Cizreliler: Evimizi, canımızı alabilirler ama Kürtlüğümüzü alamazlar

Sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasının ardından kentlerine dönen Cizrelilerin bir çoğu geride bıraktıkları evlerinin enkazları ile karşılaştı. Cizrelilerin duruşu, devletin tüm şiddetine rağmen yıkılmayan iradenin de fotoğrafı.

Sıkıyönetim saldırılarına gündüzleri ara verilen Şırnak’ın Cizre ilçesinde kentteki abluka devam ederken, saldırılar sırasında evleri hasar gördüğü için evlerini terk etmek zorunda kalıp köylere ve çevre kentlere göç eden Cizrelilerin, kente dönüşü de sürüyor. Arama noktalarında saatlerce bekletildikten sonra kente giren Cizrelilerin ilk yaptıkları iş ise geride bıraktıkları evlerine koşmak oluyor ama bazıları evlerinin enkazını bile bulamıyor. Devlet güçlerinin saldırılarının yoğun olarak yaşandığı Cudi Mahallesi’nde evlerine dönen yurttaşların bir çoğu evlerinden geriye kalan moloz yığınları ile karşılaşırken bazıları ise devlet güçlerince enkazlar kaldırıldığı için evleri yerine boş arazi ile karşılaşıyor.

Sıkıyönetim saldırılarının sürdüğü dönemde Cudi Mahallesi’ndeki evinde 35 gün kaldıktan sonra atılan top ve havan atışları nedeniyle evini terk etmek zorunda kalan ve yasağın gündüzleri kalkmasının ardından evine dönenlerden  Ömer Aslan, karşılaştıkları manzara karşısında şok olduklarına belirterek devlet şiddetine tepki gösterdi. Aslan, “Çünkü evimiz toplarla vurulmuş, evin içi taranmış ve kullanılacak eşya kalmamış. Evimiz kullanılamaz hale geldi. Çocuklarımız evini gördüklerinde hepsi oturup ağladılar. Bizler ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bunu bize zalimler yaptı” dedi. 

“37’inci günde evimizi terk etmek zorunda kaldık. Evimiz 16 daireydi ama şimdi kullanacak bir tuvaletimiz bile kalmadı”diyen Edibe Kurum ise evleri yıkıldığı için komşunun bahçesinde kaldıklarını söyledi. Kurum, karşılaştığı manzaraya tepkisini şu sözlerle dile getirdi : “Her şeyimizi yerle bir etmişler. Bize bunu devlet yapmıştır. Zalimler yapmıştır. Evimizde sağlam bir şey kalmamıştır. 16 dairemizde bulunan bütün her şeyi yakıp yıkmışlar”. Asıl canlarını yakanın ise evler değil insanların katledilmesi olduğunu vurgulayan Kurum, “Bu bodrumlarda yüzlerce insanımız katledildi. Keşke bu insanlarımız katledilmeseydi de evler yıkılmış olsa bile sorun değildi” diye konuştu.

“Evimizde çok kiracı da vardı herkesin eşyasını yakıp yıkmışlar, kırmışlar. Benim evimde 5 klima, 5 buzdolabı vardı. Hepsini kırıp dökmüşler. Şimdi kiralık ev bakıyoruz ama kiralık ev bile bulamıyoruz” diyen Kurum, devletin tüm şiddeti ve yıkımına karşı Cizre’de olacaklarını, kimliklerinin ve taleplerinin de sonuna kadar arkasında olduklarını söyledi. Kurum, “Onlar bundan daha beterini yapsa bile bizler kimliğimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Evimizi, canımızı alabilirler ama Kürtlüğümüzü alamazlar” dedi.

Saldırılar sırasında 45 gün boyunca evde kaldıklarını fakat tank atışları nedeniyle evinini terk etmek zorunda kaldıklarını belirten Sezer Yalun da “Bu sabah geldiğimizde evimizi değil bir enkaz yığınıyla karşılaştık. Zaten evimizin büyük bir bölümünü götürmüşler. Enkazları bile götürmüşler. Arabalarımızı, bütün malımızı, mülkümüzü mahfetmişler. Evimizi devlet güçleri bombalamış ve bu hale getirmiş. Kullanılacak hiçbir şey kalmamıştır. Ne diyelim söylenecek söz kalmamıştır” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

Adnan Narin is mahallesine döndüğünde evinin enkazını bile bulamayan yurttaşlardan. Evinin bulunduğu boş arazide konuşan Narin, devlet terörüne şu sözlerle tepki gösterdi : “Burada terör vardı diyorlar. Yalan söylüyorlar burada terör falan yoktu. Burada devlet terörü vardı. Vahşi barbar asker ve polisler gelmişti ve onlar evimizi bu hale getirmişler. Halkımıza yapılan bir zulümdür, vahşettir. Ne diyebiliriz ki.”
 

...