye isyan ediyor. Tanışman, “Bu civardaki bütün evler bizimdir. Biri bizim, biri eltimin, biri amcamın yani bütün evler yerle bir olmuş durumda. Buradayız belki geriye sağlam bir şey kalmıştır diye ama bakıyoruz hiçbir şey kalmamış. Üç aydır evde değiliz. Yeni geldik karşılaştığımız manzara karşısında şok olduk. Evlerimiz, mahallemiz hepsi yakılmış, yıkılmış, Allah belalarını versin" diye belirtiyor.

KARAKUŞ: EVİMİZİ TANK, TOP ATIŞIYLA YIKMIŞLAR

Tehditle evlerinde atıldıklarını ve devletin bin bir emekle yaptıkları evlerini enkaza çevirdiğini belirten Azize Karakuş ise “Mahalleden çıktık yanımıza da hiçbir şeyimizi almadan gittik üç ay sonra evimize döndüğümüzde yatak, yorgan ve bütün eşyamızı enkaz yığınları arasında gördük. Evimizi top atışlarıyla ve tank atışlarıyla yıkmışlar. Evimizden arta kalan hiçbir şey yok. Her şeyimizi mahvetmişler. Allah bizi bu hale koyanlara da aynı durumu yaşatsın" diye anlatıyor.

“Bu civarda yani birinci bodrum diye adlandırılan bölgedeki bütün yıkılmış evler bizim ve akrabalarımıza ait" diyen Karakuş sözlerini şöyle sürdürüyor: “Hepimizin evleri yıkıldı ve geriye enkaz yığınları kalmış durumda. Bizleri evsiz barksız bırakmak istediler ve Cizre’yi boşaltmamızı istediler. Halkımıza yapılan bir vahşettir, barbarlıktır, bunu yapanlarda kesinlikle Allah korkusu diye bir şey yoktur. Bizlere kalan enkaz yığınları bile olsa bizler mahallemize geri döneceğiz ve evlerimizi terk edip memleketimizden göç etmeyeceğiz.”

OLUK: BU ZULMÜN BEDELİ MUTLAKA ÖDETİLMELİ

Oğlunun yıkılmış ve yerle bir olmuş evinin enkazı arasında sağlam bir kaç parça eşya arayan Makbule Oluk ise "Bu zulmün bedeli mutlaka ödetilmeli" diye isyan ediyor. Oluk, "Bahçe, ev, ev eşyalarımız hepsini yakıp, yıkmışlar, eşyalarımızı kırıp dökmüşler. Evimizi olduğu gibi bıraktık ama geriye döndüğümüzde enkaz yığınları ve enkaz yığınları altında kalarak kullanılamaz hale gelen eşyalarımızla karşılaştık. Giyecek bir elbisemiz bile kalmamıştır. Cizre’de bütün halkımız aynı durumu yaşıyor. Bize kalan bir enkaz yığınıdır. Devlet evlerimizi yıktı bakalım nasıl olacak ve kim yapacak bilmiyoruz umarım halkımıza yapılan bu zulmün bedelini öderler" diye anlatıyor.

Cizre'nin çok zulüm gördüğünü ve hiçbir zaman diz çökmediğini belirten Oluk şunları dile getiriyor: “Çocuklarımız perişan oldu, insanlarımız katledildi, evlerimiz yakılıp yıkıldı. Allah hakkımızı yerde bırakmasın. Görüyorsunuz bu kışta insanlarımız evlerinin enkaz yığınları altında ve arasında yaşamaya başladı. Yani gidecek bir yerleri kalmamıştır. Bunun için insanlar enkaz yığınları arasında bile olsa kendi memleketinde yaşayacak.