Demirtaş: Sur’da bir tek taş bile AKP-DAİŞ rantçılarına satılmamalı

Kürt siyasetçi Nurettin Demirtaş, AKP’nin başından bu yana Sur’daki tarihi yapıyla birlikte yıllardır birlikte yaşayan faklı halk ve inançları hedef alarak bu saldırıları düzenlenmiş olduğunu belirtti.

Sur içinde sadece barikatlar kurulduğu için saldırıların düzenlenmediğini söyleyen Kürt siyasetçi Nurettin Demirtaş, AKP’nin başından bu yana Sur’daki tarihi yapıyla birlikte yıllardır birlikte yaşayan faklı halk ve inançları hedef alarak bu saldırıları düzenlenmiş olduğunu belirtti.

Silopi, Cizre ve Sur’da AKP’nin gerçek yüzün açığa çıktığını kaydeden Nurettin Demirtaş, Silopi ve Cizre de olduğu gibi kaybedenin yine AKP olduğunu ve AKP’nin yapmış olduğu bu saldırılarla ‘psikolojik yıkımı’ yaratmak istediğini vurguladı. Fakat yaptıklarıyla Sur halkını ilelebet kaybetmiş olduğunu söyledi.  

Kürt halkının korkunun-dehşetin her türlüsünü yaşamış olduğunu deyim yerindeyse artık bunlara karşı bağışıklık kazanmış bir halk gerçeğine sahip olduğunu ifade eden Demirtaş, çok köklü kültürel ve moral değerlerine sahip olan Kürt halkının bu zulüm makinesini de parçalayacak gücü olduğunu belirtti. 

“Yıkılıp viraneye çevrilmiş olsa bile hiç kimse evini, arsasını, bir tek taşını bile savaş fırsatçısı AKP-DAİŞ rantçılarına kaptırmamalı, satmamalıdır” diyen Demirtaş, Sur halkını AKP’nin oyunlarına karşı uyardı. 

Öz yönetim adına Sur’da kahramanca direnenlerin aziz anılarının her tavırda yaşatılması gerektiğini belirten Demirtaş, Sur’un her sokağında, her taşında onların kutsallığının görülmese ve sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Demirtaş; “Ve unutulmamalı ki bu direniş AKP’nin iddia ettiği gibi bitmiş değil, yeni başlamaktadır” dedi.

AKP hükümetinin Cizre ve Silopi de olduğu gibi Sur’da d a kaybettiğini, bu katliam ve saldırılarla birlikte gerçek yüzünün ortaya çıktığını ifade eden Kürt siyasetçi Nurettin Demirtaş şöyle devam etti:

“Silopi ve Cizre’de olduğu gibi Sur’da kaybeden yine AKP’dir; çünkü AKP yaptığı bu katliam ve yıkımla gerçek yüzünü açığa vurmuş, genelde Kürt halkını özelde Sur halkını ilelebet kaybetmiştir.

Sur’un hedef seçilmesi sadece askeri bir stratejinin ürünü değildir. Elbette bu boyutu da vardır fakat Kürdistan’ın kalbi Amed ise Amed’in kalbi de Sur İçi’dir. Siyasi anlamı bu şekilde ifade edilebilir. Tarihi-kültürel doku yönüyle taşıdığı değer ve anlam ise bir diğer sebeptir. Sokakları-evleriyle baştanbaşa bazalt taşlardan yapılmış ikinci bir kent dünyada yoktur. Gerçekten de siyasi-tarihi-kültürel açıdan taşıdığı değerle dünyada bir benzeri bulunmayan kenttir Sur İçi.”

‘SUR’DA CAMİLERLE, KİLİSELER KARDEŞÇE BİR ARADA YAŞAR’

Yıllardır Sur’da halkların birlikte kardeşçe yaşayarak demokratik kültürü yaşattığını saldırıların bunlarla da bağlantısı olduğunu dile getiren Demirtaş; “Sur İçi sadece tarihi yapıların bolluğuyla değil inançların kardeşçe bir arada yaşamasıyla da tanınır. Şark Islahat Planı ve güncel uygulamalarına rağmen Sur’da camilerle kiliseler yan yana bu demokratik kültürü yaşatıyordu. Müslüman, Hıristiyan, Ermeni, Süryani toplulukların Sur İçi belediyesi öncülüğünde kurduğu ortak meclis olan Kırklar Meclisi bile AKP-IŞİD’in neden Sur’u hedef aldığını göstermeye yetmektedir. Bu vahşet Hitler Almanyası bombalanırken bile yapılmadı; İngilizler Köln’deki büyük Dom kilisesini ve diğer insanlık miraslarını vurmadı”dedi.

Demirtaş, kurulan barikatların bahane edilerek yıkımın gerçekleştirilmesinin daha baştan itibaren kararlaştırıldığını belirtti. AKP hükümetinin ‘psikolojik üstünlük’ adı altında her türlü vahşeti uyguladığını kaydeden Demirtaş şunları belirtti: “Oradaki sokaklarda barikat kurulduğu için bu derecede pervasızca saldırmadılar, binalar, evler tesadüfen isabet alıp yıkılmadı; daha baştan itibaren Sur İçi’nde büyük bir yıkım gerçekleştirmeyi kararlaştırmışlardı. Böyle olmasa zaten tank gibi ağır savaş silahlarını devreye koymazlardı. Bu tank-top stratejisiyle bir de “psikolojik yıkım” gerçekleştirmek gibi bir dertleri vardır.”

‘HALKIMIZIN BU ZULÜM MAKİNESİNİ PARÇALAYACAK GÜCÜ VAR’

DAİŞ’in uyguladığı vahşeti internet üzerinden tüm dünyada gösterime sunmasındaki amacın insanlığı ve insanca yaşama dair tüm umutları çökertmek olduğunu söyleyen Demirtaş fakat DAİŞ’in bunda başarılı olmadığını kaydetti.

“Şimdi AKP ‘psikolojik üstünlük’ kazanma adına her türlü vahşi uygulamayı yapıyor. Korku ve dehşet stratejisiyle sonuç alacaklarına inanmış görünüyorlar. Fakat çok kötü yanılıyorlar. Bir kere bu yöntemleri uygulamakla baştan kaybetmiş oluyorlar, çünkü insanlık karşısında faşist-katliamcı-soykırımcı bir kimlikle anılacaklardır. Ayrıca, istedikleri sonuca ulaşmaları da mümkün değildir. Kürt halkı korkunun-dehşetin her türlüsünü yaşamış ve deyim yerindeyse artık bunlara karşı bağışıklık kazanmış bir halktır” diyen Demirtaş çok köklü kültürel ve moral değerlere sahip olan Kürt halkının bu zulüm makinesini de parçalayacak gücü olduğunu söyledi.

‘YIKILIP VİRANEYE ÇEVRİLMİŞ OLSA BİLE HİÇ KİMSE EVİNİ SATMAMALI’

Sur halkını AKP’nin oyunlarına karşı uyaran Demirtaş, hiç kimsenin evini, arsasını terketmemesi gerektiğini dile getirdi. Sur halkı, AKP oyunlarının bittiğini düşünmemeli, dikkatli olmalı diyen Demirtaş şöyle devam etti: “Yıkılıp viraneye çevrilmiş olsa bile hiç kimse evini, arsasını, bir tek taşını bile savaş fırsatçısı AKP-DAİŞ rantçılarına kaptırmamalı, satmamalıdır. Hangi adla yaparlarsa yapsınlar imar oyunlarına ve hilelerine karşı uyanık, tedbirli ve kesin tavırlı olunmalıdır. Öz yönetim adına Sur’da kahramanca direnenlerin aziz anıları her tavırda yaşatılmalı; her sokağında, her taşında onların kutsallığı görülmeli ve sahip çıkılmalıdır. Ve unutulmamalı ki bu direniş AKP’nin iddia ettiği gibi bitmiş değil, yeni başlamaktadır.” 

‘AKP’NİN ÖZDEŞLEŞTİĞİ YAPI TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEĞİL, DAİŞ’TİR’

AKP’nin özdeşleştiği yapının Türkiye Cumhuriyeti değil DAİŞ olduğunun ifade eden Kürt siyasetçi Demirtaş, AKP ve DAİŞ’in ortak zihniyetle hareket ettiğinin altını çizdi. 

“İster Rojava’da, ister Avrupa’da veya ülke içinde, nerede mücadele yürütürsek yürütelim AKP ile Türkiye Cumhuriyetini özdeşleştiren yaklaşımlardan kaçınmak gerekir. Bu tutum AKP’ye hiç hak etmediği payeler biçmek olduğu gibi, tüm Türkiye’yi karşıtımızmış gibi görmeyi de doğurur. Böyle bir realite yoktur. AKP’nin özdeşleştiği yapı Türkiye Cumhuriyeti değil DAİŞ’dir. AKP’nin DAİŞ ile ilişkisini tüm dünya biliyor. Devlet olanaklarını kullanarak bu ilişkiyi gizleyen ve reddeden AKP Kürtlere karşı uyguladığı terörle aslında DAİŞ örgütünün ta kendisi olduğunu; silahsız-savunmasız çocuk ve kadınları katletmesiyle, kentleri tank-top atışlarına tutmasıyla ve insanlık mirası sayılan binlerce yıllık tarihi yapılara saldırmasıyla DAİŞ ile tamamen aynı zihniyete sahip olduğunu kanıtlamıştır” diyen Demirtaş, böylece adının sadece AKP değil, AKP-DAİŞ olarak anılması gerektiğini de vurguladı.

‘HER İNSAN AKP-DAİŞ’İN HEDEFİNDEDİR’

Tüm demokratik çevreleri AKP-DAİŞ saldırılarına ve katliamlarına karşı ortak mücadele çağrısında bulundu. Tüm zengin yöntemlerle mücadeleyi yükseltmek gerektiğini belirten Demirtaş “Sadece Türkiye’nin ve Kürtlerin değil Ortadoğu’nun kaderi söz konusuyken tüm direniş çeşitlerini, yöntemlerini ve tutumlarını görünür kılmak kadar bunun birliğini de sağlamaya ihtiyaç vardır. AKP-DAİŞ çete tarzı saldırılarıyla kendilerine hizmet etmeyen herkesi düşman kategorisine alıp imha etmeyi göze almıştır; buna gücünün yetip yetmemesi ayrı bir mesele fakat bu amaca kilitlenmiş durumdadırlar. Dolayısıyla her insan AKP-DAİŞ’in hedefindedir. Buna karşı her insanla ittifak yapılabilir. DAİŞ’e karşı nasıl ki Rojava’da geniş bir ittifakla başarılı bir mücadele geliştirdiysek aynı şekilde Türkiye’nin dört bir yanında AKP’ye karşı başarılı bir mücadele yürütülebilir. AKP’ye hizmet eden herkes DAİŞ ile aynı saflardadır; AKP’ye hizmet eden herkes Kürt çocuklarının, gençlerinin, kadınlarının katledilmesinden sorumludur. Bu anlamda Türk ve Kürt devrimcilerinin, AKP’ye hizmet eden herkesi çok boyutlu olarak hedefine koymuş olması gayet anlaşılır bir durumdur. AKP-IŞİD vahşeti başka türlü durdurulamaz” dedi. 

‘CHP CUMHURİYETİN BU KRİTİK SÜRECİNDE KÜRTLERİN YANINDA YER ALMALIDIR’

Cumhuriyet’in sadece Türk halkının değil, Kürtler başta olmak üzere Türkiye halklarının ortak değeri olduğunu dile getiren Demirtaş, Cumhuriyete sahip çıkmanın da AKP-DAİŞ örgütüyle mücadele etmekten geçtiğini belirtti. 

AKP-DAİŞ şebekesinin Türkiye Cumhuriyeti’nin başında olmasına sadece Kürtlerin değil, diğer Türkiye halklarının da razı olmasının mümkün olmadığını vurgulayarak şunları söyledi: “AKP’nin uyguladığı politikalar yüzünden, Ankara sokakları adeta Şam-Halep sokaklarına dönmüştür. Ayrıca Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana hiç kimse uluslararası camiada Türkiye adını AKP-DAİŞ kadar karalayamamıştır. Bunun önüne geçecek en temel güç HDP’dir. HDP’nin Türkiye partisi olmadığını ısrarla öne çıkaran AKP’nin Türkiye ve Cumhuriyeti ile ne alakasının olduğu ortaya konulmalıdır. Cumhuriyet sadece Türk halkının değil Kürtler başta olmak üzere tüm Türkiye halklarının değeridir; bugün Cumhuriyete sahip çıkmak AKP-DAİŞ örgütüyle mücadele etmekten geçiyor. Fakat CHP başta olmak üzere kendini Cumhuriyetçi ve ilerici sayan birçok çevre, şovenizmin ve algı operasyonlarının etkisiyle, tarihin en haklı ve meşru mücadelesini yürüten Kürtleri ‘terör’ kavramıyla anarak AKP-DAİŞ ekmeğine yağ sürmektedir.”

CHP’nin böylesi bir dönemde Kürtlerin yanında yer alması gerektiğine dikkat çeken Demirtaş; “AKP-DAİŞ gücünü ayakta tutan işbirlikçi Kürtler ile CHP’nin ve özellikle de onun çevresindeki Alevilerin oynadığı rol kesinlikle aynı olamaz, olmamalıdır; CHP Cumhuriyetin bu kritik sürecinde Kürtlerin yanında yer almalıdır. Eğer M. Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşından ders alınacaksa, ilk hamlesinin Kürtlerle ittifak kurmak olduğu hatırlanmalıdır. Bunun için CHP’ye yapılan çağrılar anlamlıdır fakat her şeye rağmen buna yanaşmayan bir CHP’de, kendisini gerçekten ilerici ve demokrat olarak görenlerin artık bir saniye bile kalmaması gerekir” dedi.

Kürt siyasetçi Nurettin Demirtaş, Türkiye’nin radikal devrimci örgütlerinin Kürtlerle ittifak yapmasını tarihi bir hamle olarak değerlendirerek, tüm hakların Newroz bayramını kutlayıp 21. yüzyılın Kürtlerin, kadınların ve tüm halkların yüzyılı olacağını belirtti.

Türkiye’nin radikal devrimci örgütlerinin Kürtlerle ittifak yaptığını, tarihi bir hamle olduğunu da söyleyen Demirtaş, “Hayırlı olsun. Dileriz ki aynı ittifak düzeyi AKP-DAİŞ örgütünden rahatsız olan, Türkiye’nin tüm demokrasi yanlılarınca da sağlanır.

21. yüz yıl Kürtlerin, kadınların, tüm ezilenlerin ve tüm halkların yüz yılı olacaktır. AKP-DAİŞ gibi gerici yapıların bu yüzyılda yerleri yoktur, tıpkı Moğollar gibi güçleri konjonktüreldir ve dengelere dayalıdır; bir süre sonra silinip gitmeleri tarihin kesin emridir. Bunu hızlandırarak tahribatlarını en aza indirmek için birliğimiz önemlidir.

2016 Newroz’unun halklarımızın özgürlüğünü müjdelemesi dileğiyle, 17 yıldır İmralı’da en amansız koşullarda gerçek bir barış ve özgürlük Önderliği yapan Önder Apo’ya, halkımıza ve tüm bölge halklarına kutlu olmasını diliyorum” diye konuştu.